🚓 19. Bölüm

122 11 5
                                    

Felix'ten

"Hm hm... İstiyorum Hyunjin."

"Neyi?"

"Seni..."

Dudaklarımdan dökülen kelime sabrını taşıran son damla olmuştu sanırım. Bacaklarımdan itibaren bedenimde sürterek ilerlettiği elini boynuma getirerek boynumu nazikçe sarmıştı. Göğsüm hızla inip kalkarken nefes almak adına dudaklarım hafifçe aralandı. Boynumdaki elini çeneme getirerek dudaklarımın biraz daha aralanmasını sağlarken sıcak nefesi hızla yüzüme çarpıyor, sarhoş edici bir etki yaratıyordu.

"Dudaklarını arala bebeğim."

Ağzımı biraz daha açtığımda vakit kaybetmeden dilini sıcak mağarama göndermiş, yanaklarımın iç taraflarında gezdirmişti. Dili ağzımda tatlı bir aroma bırakıyordu. Küçük pürüzlü dilimi iki dudağı arasında buyur ettiğinde alt bedenimi kaldırıp kasıklarına sürtmüştüm. Her hareketi delirtiyordu beni. Ondan başka hiçbir şey düşünemiyordum şu an.

Dilimi emerken çıkan ıslak sesler ona daha çok sürtünme ihtiyacımı tetikliyordu. Alt tarafımda uyanmaya başlayan sertliğim sızlıyor, aceleci tavrım açığa çıkıyordu.

Burada olmanın zaman kaybı olduğunu düşünerek gözlerimle yatak odasını gösterdiğimde bacaklarımı beline dolayıp kucağına aldı Hyunjin. Dudaklarımız birbiri üzerinde hakimiyet kurmaya devam ediyordu. Arada bir duvara sırtımı yaslayarak sertçe öpmesinin ardından en sonunda odaya geldiğimizde beni siyah çarşafların hakim olduğu yatağına yatırdı. Geceleri simsiyah gökyüzünde parlayan ay misali parlıyordu küçük bedenim.

Yatağa çıkarak bacaklarımı araladığında utandığımdan dolayı bacaklarımı birbirine bastırmıştım. Sabrının tükendiğini gözlerinden anlayabiliyordum. Yaptığım tek şey alt dudağımı ısararak gözlerimi kaçırmak olmuştu.

"Bacaklarını sen mi aralarsın yoksa ben mi?" Oldukça otoriter sesiyle utana sıkıla bacaklarımı iki yana hafifçe açıp kolumla gözlerimi kapattığımda kolumu sertçe çekip ona bakmamı sağlamıştı.

Elleriyle hafif araladığım dizlerimden tutup genişçe iki yana ayırdığında kısık bir sesle inlemiştim. Dizlerimden bastırarak bacaklarımı yatakla birleştirmiş ve şortumdan belli olan sertliğime bakmıştı. Utanç verici. Gözlerini gözlerime çıkardığında ise ondan başka her yerde gözlerimi gezdiriyordum.

Yavaşça bacak arama eğilip şortum üstünden dudaklarını sertliğime bastırmasıyla belim havalanmış ve ağzımdan küçük bir mırıldanma kaçırmıştım. Zaten sızlayan penisimden dolayı yeterince zor durumdayken dudaklarını sürterek bacak aramda gezdirmesi gözümden bir damla yaşın süzülmesine sebep olmuştu. Onu istiyordum. Her bir zerresine kadar.

Bacaklarımı olabildiğince ayırdığı için bacaklarımın iç tarafları acıyordu ancak dudaklarının verdiği his bu acıyı etkisiz kılıyordu. Ellerim arasında sıktığım siyah çarşafı bırakıp ihtiyaçla Hyunjin'in saçlarına dolayarak yüzünü kaldırıp bana bakmasını sağladım. Sırıtıyordu. Onun için kıvranmamdan zevk aldığı her halinden belliydi. Oynamayı seviyordu.

Dudaklarıma küçük bir öpücük bırakıp yataktan kalkmasıyla ne yapacağını bilmediğimden dolayı öylece izlemeye başlamıştım. Kıyafet dolabına ilerleyerek içinden aldığı siyah çantayla tekrar yanıma dönüp yatağa oturarak çantayı kenara koydu ve üstümdeki yerini aldı. Kaşlarım çatılı onu izliyordum.

Tişörtümü çıkardığında sarı saçlarım dağılmış ve yüzüme dökülmüştü. Nefesimi verdikçe uçuşan saçlarımı kulağımın arkasına tarayıp parmak uçlarını boynumdan yol alarak göğsüme kadar getirdi. Gözlerini bir an olsun üst vücudumdan ayırmıyordu. Bazı zamanlar babama spor yaptığı sırada yardım ederken kendi çapımda vücudumu şekillendirmiştim.

Polisin Oğlu / HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin