Öncelikle hepinize Merhaba. Bu metinde yazan her şey tamamen benim sesli olarak söylediklerimin dışa vurumu olacak. Bugün sizlere her zaman olduğu gibi teşekkür etmek ve size bilmedikleriniz hakkında bilgi vermek için geldim.
Burada yer alan bilgilerin hepsini daha önce Whatsapp kanalım üzerimden sayılı kişiyle paylaşmıştım. (Whatsapp kanalımı instagram adresim: kc.maryrose_official öne çıkanlarında bulabilirsinizzz.) Sonra dedim ki neden buradaki okuyucularımla da paylaşmayayım. Sırasıyla sizlere açıklayacağımmm.
Bence her kitap yazan insan için karakterlerini yansıtan bir fotoğraf olur veya herhangi bir görsel olur ve benim için de iki ana karakterimi yansıtan görsel kesinlikle bu. Gelecek bölümlerde onlar hakkında daha fazla şey öğreneceksiniz özellikle de Efgan hakkında. Şu anlık bu görselin bana onları çağrıştıran en önemli yanı yukarıdan düşen kırmızı sıvı. Bunu kan olarak düşününce ikisi de geçmişleri bundan ibaret. Merze için daha öncesinde yalnızca annesinden gördüğü kötü davranışlar varken Efgan için belli bir yaştan sonra hayat kandan ibaret oldu. Fotoğrafta Efgan'ın Esin'e sarılışını düşünürsek bu benim için bir tutunma olurdu. Otuz üç yaşına kadar en ufak bir şeye tamamiyle bağlanamaması ve Esin'e karşı bu kadar bağlılık göstermesi Esin'den daha önce hiç görmediği bir tepki görmesidir. Çevredeki insanlar tarafından her zaman Uygaroğlu olması onun dikkat çekmesini sağlarken ilk defa bir kadının Uygaroğlu olması üzerinde durmayışı onu etkilemiştir çünkü Efgan'ın kurtulmak istediği en büyük şey;
Uygaroğlu soyadıydı. İlk defa birisinin onun Uygaroğlu oluşunu görmezlikten gelerek sadece onun insanlığına odaklanması da onun için önemli bir olaydı. Efgan Esin'i ilk gördüğü anda ise yalnızca güzelliğinden etkilendiğini kolaylıkla söyleyebilirim. İlk başta bu faktör rol oynasa da soyadı meselesinden sonra bunun bir önemi kalmamış olurdu. Ve eğer Efgan Esin'le hiç konuşmasaydı veya o gün barda yaşanan taciz olayı olmasaydı Esin ile aralarında en ufak bir yakınlık bile söz konusu olmazdı. Yalnızca Efgan gözünün önündekine kör kalırdı ve yine bir şekilde yalnızlığını sürdürmeye devam ederdi fakat o gece her şeyin farklı gelişmesi bir farklılık yarattı.
Size bir sahneyi hatırlatacağım. Efgan daha ilk günden Esin'i koruma iç güdüsüne kapıldığını anlayacak ve daha net bileceksiniz. Kitapta hiçbir zaman konusu geçmeyeceği için bilmeniz sorun değil.
Sahne şu şekildeydi. Efgan Esin'i yarış yerine götürecekti fakat bundan önce barın önünde aralarında kısa bir konuşma dönüyordu. Yanlarında Ecem, Serhat'ta var o sırada. Bu konuşmanın sonunda Çakır önden ilerliyor ve Esin'de onu peşinden takip ediyordu;
Adımları duraksadı ve yanına geldiğimde yeniden yürümeye devam etti. Çete üyelerinin yanından geçtik. Sırtıma saplanan ok gibi bakışları hissedebiliyordum. Liderlerinin bugün yediği dayaktan beni sorumlu tuttuğuna emindim. Sırtıma değen elle irkilerek geriye çekildim. "Önüme geç," dedi Çakır.
