11.

235 30 9
                                    

"Hazır mısınız efendim?"

"Evett! Çıkıyorum şimdi."

Hyunjin hızlıca banyodan çıkarak koltuğun üzerindeki çantasını aldı. Birkaç dakikadır onu bekleyen adamın yanına giderek kapıyı kapattı.

Felixin beklerken çağırdığı asansöre bindiler ve buradan bir an önce gitmek için hızlıca düğmeye bastılar.

"Bunu sık sık yapmalıyız."

Hyunjin gülümsedi ve arkasından felixe sırnaştı.

"Sadece ikimiz olacak şekilde."

Felix kızardı. Muhtemelen şuan yerin içine girmek istiyordu. Başını eğmekle yetindi. Onun utandığını fark eden hyunjin küçük bir kahkaha atarak ondan uzaklaştı.

Zemin katına geldiklerinde Felix önden çıkarak hızlı adımlarla çıktı otelden. Hyunjin kahkahasına devam ediyordu, bir yandan felixe yetişmeye çalışarak.

Dışarı çıktıklarında tam derin bir nefes alacakken hemen yanlarında onu bekleyen iki kişiyle karşılaştılar. Felix içinden küfürler ederken hyunjin şu yılışığın kafasını patlatma hayalleri kuruyordu.

Do-hwan yine gereksizce fazla gülümseyerek hyunjine bile bakmadan Felix'in yanına gitti. Kim Ye-ri de hyunjinin yanında bittiğinde ikiside kendisine sabırlar diliyordu.

"Güzel bir gün oldu Hwang. Lütfen yine gelin. Anlaşmayı imzalayıp sana bildiririm."

Kim Ye-ri gülümsedi ve hyunjine sarıldı. Hyunjin sırtına birkaç kere patpatladıktan sonra geri çekildi. Felix onlara kısa bir bakış attıktan sonra önündeki asla karşılaşmak istemediği adama baktı.

"Seninle tanışmak beni çok mutlu etti Felix. Belki eğer istersen... Daha sonra planlayıp bir kafede buluşalım. Hm?"

"İşlerim çok yoğun olur muhtemelen ve kafede buluşacağım kadar yakın değiliz. "

Felix üzgünüm dercesine kafasını eğdi ve Bayan Kim e dönerek onuda selamladı. Hyunjinden önce arabaya bindi ve ona bakmadı bile.

Hyunjin az önceki adamın baya baya reddedildiğini izledi ve bu aşırı derecede hoşuna gitmişti.

Elini Do-hwanın omzuna koyarak birkaç kere vurdu.

"Kişisel algılama. O herkese karşı öyle aslında. "

Hyunjin samimiyetsiz bir gülümseme sergiledikten sonra adamın kulağına eğildi ve ürkmesini sağladı.

"Ben hariç."

Do-hwanın kaşları çatıldı. Karşısındaki adam resmen onu kışkırtıyor ve bundan zevk alıyordu. Yinede ne yapabilirdi ki?

Hyunjin ikisine de selam verdikten sonra gülümseyerek felixin arkasından arabaya bindi ve kapı kapandı.

İkili onların gidişini izlerken diğer ikili onlardan kurtulmanın şükürlerini diliyorlardı. Hyunjin istemsizce gülmeye başladı. Az önceki adamın yaptığı onca şeyden sonra böyle bir şekilde reddedilmesi ona zevk vermişti.

Felix onun güldüğünü görünce kaşlarını çatarak ona baktı bir süre. Kendisini açıklama gereği duyan hyunjin delirmediğini anlatmak istedi.

"Sen gerçekten harika bir şeysin. Az önce yaptığın şey!!"

Hyunjin son cümlesini hayretler içinde söyleyerek felixi alkışladı.

Felix ondan bakışlarını kaçırarak gülmeye başladı. Yine hyunjinin görmesini engelleyerek.

Hyunjin bir anda kolunu felixin diğer yanına koyarak üstüne eğildi ve yüzünü görmeye çalıştı.

Bu yaptığı yüzünden bir anda şoka giren Felix gülmeyi bıraktı. Artık daha büyük sorunları vardı.

Yine ve yine hızlanan kalbi.

Hyunjin ince uzun ve kemikli parmaklarını kolları arasındaki adamın çenesine yerleştirdiği. Baş parmağıyla orayı okşarken biraz yukarıya kaldırdı.

"Gülüşünü benden saklamana gerek yok güzelim."

Dudaklarına karşı fısıldadığında felixin bütün uzuvları titremişti. Son zamanlarda bu hissi çok fazla tadıyordu. Yinede bundan rahatsız değildi.

Hyunjin elleri arasında donup kalan adama gülümseyerek temasını çekti ve geriye çekildi.

Felix yine tuttuğu nefesini dışarıya verip derin bir nefes almıştı.

Hyunjin sanki bir şeyi kazanmış gibi kendi kendine güldü. Felix ritimlerini sakinleştirmeye çalışırken hyunjin sadece onun dudaklarını düşünüyordu.

Bir süre daha gittiler ve sonunda kendi malikanelerine ulaşmışlardı. Felix önden inerek kapıyı açtı ve içeri girdiler. Jisung Minho ve seungmin dahil korumaların hepsi ikisi karşısında eğilerek selam verdiler. Hyunjin ve Felixte karşılık verdikten sonra hyunjin odasına çıktı.

Felix onun gidişini izlerken bir anda yanında biten arkadaşına baktı.

Jisung.

"Felix Felix Felix. Lütfen bana yattığınızı söyle."

Felix kaşlarını çatarak jisungun alnına acıtmayacak şekilde vurdu ve başını iki yana salladı.

"Lütfen bütün gece bunu düşündüğünü söyleme."

"Sadece düşünsem iyiydi."

"Ne!"

Jisung felixi omuzlarından tutarak girişteki salonun koltuklarına oturttu. Tam yanına oturarak heyecanla ona baktı.

Seungmin işine dönmüştü bile. Minhoda hyunjinin peşinden gitmişti.

"Hadi söyle. Ne yaptınız ve neden otelde kaldınız?"

"Kim Ye-ri'nin anlaşma için istediği ödeme şekillerinden biriydi. Bu gece otelimizde kalmanızı istiyorum dedi ve hyunjinde hiçbir şekilde itiraz etmeden kabul etti. Ama..."

Jisung heyecanlanıyordu. Bir anda sessizleşmesi muhtemelen harika bir haberin geldiğine işaretti.

"Benimle aynı odada kalma şartıyla."

Jisung cümleyi duyup kavradığı gibi ellerini birbirine vurarak kendisini yere attı. Felixin gözleri sonuna kadar açılarak içinden yerdeki arkadaşına küfürler savurdu.

"Bir daha asla benimle konuşmaya gelme!"

Anlattığı için lanetler ediyordu fakat jisung hala sevincini yaşamaya devam ediyordu.

"Tamam dur dur!"

Felix hyunjinin yanına gitmek için kalktığında jisung hızlıca kolundan tutarak onu durdurdu.

"Lütfen bitir öyle git. Sakin olucam söz."

Felix gözlerini devirdi ve bu sefer olduğundan daha ciddi bir ifade sunarak geri oturdu. Jisung ona parlak gözlerle bakıyordu, bu da felixe anlatma isteği hissettirdi.

"O kadar jisung zaten başka bir şey olmadı. Asistan ve patronlar ayrı bir şekilde yemek yedik sonra da terasta oturduk. Ben uyuyakalıncada beni yatağa kadar taşımış."

Jisung bir anda yerinde zıplamaya başlayınca Felix gerçekten sinirlendiğini hissetti.

"Siktir git jisung."

----

----

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Dream - HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin