5. bölüm

3.2K 112 62
                                    

Uyarı! Sanırım biraz, çok az +18 kısımlar var.

***

"Biraz yürüyeceğiz burdan." Alaz arabayı sağa çekip stop etti.

"Niye, gidelim işte, yolun ortasına mı bırakacağız arabayı?"

"Oraya kadar gidersek dönüşte tekerini bile bulamayız." Alaz arabadan inince Asi de ses çıkarmadan arkasına takıldı.

Büyük demir kapıya üç kere vurduğunda 15-16 yaşlarında bir çocuk açmıştı.

"Alaz abi, hoşgeldi-niz." Asi'ye de kısa bir bakış atarak tebessüm etmişti.

"Naber Fiko?"

"İyi abi, senden naber?"

"İyi."

Alaz kapıdan onlara bakan daha küçük çocuğun saçlarını karıştırıp içeri girdiğinde Asi de Fiko'ya başıyla selam verdi ve fazla uzaklaşmadan hemen kedi yavrusu gibi Alaz'ın peşine takıldı.

Biraz yürüdükten sonra Alaz, duvara yaslanmış bira içen iki oğlanı Asi'yi süzerken yakalayınca sinirli bir nefes vererek kelebeğini çıkarıp sallaya sallaya yanlarına gitti. Önlerinde duran ağzı bağlı poşeti onlara bakarak tek hamlede kesip içinden iki kutu aldı, birini Asi'ye uzatırken yürümeye devam ettiler.

Deniz kenarına geldiklerinde Alaz yan yana duran tekli koltuklara yönelirken Asi de kıyıda, suyun içinde duran banka bakıyordu.

"Oraya mı oturalım?"

Asi omuzlarını silkerek "Boşver soğuktur şimdi." dediğinde Alaz ayakkabılarını çıkartmaya başlamıştı bile. Paçalarını kıvırıp suyun içine girdi. "Eee hadi gelmiyor musun?" diye sorup banka oturunca Asi de ayağındaki fazlalıklardan kurtularak yanına gitti.

"Soğukmuş cidden."

Asi'ye normal gelmişti aslında. "Kendin kaşındın."

Arada yüzlerine doğru püfür püfür esen rüzgarla Asi'nin saçları uçuşuyor, yükselen dalga bacaklarını her seferinde daha fazla ıslatıyordu.

Biralarını açarken Alaz sessizliklerine daha fazla katlanamadı.

"Sever misin bira?"

"Eh." dedi Asi manzarayı izlerken.

Alaz büyük bir yudum aldıktan sonra "Gerçi bunun da sevilecek yanı yok." derken memnuniyetsiz bir bakış attı elindekine. "Senin en sevdiğin hangisi?"

"Alaz başlama yine." bıkkın bir ifadeyle bakıyordu Asi.

"Tamam sen anlat, ne konuşalım?"

"Hiçbir şey konuşmayalım, böyle duralım sadece." Tekrar önüne döndü. "Hem bak manzara da çok güzel."

Alaz hafifçe omuzlarını düşürüp "Tamam, bari şarkı açalım o zaman." diyerek telefonunu çıkardı.

{Something hides in every night
Brings desire from the deep}

Asi merağını gizlemeye çalışarak yavaşça Alaz'a doğru dönerken Alaz da telefonu ortalarına koyup anlatmaya başladı. "Aslında Indigo Night ortama daha uygun olabilirdi şu an..." belli belirsiz kıkırdamıştı. "...ama ben bunu daha çok seviyorum."

{And with it comes a burning light
To keep us from our sleep}

"Siz de yabancı çalıyor musunuz?"

"Evet arada, sana hiç denk gelmedi di mi? Ben de şarkı söyleye söyleye öğrendim İngilizce'yi zaten."

Asi vay be anlamında hızlıca kaşlarını kaldırıp indirdi. "İyiymiş, severim ben de Tamino'yu, sen sormadan söyleyeyim." Alaz'la müzik zevklerinin uyması garip geliyordu aslında Asi'ye. Yani sokaklarda büyümüş birine göre rafine sayılabilecek zevkleri var diye geçirmişti aklından ama bu düşüncesinden anında geri utandı.

Dünya Yalan SöylüyorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin