11. ZELZELE

1.5K 163 343
                                    

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın:)

Bu kitapta geçen tüm karakterler
ve olayların, gerçek kişi ve kurumlarla
ilgisi yoktur. Tamamen hayal ürünüdür.

Keyifli Okumalar

Korkularının gölgesinde yaşayan bedenler, aydınlığa gözlerini kısanların hapishanesiydi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Korkularının gölgesinde yaşayan bedenler, aydınlığa gözlerini kısanların hapishanesiydi. Korkular her insan için farklıydı. Cesaret ise korkunun temelinde yatıyordu. Korktukça ortaya çıkan deli yüreğe tutunanlar ise, canavarlarının kamçılarını ellerinde taşıyanlardı.

"Neden bunu yaptın?" diye sordu Sergey. Bugün her zamankinden daha yorgun düşmüştü. Yaşadığı kaçış sonucunda ellerinde canlı olarak kurtarmaya çalıştığı bebekten geriye, sadece avuç içlerinde kuruyan kanlar kalmıştı.

Çocuk sırtını duvara yaslayıp ağırca yere bıraktı bedenini. Gözleri baygın bakıyordu. Koluna atılan derin kesiği dikmişlerdi ve üzerini sargılarla sarmışlardı. "Neden mi?" dedi çocuk dalga geçen bir yüz ifadesiyle. "O bana ait olanı çaldı."

"Ablama ait olanı da siz çaldınız," dedi Sergey omuz silkerek. Gözünün önünde sallandırdığı kolyenin hacını takip eden gözleri çocuğa yöneldi. "Ama senin yaptığın salaklıktı. Buraya bir yüzük için gelmişsin. Üstüne nasıl oluyorsa Damian'dan yüzüğü çalmayı başarmışsın."

"Baban aptalın tekiydi," dedi çocuk yüzünü buruşturarak. Eli sargıya uzandı ve dokunduğu anda koluna saplanan ağrıyla yüzünü buruşturdu. Kafasını geriye; duvara yasladı. "Onu yaşatmayacağım."

"Yüzük için mi?"

"Sikmişim yüzüğünü Sergey," dedi çocuk sertçe. "Bir bebeği öldürdü! Burada yüzüğü mü kaldı benim için?"

"Ama yüzük için çabalayacaksın değil mi?" Sergey'in sorularında sadece merakı yatarken, tekrar gözünün önünde sallandırdığı haça baktı. "Seni gördüm. Yüzüğe bakıyordun. O daha önce kime aitti?"

"Anneme," diye yanıtladı çocuk. "Onun parmağında olurdu hep ve ona yakışıyordu. Söylediğine göre yüzüğün koyu mavi taşı benim gözümün rengine benziyor."

Sergey, çocuğun sesinde hissettiği üzüntüden tek bir sonuç çıkardı. Annesinin öldüğünü düşündü ve düşüncesinde emin olmak için, "Annen öldü mü?" diye sordu.

"Evet." Tek bir kelime. Çocuğun bedenine atılacak olan bin bıçak darbesinden daha fazla yüreğinden kan akıtmaya yetti. "Ben yedi yaşındayken."

"Şu an kaç yaşındasın ki?" diye sordu Sergey. Merak etmişti. Yaşları her ne kadar birbirine yakın gibi görünse de çocuğun zihni kendisine göre daha olgun gelmişti.

"On altı olacağım," dedi çocuk. Sergey anladığını belli etmek adına mırıldandı. Aralarında sadece iki yaş vardı. Çocuk Sergey'den iki yaş büyüktü ama kalıp olarak aralarında belirgin bir fark yoktu. Hatta Sergey'in çocuktan büyük göründüğü kolayca söylenebilirdi.

DİKENİN YÜREĞİ (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin