Beşikten atladı ve kütüphanenin yolunu tuttu. Nihayet Lidya'nın mola saati gelmişti. Artık bu saatleri ezbere biliyordu. Lidya mamasını yedirdikten sonra Siena'yı uyutup sessizce dışarı çıkıyordu. Yani en azından, uyuttuğunu zannediyordu. Böylece Lina onun yokluğunda özgür saatlerinin tadını çıkarıyordu.
Bu tekrardan kütüphaneye gidebilmek için bir fırsattı. Artık ezbere bildiği yolu adım adım geçerek bahçeye ulaştı. Soğuk mermer çıplak ayaklarını üşütüyordu. Kış mevsimi sert geçmişti, bu yüzden havalar hâlâ soğuğun etkilerini taşıyordu. Üşüse bile sorun değildi. Yarım kalan kitabına devam etmek için biraz üşümek dert değildi.
Paytak adımlarla kütüphanenin açık kapısından içeri girdi. Her zamanki gibi loş aydınlatma ve pencereden sızan gün ışığı yüzüne çarpmıştı. Kalın ciltli kitapların kokusunu içine çekerken havadaki toz taneleri burnunu kaşındırmıştı. Bu hissi seviyordu. Ona huzur veren bir atmosferi vardı. Sıcacık hissettiriyordu. Sanki ait olduğu yer burasıymış gibi... Hiçbir yerine sığamadığı o dünyadan sonra yabancı bir yerde yabancı insanların yanında huzurlu hissetmek tuhaf geliyordu. Yine de önceki hayatından çok daha iyi bir durumda olduğu ortadaydı. Onunla iyi kötü ilgilenen birileri vardı. Lina vaktini burada geçirmeyi seviyordu. Her ne kadar yabancılığın getirdiği tedirginliği yaşasa da aradan aylar geçmişti. Artık bu dünyaya alışmaya ve kendi ayakları üzerinde durmaya başlamıştı. İçine girdiği Siena'nın vücudunu ve hayatını artık daha az garipsiyordu.
Lina kütüphanenin ortasına yürürken etrafına baktı. Bugün kadın kütüphanede değildi. Buna karşın kadının parfüm kokusu tüm kütüphaneyi kaplamıştı. Bir süre önce burada olduğunu işaret eden bir kokuydu. Her zaman oturduğu köşe koltuğun kumaşı kırışıktı. Geri geleceğini işaret ediyordu.
Lina onun gelmesini beklemeden sabırsızlıkla yarım kalan kitabını aramaya başladı. Kitap yerde değildi. Masanın üstünde de gözükmüyordu. Kafasını kaldırıp rafa baktığında kitabın raftaki yerine konmuş olduğunu gördü ve kaşlarını çattı. Onu okumayı henüz bitirmemişti. Kadın döndüğünde ondan yere indirmesini istemeliydi. Kitabın çok heyecanlı bir noktasında kalmıştı. Sırf bunun için ayaklarının acıması pahasına hızlı hızlı yürümüştü. Okumaya devam etmek istiyordu.
Arkasını dönüp kapıya baktı. Kadın ortalarda gözükmüyordu. Acaba ne işi vardı? Belki de işi yoktu, yalnızca tuvalete kadar gitmişti, bilemiyordu. Her halükarda onu beklemek zorundaydı. Onsuz kitabı raftan alması imkansızdı. O rafa uzanmak bir yana, kitabı iki koluyla kavraması bile mümkün değildi. Dönmesini beklemekten başka yapabileceği bir şey yoktu.
Lina tam kadını beklemek üzere yere çöküp oturacakken kütüphanenin içinde bir tıkırtı duydu. Kulakları anında sese odaklandı. Kütüphanede biri mi vardı? Endişeyle nefesini tuttu. Tıkırtı sesi çoktan kesilmişti ve kütüphane saniyeler içerisinde yeniden sessizliğe bürünmüştü. O tıkırtı da neydi? Fare gibi bir hayvana ait olabilirdi. Ya da sıcaktan genleşen tahtaların çıkardığı bir ses olabilirdi. En kötü ihtimalle bir hizmetçi ile karşılaşabilirdi. Daha önce hiç hizmetçiyle karşılaşmamış olduğunu varsayarsa bu oldukça beklenmedik olurdu.
Tıkırtının geldiği yer kütüphanenin arka raflarıydı. Oraya daha önce hiç gitmediğini fark etti. Biraz gezinmişti ama o kadar ileriye hiç gitmemişti. İçinde bir merak dalgasıyla ayağa kalktı. Sesin nereden geldiğine bakmak istiyordu. Yavaş adımlarla rafların arasından ilerlemeye başladı.
Devasa büyüklükteki kütüphanenin diğer ucuna kadar yürüdü. Bir yandan çevresine bakınıyordu. Yüksek raflar, çeşit çeşit kitaplar ve ustalık eseri bu mimari tekrar tekrar bakmaya değiyordu. Uzun süredir bu kalede yaşasa da her gördüğünde etkilenmeden edemiyordu. Tavandan yerlere kadar her şey ustalık eseriydi.
![](https://img.wattpad.com/cover/346067966-288-k101233.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Katil Karakterin Yolu
Fantasy+21 cinsellik ve şiddet içeren sahneler bulunmaktadır. Bu hikaye Dark Romance kategorisindedir ve küçük yaştaki arkadaşlar için uygun değildir. Lütfen dikkate alınız. ✩。:*•.───── ❁ ❁ ─────.•*:。✩ Senin için her gün saçlarımı saldım. Dudaklarımdak...