İNSTAGRAM - TİKTOK: "aysegulkalayzengin"
TWİTTER: "aysegulkalay_"
*
Herkese selamlar!
Yeni bölümle sizlerleyim, umarım beğenirsiniz ve bolca yorumla taçlandırırsınız.
Keyifli okumalar
***
BİR BUÇUK YIL ÖNCE
Tren garından çıktığı andan itibaren Burak'ın bakışları çevrede dolanmaya başlamıştı. Fransa'ya defalarca gelmesine rağmen, hiçbir zaman Paris dışında bir şehri ziyaret etmeye vakti olmamıştı. Bu yüzden önündeki üç aylık dönemi iyi değerlendirip, gezebildiği kadar çok şehir gezmek istiyordu. En azından yakın şehirleri...
"Amiens'e hoş geldiniz! Büyülenmeye hazır olun çünkü bu şehir sizi içine hapsedecek ve siz, bir daha asla bu şehri unutamayacaksınız!"
Jasmin'in abartılı bir ses tonuyla söyledikleri, Burak'ın tüm dikkatini dağıttı. Tabii dikkatinin dağılmasına bir sebepte yine Jasmin'in zapt edilemeyen gür kıvırcık saçlarıydı. O kadar karakteristik yüz hatları vardı ki Jasmin'i unutabileceğine hiç inanmıyordu.
"Büyük sözler... Değişik şehirleri severim ama hiçbir şehrin beni büyüleyeceğini sanmıyorum." İtirazı, Jasmin'in abartılı kahkahasıyla önemsizleşti. "Asıl siz büyük konuşuyorsunuz, Burak Bey. İki gün sonra Paris'e döndüğünüzde, bu söylediklerinize pişman olacaksınız."
"Gelmeden önce fotoğraflarına baktım, gerçekten güzel bir şehir olduğuna inancım tam! Ama o kadar... Fazlası değil."
"Göreceğiz."
İkili arasındaki iddialaşmayı sessizce takip eden Berfu, şu an orada olmaktan aşırı rahatsızlık duyuyordu. Gelmemek için kendini odalara dahi kilitlemişti ama Jasmin manyağının kilidi kırma ihtimalini düşünememişti. Çünkü normal insanlar, 'gelmezsen gelme!' deyip, çantasını alarak çıkar giderdi. Ama onun arkadaşı normal bir insan değildi, olacağına dair de inancı yoktu.
"Şu suratsızlıkta bir dünya markası olan yüzünü asmayı keser misin? Seni cehenneme değil, cennete getirdim!" diye fırça kayan Jasmin, ileride Berfu'nun başına gelecekleri bilseydi, onu Burak'la aynı tatile getirmeyi bırak, aynı şehirde nefes almalarına bile izin vermezdi.
"Cennete zebaniyle getirince, iyilik yapmış olmuyorsun."
"Ayy şiştim, Berfu! Şu adam eğitimi tamamlayıp gidene kadar böyle mi davranacaksın? Alt tarafı basit bir şakaydı!"
"Hayır, şaka falan değildi! Beni resmen aptal yerine koydu, sınıf arkadaşlarıma karşı küçük düşürdü, onlara hakaret etmeme sebep oldu. Benim aylardır çabaladığım ne varsa, üç dakikada yerle bir etti!"
"Herkes konuyu çoktan unuttu ama sen o günde takılı kaldı. Herkes seni hâlâ çok seviyor, Berfu. İki üç kelimeyle sana düşmanlık besleyen kişi de sevmeyiversin. Bırak şu çocukluğu da Amiens'in tadını çıkar, özlemişsindir!"
Berfu, Amiens'e ilk kez gelmiyordu. Bu küçük şehri ve havasını seviyordu. Jasmin'in doğup büyüdüğü şehir olduğu için sık sık gidip geliyordu. Sevdiği birçok yer vardı ama favori mekânı Jules Verne'in Evi'ydi. Kitaplarını okuyarak büyüdüğü yazarın 18 yıl yaşadığı evi gezmek onun için oldukça farklı bir deneyimdi. Ev yazarın kendi zevkine göre döşenmemişti ama daha ilginç bir özelliği vardı; evin her odası Jules Verne'in kitaplarının konseptine göre döşenerek farklı bir hava yakalanmıştı. İşte Berfu, o havayı sevmişti. Tam da bu yüzden, Jasmin ve yüzüne bakmaktan dahi kaçındığı sevgili hocası Burak şehri gezerken, o da kendi başına takılabilirdi. Tabii o öyle sanıyordu!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EMANET 2
RomanceFransa'da tanıştığı Berfu'yu ansızın terk eden Burak, yaptığı hatanın bedelini aşkını kaybetmekle öder. Burak'ın terk etmesinden sonra hamile olduğunu öğrenen Berfu, onun için çok zor bir döneme geçiş yapar. Tek başınadır ve parasızdır. Doğumdan son...