6. bölüm

3.8K 116 152
                                    

!!!Şimdiye kadarki en uzun bölüm ve yine yanlışlıkla 18+ oldu!!!




"Alaz nerde kaldın oğlum, hadi seni bekliyoruz?" Tolga kapıyı sabırsızca tıklatırken en sonunda bağırmaya başlamıştı. "ALAZ! İçerde misin?"

Alaz ve Asi duvarın diğer tarafından gelen seslerin artmasıyla gerçek dünyaya döndüler. Pozisyonlarını bozmadan sadece oldukları yerde donup kalmışlardı. Üç saniyelik bir şok anından sonra, önce Alaz kendini geri çekti. Duvardan birkaç adım uzaklaştı. Dudaklarını birbirine bastırarak boğazını temizleyip yutkundu.

"Geliyorum birazdan."

Asi yavaş yavaş önüne dönerken sadece yere bakıyordu. Gömleğinin yakasını düzeltti, saçlarını kulağının arkasına sıkıştırdı. İç çamaşırında hissettiği yoğun ıslaklık kafasını toplamasını bir hayli zorlaştırıyordu.

Tabi ki Alaz da ciddi manada sertleşmişti ama pantolonundan dolayı dışarıdan bakınca neyse ki belli olmuyordu.

"Şey... önce ben gideyim, sonra sen çıkarsın."

Asi kısa bir süre gözlerini buluşturup başını olumlu anlamda salladı. "Hı-hım."

Kapıdan görünmeyeceği şekilde odanın diğer ucuna geçtiğinde Alaz da Tolga'yla beraber aşağı indi.

Birkaç dakika sonra Asi de kulisten çıkıp masalarına geri döndüğünde üzerinde gezinen Yaman'ın ters bakışlarını fark etmesi uzun sürmedi. Yine de bir şey demeden yerinde oturmaya devam etti ta ki Yaman sessizliklerini bozana kadar.

"Bana baksana sen. Kardeşimin etrafında dolanmayı bırakacaksın. Duydun mu?" Biraz Asi'ye doğru eğildi. "Arkasından gitmeler falan... Senin gibi bir kızın Alaz'a niye yanaştığını anlamayacak kadar salak değiliz."

Asi duyduklarının hangi birine cevap vereceğini şaşırmıştı. "Niye yanaşıyor muşum?" Kaşlarını yukarı kaldırarak delici bakışlarını Yaman'a doğru çevirdi. "Ayrıca senin gibi bir kız derken, pardon?"

"Benim ayarlarımla oynamak için uğraşıyorsun, aklınca intikam falan alacaksın yani anladık. Ama eğer gücün yetiyorsa derdini benimle hallet, tamam mı?"

Asi istemsiz bir şekilde karşısındakini küçümseyici ve biraz da alaya alır bir tavır takınarak gülmeye başlamıştı. Sevgili ikizinin kendini bu kadar ciddiye alması gerçekten komikti. İntikam almak istese bugüne kadar bekleyecek hali yoktu tabi ki.

Bu hali Yaman'ı daha da sinirlendirmiş olacak ki cümlesine bastıra bastıra devam etti.

"Çünkü. benim kardeşimin. senin gibi. şımarık bir sürtükle. hiçbir işi olmaz."

Asi'nin sinirden gözü seyirmeye başladığında Yaman'a verebileceği bir dizi cevap gelmişti dilinin ucuna. Amaç karşılıklı can yakmaksa o da bel altı vurmaktan çekinmezdi. Karşısındaki ufak çizik ve morluklarla dolu yüze bakarken söyleyeceği hiçbir şeyin, son duyduklarından sonra içini yeterince soğutmayacağına karar verdi. O laflarını o pis ağzına en güzel şekilde geri tepmesi lazımdı.

"Muhakkak." derken olabildiğince düz ve duygusuz çıkmıştı sesi.

Önüne döndüğünde öfkesini bir kenara bırakıp düşünmeye başladı. Cidden niye dolaşıyordu ki Alaz'ın etrafında, evet her şeyi başlatan oydu ama arkasından ne diye gitmişti ki? Ne diye onu öpmesine izin vermişti? Ne diye o da karşılık verip...

Derin bir iç çekti.

Söylediği onca laftan sonra yüzüne bile bakmaması gerekiyordu ama duramıyordu işte. Daha 1 hafta bile olmamıştı onu görmeden geçirdiği vakit ama özleminden aklını bir kenara bırakacak kıvama gelmeye yetmişti belli ki. Evet özleminden. Az önce Alaz söylediğinde fark etmişti, bu tuhaf hissi tarif edecek başka bir sözcük bulamıyordu Asi de. Belki duygusal anlamda değil ama fiziksel olarak Alaz'ın yakınında olmayı özlemişti. Az önce yaptıkları şey de tam olarak özlem gidermek oluyordu galiba, farkındaydı. Hem onun da dediği gibi birbirlerinin yakınında olmak anlamsızdı ama çok güzeldi.

Dünya Yalan SöylüyorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin