19. bölüm

4.8K 141 158
                                    


Alaz gözlerini Asi'nin ürkek bakışlarından hiç ayırmadan elinin altında kıpırtısız duran parmaklarını usulca avcunun içine alarak başparmağıyla hafif hafif üzerlerinde gezinirken galiba biraz kendini biraz da onu rahatlatmaya çalışıyordu.

Tam olarak nasıl bir konuşma yapacağı, Asi'nin şu anki durumunda bu konuşmayı yapmanın ne kadar mantıklı olduğu ya da nasıl bir tepki alacağı hakkında en ufak bir fikri yoktu ama artık gerçekten ne olacaksa olsundu.

Asi'yse heyecandan kasılmaya başlayan midesine, hızlı hızlı titreşen kirpiklerine ve göğüs kafesinden gelen gürültüye bakılırsa tam anlamıyla gafil avlanmıştı.

Alaz güçlükle yutkunup "Sevebilirdim..." diye tekrar ettiğinde kaşlarını büzerek hafifçe boynunu yana kırdı. Avcunun içinde terleyen eli de daha sıkı sıkıya tutuyordu şimdi.

"Hatta Asi biliyor musun?" Gözleri nedenini anlayamadığı şekilde belli belirsiz dolarken boğazına da kocaman bir düğüm atılıvermişti sanki. "Eğer biraz daha az sevebilseydim... Söylemekten de bu kadar korkmazdım belki."

Alaz sözünü bitirdikten sonra biraz mahcubiyet, biraz sitem ve bolca da beklentiyle karışık tuttuğu nefesini sonunda rahat bıraktığında Asi hala dili tutulmuş gibi gözünü kırpmadan onu izlemeye devam ediyordu. Tarif etmesi gerekirse şu an baştan aşağı vücudunu kaplayan bu tuhaf duygu, tıpkı çocukken lunaparkta ilk kez hız trenine bindiklerindeki gibi hissettirmişti Asi'ye.

Alaz oturduğu yerde iyice yanına doğru dönerek diğer elini de çekinceyle Asi'nin sıcaktan kızaran yanağına çıkarırken bir yandan da sesinin titremesine engel olabilmeyi ümit ediyordu.

"Asi... Ben seni- Hİİ!"

Lafını yarıda kesen Asi'nin alelacele bankın arkasına eğilerek kusmaya başlaması olmuştu.

"Asi!" Alaz da hemen ardından ayağa kalkarak içi çıkarcasına kıvranan Asi'yi sırtının iki yanından tutuverdi.

Midesine sabahtan beri doğru düzgün bir şey girmemesinin üstüne bir de bu kadar heyecan yapmasının kaçınılmaz sonu buydu tabi ki.

Asi öğürmelerinin arasından bir şeyler anlatmaya çalışırken Alaz da saçlarını tutarak endişeyle sırtını sıvazlamaya devam etmişti.

"Konuşmaya çalışma tamam, sakin ol bir. Nefes alabiliyorsun di mi?"

Gözünden yaşlar akarken bütün yüzü daha da kıpkırmızı olduğunda Alaz ne yapacağını bilemeyerek panikle etrafına bakındı.

"İyisin tamam, yok bir şey."

"Bakmasana Alaz. Git. Uzaklaş."

"Of Asi! Saçmalama ya." Kusması galiba bitmişti ama pek iyi göründüğü söylenemezdi. "Dur bekle, geliyorum."

Koşarak gidip elinde bir su şişesiyle geri geldiğinde Asi'yi de elinden tutup tekrar önüne döndürdü.

"İğrenç."

"Gel güzelim."

Asi yüzünü ekşiterek sızlanmaya devam ederken Alaz da tek eliyle saçlarını geriye çekip diğer avcuna döktüğü suyla ağzını yüzünü yıkamaya koyuldu.

"Bak bakayım bana bir." Yüzünü kontrol ederek sudan biraz içirip ferahlaması için ellerine ve bileklerine döküp tekrar yanına oturdu. "İyisin di mi?"

Asi derin derin nefeslenmeye çabalarken "Hı-ım." diye kedi gibi masum masum mırıldanınca Alaz da kaşlarını büzerek hemencecik sırtındaki elini omzuna çıkarıp başını göğsüne çekiverdi.

Dünya Yalan SöylüyorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin