15.

240 26 3
                                    

"Ben..-"

Felix bir şeyler demek istemişti. O kendisini bu kadar iyi açıklarken, kendisi de bir şeyler söylemek istedi.

Fakat yine lafı kesildi ve nefret ettiği o kapı sesini duydu.

"Bay Hwang, rahatsız ettiğim için üzgünüm. Acaba Bay Felix burada mı?"

Kapıda ki adam kapıyı açmadan konuştu ve karşılığında bir cevap bekledi.

Felix anında hyunjinin kucağından inerken siyah saçlı olan bir kez daha küfretti. Yavaş yavaş nefesler vermeye başladı. O sırada Felix onu selamladı ve kapıya yöneldi.

"Sorun ne?"

"Kim Do-Yun ayıldı efendim."

----

Felix yerde acıyla inleyen ve kıvranan adamın son tırnağını da hiç düşünmeden çekti ve bir yerlere fırlattı. Hyunjinde önündeki adamın delirmesini izliyordu.

"Gerçekten iyi dayanıyorsun. Sevindim."

Felix içten içe sevindi. Dayanıklılık demek daha çok işkence demekti.

Felix hyunjinin oturduğu koltuğun yanındaki siyah büyük çantanın yanına ilerledi, adama bakmadan.

"Eğleniyor musun bebeğim?"

"Fazlasıyla."

Felix hyunjine olumlu bir şekilde dönüş sergiledi ve çantanın içinde yeni aletler aramaya başladı.

Daha sonra bu durumdan sıkıldı ve arka cebinden siyah saplı, uzun ve keskin bir bıçak çıkardı.

Hyunjin kaşlarını çattı. Onun ruh hâli çok hızlı değişiyordu. Ama o ne yaparsa yapsın bundan zevk aldığı kesindi.

Felix bıçağı yerdeki adamın gözüne soka soka salladı. Yüzünde memnun bir ifade vardı. Gerçekten eğleniyor gibi gözüküyordu.

Yavaş adımları adamın yanında durdu ve bacaklarını çapraz bir şekilde yerdeki adamın vücuduna dayadı. Hyunjin içinden sesli bir küfür etti. Çünkü sarışın olan resmen önünde bir adamın kucağında oturuyordu. Delirmek için hiçbir sebep yoktu. Fakat onu uyaramazdı. Bu onların yaptığı bir anlaşmaydı. Felix kurbanlarıyla ilgilenirken kimse ona karışamazdı.

"Bu kadar sadık olmanın nedeni ne olabilir acaba?"

Bıçağın ucunu adamın açık göğsünde gezdirdi ve birkaç desen çizmeye başladı. Altındaki adamın kalp atışları odanın her yerinden duyuluyordu. Hyunjin çenesini sıktı ve derin bir nefes alarak bacağını sallamaya başladı. Sevdiği adam bir başkasının kucağında otururken ne kadar sakin kalınabiliyorsa o derece sakindi.

"İki şık var. Birincisi bu kişi ailenden biri olabilir. Yadaa! Sen gerçekten de enayinin tekisin, hm?"

Felix Do-Yunun yüzüne yaklaştı ve korkunç bir gülümseme sergiledi. Korkmak için yeterli bir gülümseme. Büyüyen gözler karşılığında Felix geri çekildi ve başını iki yana salladı.

"Merak etme düşünmen için uzun bir zamanın olucak."

Bıçağın ucunu dudak kenarlarına getirerek ufak bir kesik attı.

"Yani umarım."

Bıçağı biraz daha ittirdi ve diğer tarafınada aynı şeyi yaptı. Yavaşça açılan ağzı yüzünden çığlık bile atamıyordu. Bu çok acıtıyor olmalıydı.

Felix biraz daha ittirdi ve adamın onu tutmasını sağladı. Felix bileğinin üzerindeki ele dönmeden kısa bir bakış attı ve onu bileğinden yakalayarak yere yatırdı. Avucunu açtığı gibi elindeki bıçağı elinin tam ortasına soktu ve bıraktı.

Dream - HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin