Hassas içerik uyarısı ⚠️
(Düzenlenecektir.)
Kitap içerisinde, 18 yaş ve altına uygun olmayan, kan, vahşet, cinsellik ve psikolojik öğe bakımından; aynı zamanda travmaya bağlı davranış bozukluklarının yer aldığı unsurlar bulunmaktadır. Lütfen buna gö...
Bu kitapta geçen tüm karakterler ve olayların, gerçek kişi ve kurumlarla ilgisi yoktur. Tamamen hayal ürünüdür.
Keyifli Okumalar
Sınır 80 oy + 300 yorum
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Şeytan cehennemin bekçisiyken, insanlar asıl cehennemin şeytanlarıydı.
"Öfke," diye mırıldandı fısıltılı bir ses. "Öfkeli gibi görünüyorsun."
Adamın dudaklarında belli belirsiz bir gülümseme belirirken ellerini çekiştirdi. "Öfkeli değilim," dedi adam sakin tutmak için çabaladığı sesiyle. "Mutluyum."
"Neden?"
"Emanet ettim onu," dedi adam hırsla ellerini iplerden kurtarmak için tekrar çekiştirirken. "En güvendiklerimden birine. Onun haberi olmadan."
"Oyun oynadın."
"Oynadığım en iyi oyundu," dedi adam bundan zevk alarak. "Acı çektiğim en büyük oyundu. Ama değdi..."
"Yalan," dedi aynı fısıltılı ses. "Buna kendini inandırdın fakat sen her gece acı çektin."
"Çektim," dedi adam reddetmeden. "Bir acının başında onun uyumasını bekledim, o bilmeden uzaktan sevdim onu. Bir gün beni anlayacak..."
Fısıltılı ses lafını böldü. "Anlamayacak," dedi kendinden emin bir şekilde. "Değişecek. Daha da iyisi, değişiyor. İlk başta sana öfkesi artacak. Sonra neden diye sorgulayacak ve en sonunda anlayış isteyen tarafına nefret kılıcı saplayacak. Acı çektiği her ana lanet edecek çünkü mutluluğu tatmak onu büyüleyecek... Tam o anda hayatının ortasına bir şeytan yavrusunu bırakacağın."
"Hikâye anlatmayı seviyorsun," dedi adam aşağılar bir şekilde karşısındaki yüze bakarak. "Bu da hikâye. Beni benden daha iyi bilemezsin. Onu benden daha iyi bilemezsin. Yavruyu merhamete getirir, daha önce yaptı. Tekrar yapar."
Fısıltılı ses gülümsedi. "Onun merhamet verdiği," dedi sır verir gibi. "Hiçbir zaman şeytan olmamıştı..."
...................................
Kasvetli bir geceydi.
Yağmur yağıyordu ya da bulutlar ağlıyordu. Bilmiyordum. Avuçlarımda ıslaklığı hissediyordum fakat neyden kaynaklı olduğunu bilmediğim bir ıslaklıktı. Terliyor muydum yoksa avuç içlerine yağmur damlalarını mı hapsediyordum, tamamen muamma bir konuydu. Bedenim yanıyor olmalıydı çünkü gözlerimde her bir duygunun yansımasının var olduğunu biliyordum.
Korku, merak, üzüntü, acı ve öfke. En az öfke.
Taş tene gelse de can yanmazdı fakat yanacağını hissettiğim bir can için zaman sayıyordum.
