Alaz, hala masada oturan, tüm vücudu kendi sıvılarıyla kaplı halde ve arzulu gözlerle kendisini bekleyen Asi'ye baştan aşağı hızlı bir bakış attığı an tekrar sertleşmeye başladığını hissetmişti. Elindeki şişeyi arkasını dönmeden omzunun üzerinden geriye fırlattı. İleri doğru büyükçe bir adım atarak yüzünü avuçlayıp dudaklarını birleştirdiğinde Asi'de bacaklarını ve kollarını ona sıkıca dolamıştı hemen.
Fazla vakit kaybetmeden iki eliyle kızı masadan kaldırıp kucağına aldı. Aniden havalandıkları için Asi'nin ağzından kaçan ufak ciyaklama sesi Alaz'ın dudakları tarafından susturulmuştu. Büyük koltuğa doğru giderlerken Asi düşmemek için öpüşmelerini durdurup kollarıyla daha sıkı sardı Alaz'ı.
"Otur."
Ne kastettiğini anlayan Alaz da arkasını dönüp kucağındaki Asi'yle birlikte kendini koltuğa bıraktı. Bacaklarını iki yana genişçe yayıp kalçasını hafifçe öne doğru zıplatarak oturduğu yere iyice yerleşti. Asi, önceden de otururken bu hareketi hep yaptığını fark ettiği için öpüşmelerini kesmeden gülmeye başlamıştı şimdi. Yeri genişlediği için rahatça tüm gövdesini Alaz'ınkine yaslayarak bütün ağırlığını ona verdi. Belini yavaş yavaş hareket ettirmeye başlayınca Alaz da ona ayak uydurdu ve aynı anda tekrar kasıklarını birbirine sürtmeye başladılar.
İlk sevişmeleri gibi değil daha uysal ve sakin davranıyorlardı birbirlerine şimdi. En azından başlangıç olarak.
Alaz'ın gözleri zevkle kapanırken başını geriye doğru attığında şimdi Asi'nin dudakları da tam adem elmasının hizasına denk geliyordu. Eğilip yumuşacık öperek orada biraz oyalandı. Dudaklarını hiç ayırmadan usul usul emmeye başladığında Alaz'ın çıkarttığı hırıltılarla ağzının içinde hareket ettikçe Asi de daha büyük bir açlıkla öpmeye devam ediyordu. Arada dişlerini kullanmayı da ihmal etmemişti.
Etkiye tepki olarak Alaz'ın hareketleri hızlandığında Asi de biraz yerinden yükselip eliyle Alaz'ı sabitleyerek kendini hizaladı. Zaten şu an ikisi de fazlasıyla hazır oldukları için tek hamlede tamamını içine aldı.
Alaz başını geri kaldırırken ciğerlerindeki tüm nefesi sanki suyun altından yüzeye çıkmış gibi sesli bir şekilde bırakmıştı. Bu pozisyonda -belki Asi'nin ağırlığının da etkisiyle- neredeyse penisinin daha da sıkı sarıldığını hissediyordu.
Asi elleriyle Alaz'ın saçlarından tutup çekerek ondan destek alırken kucağında hızlı hızlı zıplıyor, o da uyumlu bir şekilde ellerini sırtında, kollarında ve belinde gezdiriyordu. Şimdi sanki ikisi de özellikle hiç öpüşmüyor ve hiç konuşmuyorlardı. Sadece gürültülü inlemeleriyle anlaşıp gözlerini birbirinden ayırmamaya çalışıyorlardı.
Bir süre sonra ritimleri daha da artınca Alaz yorulduğunu fark edip Asi'yi omuzlarından tutarak kasıklarını alttan sertçe vurmaya başladı. Asi de yavaş yavaş ağzını açarak kaşlarını çatarken gözlerini kapatıp başını geriye attığı için Alaz doğru noktada olduğunu anlayarak daha da hızlanırken manzaradan aldığı zevkle alt dudağını ısırmaya başlamıştı.
Asi artık bitmeye çok yaklaşmışken kafasını kaldırıp iki elini Alaz'ın başının yanından arkadaki duvara sabitledi.
"siktir. siktir. SİKTİR. SİKTİR." Ağzından her bir darbeye karşılık bir küfür firar ederken Alaz da başını yana çevirmiş, Asi'yi kollarının iç tarafından hafifçe dişliyordu.
Ellerini kalçasına indirip tutuşunu sertleştirerek Asi'yi kendine sonuna kadar bastırdığında hareketlerini de daha iyi yönetebilmişti. Bir yandan da sol meme ucunu genişçe ağzına almış, neredeyse tüm göğsünü içine çekiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dünya Yalan Söylüyor
FanfictionAlaz'la Asi yer değiştirmiş olsa nasıl bir dinamikleri olurdu çok merak ettim. Yaman, Alaz ve Cesur'un birlikte büyüdüğü; Asi'nin Soysalanlar'ın kızı Yaman'ın ikizi olduğu bir evren.