"Dokunmadan da söyleyebilirdin?" dedim ağzımın içinde kelimeleri yuvarlayarak ve ikiletmeden önüne geçip yürümeye devam ettim. Adımlarının sesleriyle, hemen arkamda bana yakın bir mesafede ilerlediğini anlayabiliyordum ve ister istemez omuzlarım geriliyordu.
Bu sahnede aslında Efgan'ın Esin'i önüne çekmesinin ve arkadan ona yakın yürümesinin sebebi çete üyelerinden birisi olur da Esin'e arkadan ateş etmek gibi bir hatada bulunur diye yaptığı bir davranıştı. Efgan bu davranışını her ne kadar kendi içinde bastırarak o anlık öyle yapması gerektiğine inansa da en başından Esin için kendisini tehlikeye atabileceğinin farkındaydı. Bu onu korkutmuyordu ama bir kadının tüm zihnini ele geçirecek kadar gözünün önünde belirmesi onu korkutuyordu. Sonunda korktuğu başına geldi ve belli bir süreden sonra Esin'e karşı beslediği duyguları reddedecek gücü bile kendisinde bulamadı. Bunu mesafeli davranışlarıyla kendi kendine perdeledi ve ben uzak duramasam da Esin benden uzak dursun mantığını yetiştirdi fakat bunda da olmadı. Yine korktuğu başına geldi... Efgan galiba hep korktuklarından kaybedecek gibi
Sıradakine geçiyoruz;
Hadi sizin aslında neden Efgan'ın böyle yaptığını bilmediğiniz bir şey daha anlatayım. 11.Bölüm olan Zelzele de hatırlıyorsanız Efgan ve Esin Uygaroğullarının evine gidiyorlar. Gitmeden önce arabada bir sahne yaşanıyor ve bu sahne şöyle;
Efgan'a bakarken, cebinden çıkardığı araba anahtarını kontağa takıp çevirdi fakat doğrudan gaza basıp yola çıkmak yerine kendi tarafında kalan camı açtı ve cebinden sigara paketini çıkardı. Paketten çıkardığı bir dal sigarayı dudakları arasına yerleştirip önümde kalan torpidoyu açtı. Bu sırada kafasını kaldırıp bana baktı. Bana bakmasıyla ona baktığımda torpidodan alması gereken şey her neyse dikkatimi dağıtarak alıp kapatmıştı.
Efgan'ın bu sırada Esin'in dikkatini kendi üzerine toplamak için ona bakmasının sebebi Esin'in o sırada torpidodaki silahı görüp de korkmamasıydı ve gerçekten de tahmin ettiği gibi Esin'e bakmasıyla Esin kendisine bakmıştı...
Sıradaki gelsin;
Artık bir çoğunuz 22. Bölümü okumuşsunuzdur diye düşünerekten fark etmediğiniz o detayı vereceğim. Şimdi anlatacağım sahneyi hepiniz hatırlıyorsunuzdur, bu sahnede Efgan Esin'e çiçekler alıyordu ve çiçekler içerisinde en fazla mavi ortanca çiçeği bulunuyordu. Bunun sebebi mavi ortanca çiçeğinin anlamının özür dilemek olmasıdır. Aslında Efgan orada direkt sözlü olarak olmasa da yokluğu için Esin'den özür diliyordu fakat Esin bunu o an fark edemedi. Belki ileride fark eder, bunun için bir şey söyleyemem...
Şu anlık size söyleyebileceklerim bunlarla sınırlı. Devamında bunları katlayarak tekrar derleyebilirim çünkü Efgan'ın belirli davranışları altında yatan anlamlarla değer kazanabilecek şeyler.
Buraya kadar okuyan herkese çok teşekkür ederimmm. Hepinizi çok seviyorum 💗💗
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİKENİN YÜREĞİ (+18)
Mystery / ThrillerHassas içerik uyarısı ⚠️ (Düzenlenecektir.) Kitap içerisinde, 18 yaş ve altına uygun olmayan, kan, vahşet, cinsellik ve psikolojik öğe bakımından; aynı zamanda travmaya bağlı davranış bozukluklarının yer aldığı unsurlar bulunmaktadır. Lütfen buna gö...