Yazardan
Felix'in Seungmin'in evinde kaldığı birkaç gün ona çok iyi gelmişti. Felix zaten okula gitmiyordu. Ara tatil olduğu için de Seungmin bütün gün evdeydi. Birlikte vakit geçirmekten başka bir uğraşları yoktu. Sabah ikili dışarı çıkıyor, istedikleri gibi gezip vakit geçirerek akşama doğru eve dönüyorlardı.
Felix henüz ne Jisung'la ne de Seungmin'in ailesiyle tanışma fırsatı bulamamıştı. Sadece kahvaltıda ve akşam yemeklerinde Chan'ın kuşkucu bakışları altında kalıyor, biraz geriliyordu. Seungmin'in sayesinde ise bu gerici hissiyat yerini rahatlamaya bırakıyordu.
Seungmin Jisung'un birkaç günlüğüne bir arkadaşında kaldığını söylemişti. Ailesi ise önemli bir iş için şehir dışına çıkmışlardı. Bu yüzden Felix biraz gergindi. Onların nasıl bir kişilikleri olduğunu çok merak ediyordu.
Akşam yemeğinden hemen önce son bir kez daha aynada kendine bakarak sarı saçlarını özenle tarafı Felix. Giydiği siyah kort şortunu örten uzun beyaz tişörtünü düzelttikten sonra odasından çıkarak aşağı indi.
Mutfağa geçmeden önce salonda mı diye Seungmin'e bakacakken kapının oradan salona baktığında gözleri şaşkınlıkla kocaman açıldı. Chan Seungmin'i salonun boydan boya olan camdan duvarına yaslamış, bedeni arasında sıkıştırmıştı. Seungmin ise ona donuk bir ifadeyle bakıyordu. Sanki kitlenmiş gibi.
Felix gözlerini ikiliden kaçırarak bir süre etrafı izledi. Abi kardeş arasına girmek istemiyordu ancak durumları pek te kardeş ilişkisine benzemiyordu. Araya girip girmemek konusunda kararsızdı.
"Yemek hazır efendim." Ne yapacağını bilmez bir şekilde öylece kapının orada dikilirken mutfaktan gelen aşçının sesiyle derin bir nefes aldı Felix. Tekrar salondan içeri baktığında Seungmin'in kendine doğru geliyor olduğunu görünce ne diyeceğini bilemediği için sessizce mutfağa geçtiler. Yemek masasına oturduklarında hemen arkalarından Chan'da gelerek Seungmin'in karşısındaki sandalyeyi çekip oturdu. Yine gözleri kısılmış sanki bir şey görmek istiyor gibi bakıyordu etrafa.
Sessiz geçen yemek faslı bitmek üzereyken Chan'ın konuşmasıyla sessiz ortam bozulmuş, ikilinin gözlerinin hedefi Chan'ın gözleri olmuştu.
"Felix... Sen gay misin?" Chan'dan gelen soruyla Felix'in gözleri şaşırmanın etkisiyle büyürken ağzını açmış fakat ne diyeceğini bilememişti. Gözlerini kaçırdığında ise Seungmin'in araya girmesiyle derin bir nefes aldı.
"Sanane onun yöneliminden!?"
Seungmin'in sıktığı dişleri arasından sorduğu soruyla Chan'ın gözleri onun küreleriyle buluştu. Chan sandalyede öne doğru kayıp arkasına yaslanarak rahatça yayıldı. Yüzüne hafif bir sırıtma yerleştirerek kollarını göğsünde birleştirdi.
"Ne o Seung? Niye aniden sinirlendin? Merak ettim ve sordum." Chan'ın sakin sesi ve alaycıl konuşması Seungmin'i daha da sinirlendirirken Felix onların kendi yüzünden tartışmalarını istemediğinden kısık çıkan sesiyle konuştu.
"Ben bilmiyorum hyung." Felix'in cevabıyla Chan'ın gözleri kısıldı. Ağır hareketlerle başını aşağı yukarı sallamasının ardından masadan kalkarak odasına geçti.
Chan'ın gitmesiyle Felix hızla Seungmin'e dönerek kaşlarını çattı. Günlerdir kafasını kurcalan merak ettiği soruları şimdi sormanın tam sırasıydı.
"Chan'ın abin olduğuna emin misin?" Seungmin gözlerini kaçırarak elindeki çatalla tabaktaki bezelyeyle oynarken başını onaylar anlamda salladı.
"A-abim. Ne olmuş ki?" Sesinin çatalladığını fark etmişti Felix. Yalan söylediğini anlamıştı hemen.
"Ama..." Seungmin'in tekrar konuşmasıyla Felix tekrar ona dikkat kesildi. "Ama ne?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Polisin Oğlu / Hyunlix
Fiksi Penggemar"Ne sikim yaptında o bu hale geldi Hyunjin!? Ne yaptın orosbu çocuğu!?" "Sadece..." "Sadece ne?" "Babasını öldürttüm." Ağzımdan çıkan iki kelime ve yediğim bir yumruk daha. Bu seferki sert vuruşundan sendeleyip yere düştüğümde şaşkınlıkla bana baktı...