24. Bölüm

581 64 204
                                    

  *

  O günden sonra Chalien bir daha buluşmalara gelmedi.

  Geçen dört günün sonunda Siena, bahçedeki kamelyada otururken düşünüyordu. Yaptığı şey yanlış mıydı? Kışkırtmalarına karşılık vermesi yapmaması gereken bir şey miydi? Onu bahçede öylece bırakıp gitmesi bir hata mıydı? O an gitmekten başka hiçbir şey düşünemediği için kaçmıştı. Kendine biraz hakim olabilseydi ve onun iğnelemelerine katlanabilseydi durum farklı olur muydu? Belki de o zaman buluşmaları devam ederdi. Adam 'İşim var, gelemem.' bahanelerini uydurmazdı. Tavırları sıcak olmasa da buluşmalar kesintiye uğramazdı. Sadece kendine biraz hakim olabilseydi...

  İfadesi daha da karanlığa büründü. Düşünceleri bazen ona en korktuğu ihtimalleri gösteriyordu. Ya Chalien bu evliliği sonuna kadar reddederse ne olacaktı? O bir Prens'ti ve Dükalığın gelecekteki sahibiydi. Üstelik Gothares hanesinin büyüsünü düzgün bir şekilde miras alan tek kişiydi. Chalien onunla evlenmek istemediği konusunda diretirse bu evlilik daha fazla uğraşılmadan feshedilirdi.

  Ve sonunda, Siena'nın Asmodeus'a geri dönmesi gerekirdi.

  Tüyleri diken diken oldu. Karanlık duvarlar, üstüne vurulan kilitler, yediği dayaklar, kalenin altındaki mezarlık ve tüm o yaşadıkları aklına geldiğinde istemsizce kollarını kendine sardı. Oraya dönmektense ölmeyi tercih ederdi. O korkunç kale mezbahadan farksızdı. Ne olursa olsun geri dönmek istemiyordu. Tekrar karanlığın içinde kaybolmak istemiyordu. Yalnızlığın, acının içinde boğulmak istemiyordu. Oraya geri dönemezdi. Burada kalmak zorundaydı. Burada kalıp Chalien gibi güçlü ve güvenilir bir adamla yaşamalıydı. Tıpkı romanda olduğu gibi herkese iyi niyetle yaklaşan, sevdiklerini koruyup kollayan, onlara asla bencil çıkarlarla yaklaşmayan bu adamla beraber olmak istiyordu. Kalbindeki yoğun hisler de tüm bu düşüncelerini arsızca destekliyordu.

  "Leydim."

  Siena sesle birlikte sıçradı. Refleksle ayağa kalkarken karnı inanılmaz şekilde ağrımaya başlamıştı. Kalbi korkuyla gümbürdüyordu.

  "Üzgünüm, sizi korkutmak istememiştim. İyi misiniz?"

  Karşısındaki adam gerçekten endişelenmiş gibi görünüyordu. Onun bu kadar korkacağını hesaba katmamış gibiydi. Kamelyanın ortasında heybetiyle güneşi kapatırken o bakışı yapması, kişiliği ve görüntüsünün tezat olduğuna işaret ediyordu.

  Siena kalbi sakinleşmeye başladığında derin bir nefes aldı ve kendini gülümsemeye zorladı. "Şimdi daha iyiyim. Düşüncelere daldığım için sizi fark edemedim. Genelde bu bahçe oldukça yalnızdır."

  "Haklısınız Leydim, tamamen benim hatam. Size öyle yaklaşmamalıydım."

  "Hayır hayır, sorun değil. Sizin bir kabahatiniz yok." dedi aceleyle. Adamın ifadesi gitgide daha fazla pişmanlığa bürünüyordu. Siena onun bu küçük olay yüzünden kendini suçlamasını istememişti.

  Adam sağ elini kalbinin üstüne koydu ve eğilerek selam verdi. Siena onun eğilmesiyle üstündeki giysileri fark etti. Adamın üstünde kaliteli ipekten yapılma bir takım elbise vardı. Omuzlarına apolet takmıştı ki bu rütbeli biri olduğu anlamına geliyordu. Saçları düzgünce taranmış, sakalları henüz yeni tıraş edilmişti. Parfüm kokusu havada süzülerek Siena'ya kadar ulaşıyordu.

  "Kendimi tanıtmama izin verin, ben Gothares ailesinin büyük oğlu Fallahan Gothares. Bana isminizi bahşeder miydiniz?"

  Bu adam Chalien'in abisi ünlü Prens Gothares'ti. Siena ismini duyduktan sonra aceleyle başını eğerek selam verdi kendini tanıttı. "Ben Asmodeus Dükalığı'nın tek kızı Siena Reigna Asmodeus'um. Tanıştığımıza memnun oldum Lordum."

Katil Karakterin YoluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin