Merhabalar!
Nasılsınız bakalım???
Umarım hepiniz iyisinizdir. İyi değilseniz de bu bölüm size az da olsa iyi gelir umarım.
Bölüme başlamadan önce oy verip satır aralarına yorum yaparsanız çok mutlu olurum.
-----
"Vatan için can veren bütün şehitlerimizin anısına"
----
Son olarak elindeki rimeli de kirpiklerine nazikçe sürerek mavi gözlerinin üzerindeki kirpikleri gürleştirdi. Sürdüğü rimeli ile hazırlığı tamamen bitmişti ve odasından çıktı Senem. Abisinin, komutanının, ona verdiği bu görevi ne olursa olsun yerine getirecekti.
Diğer askerler gibi Teğmen Senem Yenilmez'de hiçbir görevden kaçmazdı. Adar Çakta bir şüpheliydi ve eğer onu ele alma görevi Senem'e verildiyse Senem ne yapar, ne eder onu avcunun içine alırdı.
Gerekirse kendi güzelliğini kullarak onun güvenini kazanırdı.
Senem, odasından çıkarken soğukkanlılığını korumaya çalıştı. Koridorda yankılanan bot sesleri arasında, her adımında kendine verdiği sözü hatırlıyordu: Bu görevde hiçbir zayıflık göstermeyeceksin, Senem.
Üzerine beyaz, etekleri pileli askılı kol bir elbise giymişti. Elbisenin eteği dizlerinin bir karış üzerinde bitiyordu. Sarı saçlarını ısı ile şekillendirerek su dalgası şeklinde yapmıştı ve mavi gözlerini öne çıkartacak bir makyaj yapmıştı.
Güzel bir kızdı Senem. Girdiği her ortamda sarı saçları ve mavi gözleri ile çoğu kişinin dikkatini çekecek bir güzelliği vardı Senem'in.
İsminin anlamını veren biriydi; güzel kadındı.
Çantasını eline aldı ve son kez alayın içerisindeki dolabına yöneldi. Her duruma karşılık yanına aldığı tabancasını çantanın içerisine koyarken ne yaptığını biliyordu.
Çok önceden olan ama hâlâ vücudunda izi kalan yara izini de fondöten ile kapattı. Çene altından başlayarak köprücük kemiğine uzanan kesik izi şuan görünmüyordu.
Son kez aynaya bakarken derin bir nefes aldı Senem. Gözlerinde, dışarıya gösterdiği o soğukkanlılık perdesinin ardında kararlılıkla karışmış bir hüzün vardı. Yara izini kapatan fondötene bakarak hafifçe başını salladı. Bedenindeki yaralar ne kadar gizlenirse gizlensin, zihnindekiler hep orada olacak, diye düşündü. Ama bu, onu yolundan alıkoyamazdı.
Tabancasını çantasına yerleştirdikten sonra dolabı dikkatlice kilitledi ve anahtarı cebine koydu. Sivil kıyafetleri içinde her zamanki askeri duruşundan uzak görünüyordu. Ancak bu onun bir maskeydi; görev gereği taktığı bir yüz.
Alayın içerisinden çıkarken birkaç asker ona baksa da, kimse cesaret edip bir şey sormadı. Herkes onun komutanlarından aldığı özel görevlerde ne kadar profesyonel olduğunu bilirdi. Üniforması yerine elbise giymesi bile kimsenin gözünde görevine olan bağlılığını sorgulatmıyordu.
Dışarı adım attığında, akşamüstü güneşinin altın rengi ışıkları saçlarında parıldadı.
Alayın önünde duran abisinin arabasına bindi ve merkezde Adar Çakta'nın çalıştığı kafeye doğru yavaşça ilerledi. Eli direksiyonda, gözleri yoldayken içindeki huzursuzluğu yok etmek için arabanın radyosunu açtı. Kısık sesli müzik, arabayı doldurdu.
YOU ARE READING
YÜREK SEVDA (DÜZENLENİYOR)
Romance"Yolun, ay yıldızlı bayrağımızla aydınlansın, kızılcığım." Son sözleriydi bunlar. Gözlerim ellerime doğru indi. Kan içindeydiler. Onların kanı... Annem ve babamın kanı... "Anne," kuru bir sesle mırıldandım. Babama döndüm. "Baba." Bu gerçek değildi...