1.

521 40 13
                                    

"Baba! Lütfen yapma."

"Seni orospu!"

Yaşlı adam, küçük çocuğun saçlarından tutarak sokakta sürüklemeye başladı. Küçük çocuk acıyla inliyor ve bağırmaya çalışıyordu. Adam ise çocuğun bütün yalvarışlarını göz ardı ediyordu.

Karanlık bir geceydi. Sokakta kimse yoktu yardım edebilecek. Saatte epey geç olmuştu.

Küçük çocuk bu sefer emindi. Kesinlikle bitmişti. Bu sefer ölene kadar dayak yiyecekti muhtemelen.

Neden mi?

Bu yalvarışlarını kulak ardı eden babasının şiddetine daha fazla dayanamayarak evden kaçmıştı. Ama çocuk aklıyla ne kadar uzaklaşabilirdi ki?

Çocuk bu sefer kurtuluşunun olmadığına emindi. Daha fazla bağıramadı. İlk defa, ilk defa kaderine karşı göz yumdu. Artık daha fazla direnmek istemedi. Hayatında ki ilk ve tek hedefini oluşturdu o an.

Bu adamın ölmesi.

Bu gerçekleştiği gün her şeyin daha güzel olacağına inandırdı kendisini.

Çırpınmaya devam etse de elinden hiçbir şey gelmiyordu.

"Seni sikik herif! Evden kaçmaya nasıl cüret edersin!?"

Küçük çocuk bu adamın küfürlerinden oldu olası nefret ederdi. Bu adamın yüzünden, sesinden, varlığından, bu adamı anımsatan ve bu adamın sahip olduğu her şeyden nefret ederdi.

Çocuk  gözlerini kapattı acıyla. Bu çaresiz ve acınası durumunu daha fazla izlememek için gözlerini sıkarak kapattı. Aklında kalmasını istemiyordu. Bu anları tamamen unutmak istiyordu.

Birkaç adım daha gitti yaşlı olan. Çocuk her adımda gözlerini daha da sıkıyordu.

Fakat durdu.

Bir anda bütün her şey durdu. Saçlarını çekiştiren eller ve sürüklenmesine neden olan adımlar. Adamın sesi de ayakları da.. hepsi.

Merakla gözlerini açtı. Korkusunu fazlasıyla belli etsede ne olduğunu bilmek istedi. Saçını tutan eller gevşedi ve yaşlı adamın küçük çocuğa olan bütün teması kesildi.

Küçük çocuk gözlerini tamamen açıp, eğik olan başını kaldırdı yerden.

Sürüklendiği kaldırımın hemen yanında daha önce görmediği kadar büyük siyah bir araba gördü.

Pencereleri sonuna kadar kapalı fakat tam yanlarında durmuş bir şekilde bulunuyordu.

Çocuk babasına döndü. Şaşkın bir şekilde arabaya bakıyor gözlerinde ki korkuyu izliyordu. Bunun üstüne daha da heyecanlanmıştı küçük.

Bu heyecanı, yavaş yavaş açılan araba kapısıyla daha da arttı. Siyah büyük bir çift ayakkabı ve siyah bir kaban.

Bu adam kesinlikle mafyaları andırıyordu. Küçük çocuğun oldu olası hayran olduğu tiplerdendi yani.

Arabadan inen adam, elleri kabanın içinde bir şekilde onlara ilerledi. Küçük çocuk babasının yüzüne baktığında gözlerinde ki korkuyu izledi. Bu adamı tanıyor muydu?

Artık oldukça yaklaşmış olan adam adımlarını durdurdu ve sadece çocuğa baktı bir süre. Yüzündeki ve bu vücudundaki belirli yaraları izledi. Kaşları çatıldı ve sinirlendi.

Yanına yaklaşan korumaya çocuğu işaret ettiğinde aynı patronu gibi siyah giyimli adam çocuğun kolundan ve sırtından tutarak onu arabaya bindirdi.

Yaşlı adam korkusundan dolayı tek kelime edememişti karşısındaki adama.

"Senin gibilerden nefret ediyorum."

"Anlamadım efendim."

Bir diğer koruma tekrar adama yaklaşarak arkasından çıkardığı ağır silahı adama uzattı.

Adam yavaş hareketlerle silahı aldı ve cebinden çıkardığı bir bezle aleti silmeye başladı.

"Senin gibi başarısızlıklarını çevresindekilere zarar vererek halleden tiplerden nefret ediyorum dedim!"

Yaşlı adam bir adama bir de elindeki alete bakıyordu. Bu adamı tanıyordu ve o an işinin bittiğini anladı. O ölücekti.

"Efendim. Efendim lütfen yapmayın."

Adam güldü ve bir anda bacaklarına kapanan adamla sarsıldı. Koruma adamı ayırmak için eğildiğinde eliyle onu durdurdu.

Koruma başını eğerek geri çekildi. Adam yine yavaş hareketlerle yaşlı adamın karşısına eğildi.

"Oğlunda az önce böyle yalvarıyordu."

Yaşlı adam yaptığı şeyi fark ettiği gibi sonunun az önceki çocuktan beter olacağını anladı.

Adam arkasını döndüğünde derin bir nefes aldı ve korumasına kafasıyla camı işaret etti. Küçük çocuğun olanları izlediğinin farkındaydı.

Koruma hızlıca çocuğun görüş alanını kapatıcak şekilde önüne geçti ve dikildi.

Yeterince korkutucu olan adam ayağa kalktı ve bacaklarına sarılan acınası bedeni izledi.

"Gerçekten çok acınası."

Kendi kendine fısıldadıktan sonra silahı adamın kafasına doğrultarak tetiği çekti. Bunu yaparken bir dakika bile düşünmedi. Zaten o arabadan inerken onu öldürme niyetindeydi.

Yere yığılan cansız bedene bakıp derin bir nefes verdi. Böyle pisliklerin hemen ölmesi gerekirdi.

Siyah kabanlı adam ayağa kalkarak üstüne kan bulaşan silahı korumasına uzatmıştı.

"Temizleyin."

Koruma hemen başını eğdi ve telefonunu çıkartarak birkaç numara tuşladı. Patronunun arabaya bindiğini görünce hemen kapısını açtı ve şoför koltuğuna oturdu.

Küçük çocuk kafasını merakla açılan kapıya döndürdüğünde adam ve kapı arasındaki boşluktan yerde duran bir bedeni fark etti.

Onu gerçekten öldürmüş müydü?

Çocuğun dolan gözleri oturan adama karşıydı. Muhtemelen ona teşekkür etmek istiyordu. Çünkü hayatında ilk defa bir dileği bu kadar hızlı bir şekilde gerçekleşmişti.

Küçük sarışın çocuk belki şuan daha korkunç bir yere gidiyor olsada, en azından babasının ölümüne emin olduğu için içi rahattı.

Adam ona baktı. Babasının cansız bedenine bakarken ki rahatlama ve öfkeyi hissetti. Belkide daha şimdiden bu çocuğu sevmişti. Bakışları. Çok hoşuna gitmişti. Bunu inkar etmezdi. Onu güzelce eğitebileceğini düşündü. Bunu denemek istedi en azından.

Küçük çocuk en sonunda bakışlarını yerdeki bedenden kaldırıp yanındaki adama doğrulttu. Ona ilgiyle bakıyordu ve bu çocuğun içini ısıttı.

Belkide hayatı çok daha güzel olacaktı.

--

--

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Dream - HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin