Alaz, pek keyfi olmasa da ısrarla üstüne atlayıp miyavlaya miyavlaya yüzünü yalamaya çalışan Cadı'nın şımarmalarıyla bir süre uğraşarak yeterince ilgi gösterdikten sonra nihayet kutusuna koydu ve eşyalarını da kendi evlerine götürmek üzere toplamaya başladı.
Asi'nin yokluğu daha şimdiden kendisini ne kadar hüzünlendirdiyse onu da bir o kadar huysuzlaştırmış gibi duruyordu.
Bu arada işine fazla dalıp gittiği için Cesur'un seslenişlerini bir türlü duymadığından o da yanlarına kadar çıkmak zorunda kalmıştı.
"HADİ ABİ TOPARLANDIYSAN ÇIKALIM."
Alaz anlık bir irkilme sonrası elindeki peluş tırtıl oyuncağı gidene kadar oyalanması için kutunun deliğinden Cadı'nın yanına yollayıp ayağa kalktı. "Yavaş be öyle dalınır mı kızın odasına?"
"Ooho senin kafa Asi'yle birlikte gitmiş herhalde... kız mız yok, alışsan iyi olur yavaştan." Alaz'ın elindekileri incelerken gözü ciyaklamaya başlaya kutuya kaymıştı. "Haa bu da bizle gelecek di mi? Bağırıyoruz kız kaç saattir, duymuyor musunuz?"
"Tamam hadi." Kutuyu kaldırıp Cesur'un eline tutuştururken "Al sen şunu, arabaya götürsene. Geliyorum ben de." diyerek Cesur'u apar topar çıkardı ve bomboş odada sanki bir şey arıyormuş gibi biraz etrafına bakındıktan sonra makyaj masasının üzerindeki dağınıklığı yüzünde beliren minicik gülümsemeyle incelemeye başladı. Bitmek üzere olan parfüm şişesini ne ara açıp koklamaya başladığını aynada kendisiyle göz göze gelene kadar fark etmediğinden, dayanamayıp şişeyi yanında götürmek gibi bir ucubelik yapmadan önce de hızlıca odayı terk etti.
Arabaya binmeden de o geri dönene kadar devam edeceği Asi'yi kontrol etme görevine başlamıştı.
Alaz: Asi aşkım nasılsın
iyi mi yolculukAsi: iyiyiz
siz naptınız
cadış uyandı mıAlaz: çıkıyoruz şimdi
nazlandı biraz
seni arıyor galibaAsi: yaaa😭😭
korkmuştur evden götüreceksin diye
kucağına attım biraz özür dilerimAlaz: neyse artık telafi edersin bir şekilde
ne istersem yaparsın belkiAsi: OFFF
iyi sen düşünmeye başla hadi şimdidenAlaz: 😼
Asi: uyurum ben de belki
konuşmuyor bunlar da zatenAlaz: tamam iyi uykular
varınca ara beniAsi: ararım
öptüm çokAlaz: ben de fıstığım
*
Alaz Cadı'nın yatağını ve oyuncaklarını salonda uygun bir köşeye yerleştirip uyuttuktan birkaç saat sonra mutfak kapısının pervazında masum masum miyavladığını görmesiyle boyutunun ufaklığına sinirleri bozulmuş gibi sessizce kıkırdamaya başlamıştı.
"Bebeğim sen nasıl geldin buraya? Noldu yine, niye ağlıyorsun?" Öğle yemeği için hazırladığı köftenin malzemelerini hızlıca birleştirmeye devam ederken Cadı da yavaş yavaş kapıya sürünerek içeri doğru giriyordu. "Cesur şuna bakar mısın biraz ya? Ellerim kirli, alamıyorum."
"Geldim geldim..."
"Yemek saatin de gelmedi daha. Ne istiyorsun bakayım? Hı?" Ayağının dibine kadar gelen Cadı'nın istekli gözlerine yan yan bakarken o da bacağına doğru pıtır pıtır tırmanmaya başlamıştı bile.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dünya Yalan Söylüyor
FanfictionAlaz'la Asi yer değiştirmiş olsa nasıl bir dinamikleri olurdu çok merak ettim. Yaman, Alaz ve Cesur'un birlikte büyüdüğü; Asi'nin Soysalanlar'ın kızı Yaman'ın ikizi olduğu bir evren.