Hassas içerik uyarısı ⚠️
(Düzenlenecektir.)
Kitap içerisinde, 18 yaş ve altına uygun olmayan, kan, vahşet, cinsellik ve psikolojik öğe bakımından; aynı zamanda travmaya bağlı davranış bozukluklarının yer aldığı unsurlar bulunmaktadır. Lütfen buna gö...
Bu kitapta geçen tüm karakterler ve olayların, gerçek kişi ve kurumlarla ilgisi yoktur. Tamamen hayal ürünüdür.
Keyifli Okumalar
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bir insan eksildiğini ne zaman anlar?
Kimsesi kalmadığında.
Hiçbir zaman eksildiğimi anlayamamıştım bu ana kadar. Kimsesizdim. Ailemden yaşadığını bildiğim tek bir kişi vardı ve o da aslında yoktu. İçimden ona konuşsam dahi nafileydi. Cenk İtar? Hayır, Esin... Üzerini çiz. O, Savaş İtar. Kimsesiz değilken bana kimsesizliğimi hissettiriyordu. Hatırlasa nasıl olabilir diye düşünüyordum. Onu bile bilmiyordum.
Duruşum bozuluyordu. Olduğum yerde küçüldükçe küçülüyordum. Bunu yapmak istemiyordum. Küçüldükçe küçülmemeliydim. Daha ne kadar eksileceğimi bile bilemezken küçülemezdim.
Belimin boşluğuna değen sıcak eli hissettim. Eli bel boşluğuma gömülmeye başladığında, elinin desteği ile yavaş yavaş duruşumu dikleştirdim. Konuşmasa bile bana söylemek istediklerini tek bir hareketiyle anlatmıştı. Zayıf görünme, dik dur ve Çakır'ın karısı gibi davran diyordu fakat ben onun karısı bile değildim. Bunu bizde dahil herkes biliyordu.
Gece sonunda ise, onların gözünde yalan veya gerçek oluşu anlaşılacaktı. Bu tamamen sessiz sinema şeklinde gerçekleştireceğimiz takım oyunundan ibaretti.
İlk başta evin çalışanları tarafından kadehlere tadımlık kırmızı şarap doldurulmaya başlandı. Kadehlere doldurulan tadımlık şaraptan, menü içerisinde çorba olduğunu anlamıştım. Menüde çorba varsa önce şarap tadımı yapılırdı, ardından ise şarap servisi.
Çalışanlardan birisi sağ tarafımdan, şarabı kadehime doğru uzattığında; Efgan, elini hafifçe kadehimin üzerine kapattı ve çalışana bakıp, "Sadece su," dedi. Çalışan anladığını belli etmek adına kafasını aşağı yukarı onaylar bir şekilde salladı ve Efgan'ın kadehine tadımlık şarabı doldurduktan sonra servis masasından su dolu sürahiyi alıp, Efgan'ın söylediği gibi kadehime su doldurdu.
Şarap tadımı yapıldığında kadehimin sap kısmına uzandım ve dudağımdaki rujum bulaşmayacak bir şekilde kadehi dudak içime yaslayıp, sudan ufak bir yudum içtim; ardından kadehi tekrar masaya bıraktım.
Şarap tadım servisinin bitmesiyle, yemek servisi yapılmaya başlandı. Bu sırada kimseden ses çıkmıyordu. Bıçak açmayan dudaklar arasında, sessizlik karnıma saplanan bir bıçak olmuştu. Sessizliği sevmiyordum. Evde sanki, bir cenaze evi havası vardı.
Herkes önünde olan peçetelerini açıp bacaklarının üzerine bıraktığında aynı şekilde ayak uydurdum.
Önümde yer edinen tabağa bakarken zihnimin içine dolan görüntülerle gözlerimi sıkıca yumdum.