BÖLÜM 19: YENİ KARARLAR

844 132 87
                                    


İNSTAGRAM - TİKTOK: "aysegulkalayzengin"

TWİTTER: "aysegulkalay_"

*

Herkese selamlar!

Yeni bölümle sizlerleyim, umarım beğenirsiniz ve bolca yorumla taçlandırırsınız.

Keyifli okumalar

***

"Benimle Amerika'ya gelir misin?"

Ecrin'in bir anda sorduğu soruyla, Ayşegül doğradığı havuçtan başını kaldırıp ona baktı. Kaşlarını çattığında ise soruyu anlamaya çalışarak "Amerika derken?" diye sordu. Ecrin ise durumu kimse duymasın diye sessizce açıkladı.

"Ben kararımı verdim, Amerika'daki doktorun tavsiyesiyle rahmimi aldıracağım. Nasıl olsa anne olmak gibi bir şansım kalmadı, en azından sağlığımı korumuş olurum."

"Selim'e söylemeyecek misin?"

"Hayır. Çünkü döndüğümde boşanma davası açacağım..." deyip, derin bir nefes aldı Ecrin. "Ben dayanamıyorum, Ayşegül. Ben bu şekilde yaşayamıyorum. Selim, durumun bu olduğunu bilirse beni asla bırakmaz. Yeni bir hayat kurmayı aklından bile geçirmez. Ama düz bir ayrılıkla, belki başka bir hayat şansı olabilir."

Ayşegül, elindeki havucu doğramak yerine ısırdı ve yavaş yavaş çiğneyerek yuttu. O sırada Ecrin'e nasıl bir işkence uygulayacağını düşünüyordu. Kafasına tavayla mı vursaydı yoksa çatı katına çıkarıp oradan aşağıya mı sallandırsaydı? Belki de kızlarından bir defter çalıp, ona 100 kere 'ben aptalım' yazdırmalıydı. Evet, sonuncusu en mantıklı olandı. Anlamazsa yazdırmaya devam ederdi.

"Niye öyle bakıyorsun?" diye soran Ecrin, Ayşegül'ün bakışlarından ürkmüş vaziyette sandalyesinde geriye doğru çekildi. Ayşegül ise elindeki havuçtan bir ısırık daha alıp görümcesine yaklaştı ve ona aptala bakar gibi baktı.

"Sen yanlışlıkla mı tıbbı kazandın? Hani kaydırma yapıyorlar ya, sen kaydırma yapıp tıp falan mı kazandın? Çünkü düşünüyorum, bu mallığın başka bir açıklamasını bulamıyorum. Diyeceğim ki çok Yeşilçam filmi izleyerek büyüdün, o da değil. Sen fantastik izlemeyi seversin. Yüzüklerin Efendisi'nde kocasını çocuğu olmuyor diye terk eden bir kadın karakter olduğunu da sanmıyorum. Şu an bu salaklığı açıklayabilecek tek şey, senin pembe dizi sektörünü içselleştirmiş olman ama o da yok yani! İzlemiyorsun ki! Doğru söyle, son zamanlarda boşluğa düşüp Hint dizisi falan mı izlemeye başladın? Bak öyleyse henüz hiçbir şey için geç değil, kurtarırız seni bu bataklıktan!"

"Ya Ayşegül, ben burada seninle hayatımın dramını paylaşıyorum, sen bana arka arkaya hakaret sıralıyorsun! Güceniyorum ama!" diye sitem eden Ecrin'e, Ayşegül asabiyetle karşılık verdi. "Gücen diye hakaret ediyorum zaten! Kızım sen mal mısın, çocuğun olmayacak diye kocandan boşanmak ne? Adama bu konuda söz hakkı bile vermiyorsun. Kendin çalıp kendin oynuyorsun."

"Çünkü Selim, böyle bir şeyden dolayı benden ayrılmayı asla kabul etmez!"

"Ne güzel işte! Niye kendini kusurluymuşsun gibi hissediyorsun ve böyle saçma sapan kararlar alıyorsun?" deyip, Ecrin'in tam karşısına oturarak elini tuttu. "Güzelim, sizin Selim'le aranızdaki aşk bir çocuğa bağlı değil. Bu evliliğe başlarken, çocuğumuz olmazsa ayrılırız diye bir sözleşme mi imzaladınız? Hayır! Bu durumu niye sevdiğin adamı kaybedecek derecede bir kusur olarak görüyorsun? Yani senin çocuğun olmuyor diye, niye Selim'i başka bir kadın hak ediyormuş gibi düşünüyorsun? Bu düşüncelerin hepsi deli saçması şeyler, bunu niye kendine yapıyorsun? Siz bu ilişkiye başlarken sadece güzel günleri değil, ileride hayatınızda oluşabilecek tüm olumsuzlukları göze alıp başladınız. Bugün sen Selim'i, onun mutluluğu için terk etmekten bahsediyorsun ama Selim bunu istemiyor. Çünkü o seni istiyor. Sadece seni!"

EMANET 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin