İNSTAGRAM - TİKTOK: "aysegulkalayzengin"
TWİTTER: "aysegulkalay_"
*
Herkese selamlar!
Yeni bölümle sizlerleyim, umarım beğenirsiniz ve bolca yorumla taçlandırırsınız.
Keyifli okumalar
***
"Nasılsın kızım, var mı bir ihtiyacın?"
Babaannesinin sorusu üzerine, buruk şekilde gülümsedi. Babaannesi eline geçen her kuruşu ona gönderse de gelen para bir ev kirasını bile karşılamıyordu. Hamile olduğu için de kimse iş vermiyordu. Okuldan tanıdığı bir arkadaşını güç bela ikna ederek, evinin bir odasını kiralamıştı. Ama tabii bu sadece bebek doğana kadar olan bir anlaşmaydı. Arkadaşı öğrenci olduğu için doğum sonrası evinde ciyak ciyak ağlayacak bir bebek istemiyordu. Haliyle Berfu hem kendi hem de bebeği için bir çıkış noktası arıyordu.
"Yok babaanne, gayet iyiyim."
"Berfu, kalk gel kızım. Babanla konuşup ikna ederiz, illa affedecek seni, düşmanın değil sonuçta!"
"Gelemem babaanne... Gelmeye de yüzüm yok zaten."
"Kızım, yabancı ellerde bir başınasın. Bebek doğdu doğacak. Doğumdan sonra kim sana bakacak, kim sana bir tas çorba kaynatacak. Bilsem yerini kalkıp gelirdim yanına da yerini de söylemiyorsun be yavrum!"
"Üzülme babaanne, arkadaşım var yanımda. O bana bakar, aklın kalmasın bende. Sen nasılsın asıl? Kardeşlerim nasıl?"
"İyiyiz biz iyi olmasına ama yarım kaldık. Baban ayrı hüzünlü, sen oralarda perişan. Ne olacak bu işin sonu?"
"Bilmiyorum. Tek bildiğim şey, oğlumu sağlıkla kucağıma almak istediğim. Onu şöyle kucağıma alsaydım, kokusunu içime çekseydim yeterdi."
"Haber yok değil mi babası olacak adamdan?"
"Peşine düşmeyi bırakalı çok oldu. Benim kaderim oğlumla baş başa yazılmış, kimseye ihtiyacım yok."
Berfu, şehre döndüğü gibi soluğu yine Kahraman ailesinin şirketinde almıştı ama bütün aile sanki topluca kaybolmuş gibiydi. Kimseye ulaşamamıştı. Birkaç defa denedikten sonra vazgeçmişti. Bu yolda tek başına olduğunu kabul etmişti. Jasmin'le her görüşmelerinde, Burak'ın onu aramaya gelip gelmediğini soruyordu ama cevap her zaman olumsuzdu. Belli ki Burak için kısa bir yurt dışı macerasından öte değildi yaşadıkları...
"Bir şeye ihtiyacın olursa ara mutlaka, kızım. Allah seni de bebeği de korusun."
"Âmin babaanne, sende kendine iyi bak."
Telefonu kapatıp etrafına bakındığında, gözünden yaşların düşmesine mâni olamadı. O kadar çok çaresiz hissediyordu ki, oğluna bir gelecek verebilecek miydi bilemiyordu. Bazen bebeğini yetiştirme yurduna bırakmayı, çalışıp para biriktirdikten sonra tekrar almayı düşünüyordu ama kalbi daha düşünürken acımaya başlıyordu. Onsuz nefes almayı bile hayal edemiyordu. Ama diğer yandan yeni doğmuş bir bebekle nasıl çalışacaktı, hiçbir fikri yoktu.
Oturduğu banktan kalkıp, parktaki yürüme yolunda ilerlemeye başladı. Yanından koşturup geçen çocukları gördükçe, kalbinde yeşeren minik umut kırıntılarına tutunuyordu. Bir gün oğlu doğup büyüyecekti ve o arkasına baktığında, belki bu geçirdiği kötü günlere sadece gülecekti. Oğlunun o minik ellerini tutarken, dünya çok daha güzel bir yer olacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EMANET 2
RomanceFransa'da tanıştığı Berfu'yu ansızın terk eden Burak, yaptığı hatanın bedelini aşkını kaybetmekle öder. Burak'ın terk etmesinden sonra hamile olduğunu öğrenen Berfu, onun için çok zor bir döneme geçiş yapar. Tek başınadır ve parasızdır. Doğumdan son...