19.

198 27 4
                                    

"Ne."

Bir anda buz kesilen surat ve dona kalmış bir beden felixin tamda görmek istediği görüntüydü. İçten içe onun bu durumundan zevk alıyordu.

"Ah! Bu kadar hızlı ölmemeliydi."

Felix yakınarak söyledi. Karşısındaki adam bir süre trans hâlde öylece durdu. Ne diyeceğini şaşırmış, eli ayağı birbirine girmişti.

"İyi misin?"

Do-hwan bir süre sonra kendisini toparladı ve başını salladı. Felix onu teselli amacı bileğinden tuttu ve sarstı.

"Emin misin?"

Bu hareketi karşısındaki adamı transtan çıkarmaya yetmişti. Siktir. Resmen delirmişti. Bir kaç dakika önce kardeşinin ölümünü duyduktan sonra Felix'in iki dokunuşuyla mı tatmin oluyordu?

Felix içten içe öfkelendi. Elini çekti ve derin bir nefes aldı. Sıkıntıyla kıpırdandı ve en sonunda sesli bir yakınma sergiledi.

"Hah! Biliyor musun!?"

Do-hwanın gözleri açıldı ve karşısında ki bu kadar hızlı ruh hali değiştiren adamı anlamaya çalıştı.

"Bu hayatta en sevmediğim şey bir şeylerin uzatılması. "

Do-hwanın kalkan kaşları bir anda indi. Bu imanın kendisi için olduğunu işte o an anladı. Evet! Evet!

Planları şimdi başlıyordu. Felix günlerdir sadece bu anı bekledi. Her şeyi teker teker anlatacağı anı.

"İşte böyle. Bekliyorum başla artık."

Do-hwan az önceki gergin ruh hâlini tamamen yok etti ve gerilerek arkasına yaslandı.

"Siktir! Biraz hızlı oldu."

Felix her şeyi bir anda anlatmasını tabii ki beklemiyordu. Yine de neye güveniyordu da bu kadar rahattı.

"Neyine güveniyorsun?"

Do-hwan gülümsedi ve ellerini masanın üstünde birleştirerek eğildi.

"Sen neye güveniyorsun?"

Do-hwan biraz... Fazla rahattı. Keşke şuan etraflarındaki dört binada onun için hazırlanan silahlardan haberi olsaydı.

Felix eğleniyordu aslında. Bunu devam ettirdi.

"Bilmem. Beni vuracağını düşünmüyorum."

Do-hwanın attığı kahkaha felixin de gülmesini sağladı.

"Tabii ki güzelim. Bu zamana kadar bekledikten sonra seni nasıl böylece öldürebilirim?"

Felix afalladı. Neyden bahsediyordu bu şizofren? Biraz gerildi ve hyunjinin onu duyup duymamasından emin oldu. Kulağında net bir şekilde duyduğu öksürükler iyi şeyler düşünmediğini belirtiyordu.

"Neyden bahsediyorsun? Ne beklemesi?"

Do-hwan ayağa kalktığında Felix bütün hareketlerini teker teker izledi. Keskin nişancıların onu vurmak için hazırlandığını biliyordu fakat kendisi işaret verene kadar bunu yapamazlardı. Sonuçta daha hiçbir şey öğrenmedi ve ölemezdi. Bu kadar kolay bir şekilde ölemezdi.

Felix normalde yapmaması gereken bir şeyi yaparak Do-hwanın onun arkasına geçmesine izin verdi. Bunu tam olarak neye güvenerek yapıyordu bilmiyordu fakat kastettiği şeyi öğrenmek istedi.

Do-hwan saçlarını okşadı ve felixin sol kulağına doğru eğildi.

"Uzun zaman oldu güzelim."

Felix gözlerini devirdi. Hâlâ mı? Gerçekten hâlâ ona takıntılı olduğunu düşünmemişti. Fakat bu işine gelirdi. En azından onu kolayca öldürmezdi.

Dream - HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin