BÖLÜM 11: ÇARESİZLİK

1.6K 209 65
                                    


İNSTAGRAM - TİKTOK: "aysegulkalayzengin"

TWİTTER: "aysegulkalay_"

*

Herkese selamlar!

Yeni bölümle sizlerleyim, umarım beğenirsiniz ve bolca yorumla taçlandırırsınız.

Keyifli okumalar

***

"Taburcu işlemlerin tamamlandı, çıkabilirsiniz."

Emine hemşirenin verdiği haberle, Berfu kucağında uyuyan bebeğine bakışlarını indirdi. Günlerdir onun hastanede kalmasını sağlayan Emine hemşire, üstlerine daha fazla söyleyecek yalan bulamadığı için artık hastaneden ayrılmak zorundaydı. Gözleri dolu doluyken, sessinin titremesine engel olamadı.

"Teşekkür ederim her şey için..."

"Rica ederim, Berfu... Ama kucağında yeni doğmuş bir bebekle nereye gideceksin? İşin yok, kalacak yerin yok, bir günü dahi geçirecek paran yok. Gel sen beni dinle, sosyal hizmetlere haber verelim. En azından bebeğin, sen bir hayat kurana kadar devlet korumasında olur."

"Olmaz..." diye acıyla mırıldanan Berfu, akmaya yüz tutan gözyaşlarıyla Emine hemşireye baktı. "Ben bunca şeyi bebeğimden ayrılmamak için yaşadım. Onu bırakamam."

"Sadece bir süreliğine..."

"Hayır, ben ondan bir gün dahi ayrılamam. Ben nereye, o da oraya."

"Yapma Berfu, ikinizi de perişan edeceksin. Sütün zaten az, yeterli şekilde beslenemezsen tamamen kesilir. O zaman mama alacak parayı nereden bulacaksın? Peki ya bebek bezini? Her şeyi geçtim, şöyle uzan pencereden dışarı bak; hava buz gibi... Yeni doğmuş bir bebeği, bu havadan nasıl koruyacaksın? Rica ediyorum, biraz mantıklı davran."

Berfu, oturduğu yataktan yavaşça ayaklandı ve hemşirenin karşısına geçti. Gözleri dolu doluydu.

"Benim oğlum için neler yaşadığımı bilmiyorsun. Söylediğin her şey de haklısın ama ben, onu daha doğduğu gibi tanımadığım insanların kucağına vereyim diye doğurmadım. Bak ben sıfırı görmüş bir insanım, benim şu an elimde oğlumdan başka umudum yok. Onun için ayaktayım. Onu da kaybedersem, benim hayatım sonlanır."

Emine hemşire, sıkıntıyla nefesini savurdu. Berfu'yu öylece sokağa göndermek istemiyordu. Sonra aklına gelen şeyle cebinden hızla kalem çıkardı ve masada bulduğu boş bir kâğıda bir şeyler karaladı. Kâğıdı Berfu'ya uzatıp tebessümle konuştu.

"Bu kâğıdı al ve üstünde yazan karakola git, orada kâğıtta ismi olan komiseri bulup benden selam söyle. Seni bir kadın sığınma evine yerleştirsinler. En azından sen de bebeğin de toparlanana kadar koruma altında olursunuz. Sen toparlayınca da sana bir iş bakarız, olur mu?"

Berfu, uzatılan kâğıdı mahcup şekilde aldı.

"Teşekkür ederim, çok teşekkür ederim. Senin şu son birkaç günde bana yaptığın iyiliğin çeyreğini, hiç kimse bana yapmadı." Emine Hemşire, Berfu'nun kolunu destek verecek şekilde sıkıp gülümsedi. "Zaten öyle bir dünyada yaşıyor olsaydık, senin için bu kadar endişelenmezdim Berfu. Şu hayatta en çok korktuğum şey, masum bir insanın çaresiz kalması. Çünkü insan çaresiz kalınca, sırtına bineni çok oluyor."

Berfu, Emine hemşireyle vedalaşıp küçük çantasını da alarak odadan ayrıldı. Hastanenin çıkışına ilerlerken, bir anda karşısında bulduğu adamla bir iki adım geriledi. Bakışları adamın arkasındaki diğer adamlara kaydığında, istemsizce bir korku hissetti. Şu an hastanedeydiler ve etrafları insan doluydu, ona bir şey yapamazdı.

EMANET 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin