Hep birlikte yemeklerini yedikten sonra Alaz, Cesur'un ilaçlarını almak için eczaneye gideceğini söylediğinde Asi de beraber arabayla gitmeyi teklif etti. Bulaşıkları makineye dizdikten sonra hazırlanıp aşağı indiklerinde tam arabaya binecekleri sırada Alaz sokağın başından onlara doğru gelen iki kişiyi görünce panikle oflayarak telefonuna uzandı.
"Ne oldu?"
Alaz Cesur'u aramaya uğraşırken bir yandan Asi'ye bir şey çaktırmadan onu yollamaya çalışıyordu.
"Asi sen git hadi. Ben gelirim arkandan."
"Niye, ne oldu birden şimdi?"
Asi gitmeyince Cesur da telefonu açmayınca Alaz'ın planlar çöp olmuştu.
"Asi Çağla'yı ara çabuk." Elini uzatarak telefonu kendisine vermesini bekledi.
Asi Alaz'ın ses tonundan tedirgin olduğu için dediğini yaptı ama hiçbir şey anlamamıştı hala.
"Alaz ne yapmaya çalıştığını söyler misin?"
"Çağla Cesur'u verir misin?"
...
"Yakup'un adamları burada, sakın kapıyı açmayın kimseye."
Adamlar onlara doğru yaklaşırken Asi gözleri kocaman açılmış halde telefonunu geri uzatan Alaz'ın yanına yürüdü.
"Nasıl buldular ki burayı?"
"Bilmiyorum. Beni tanırlar, hadi git çabuk."
"Birlikte gidiyoruz saçmalama."
"Hayır eve girerler. Sen git hadi gönderirim ben onları."
Adamlar apartman numaralarına bakarak hızla onlara doğru gelirken Alaz Asi'yi sırtından ittirerek arabanın kapısını açtı.
"Gitmiycem-"
"Asi bin şu arabaya dedim!" Sözünü dinletmeye çalışır gibi gözlerini belerterek bakıyordu Alaz. Çok fazla sesini yükseltememişti ama sinirle bastıra bastıra konuşmuştu.
Alaz'ı daha önce hiç böyle görmediği için gerçekten kötü bir durumda olduklarını anlamıştı Asi. Dediğini yaptığı gibi Alaz arabadan uzaklaşıp adamlara doğru yürümeye başladı ama Asi arabayı çalıştırmadı. Aynadan onu izliyordu. Gerekirse yine beyzbol sopasını- siktir diğer arabada kaldı.
"Alaz sensin di mi?"
Adamlardan biri cebindeki çakıyı çıkarıp dibine kadar girdi.
"Yakup'un Cesur'a selamı var. Borcuna binen faizi unutmuş, Ali abisi gelsin de kapatsın diyor, sen iletirsin."
"Siktir lan ordan." Alaz'ın eli de hemen cebindeki kelebeğe gitmişti ama eczaneye giderken lazım olacağını düşünmediğinden yanına almamıştı.
Diğeri yumruğunu Alaz'ın yüzüne savurduğu an Asi çığlığı koparmıştı. Arabayı yanlarına sürüp Alaz'ı alarak kaçmayı düşündü fakat gelmeyeceğini bildiği için ona sadece ekstra yük olacağının farkındaydı.
Alaz yumruğu iade edince adam yere yığılmıştı ama sol koluna doğru gelen bıçaktan son anda küçük bir sıyrıkla kurtuldu. Adamın bileğini bükerek bıçağı elinden aldı ve sırtına tekmeyi basıp yüz üstü düşürdü. Asi son çare polisi aramaya yeltendiğinde Alaz'ın bıçağı adamlardan diğerine doğrulttuğunu görüp vazgeçti. Zaten işleri bitmiş olduğundan kalkıp uzaklaşmaya başladıklarında Alaz da arkalarından bir kaç küfür daha savurdu.
Arkasını döndüğünde kendine doğru yürüyen Asi'yi görünce donup kalmıştı. Niye gitmemişti ki? Bir kere de laf dinlese ölürdü herhalde.
"Alaz-" Asi yırtılan ceketini görünce hemen koluna yapışıp yarasına bakmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dünya Yalan Söylüyor
FanfictionAlaz'la Asi yer değiştirmiş olsa nasıl bir dinamikleri olurdu çok merak ettim. Yaman, Alaz ve Cesur'un birlikte büyüdüğü; Asi'nin Soysalanlar'ın kızı Yaman'ın ikizi olduğu bir evren.