18. bölüm

4.8K 151 175
                                    


Asi gördüğü şeyi anlamamış gibi  yerinden doğrulup telefonu iyice havaya kaldırdı ve fotoğrafı yakınlaştırarak incelemeye başladı.

Uykusundan yeni kalktığı için beyni daha nasıl bir tepki vereceğine karar verememişti galiba ama her şeyden önce hayatının en güzel gecesinin sabahının, babasıyla annesinin en yakın arkadaşının öpüşmesini görmesiyle mahvolması ciddi anlamda sinirlerini bozmuştu.

Yataktan kalkarken bacaklarının arasında Alaz'ın kalıntılarının kurumuş yapışkanlığını hissetmesiyle refleks olarak yan tarafını kontrol ettiğinde o da hala aynı şekilde sere serpe yatıyordu. Hem akşamdan kalma olduğu için hem de gece biraz fazla yorulduğundan uzun süre uyanmayacağı tahmin edilebilirdi.

Asi etraftan alelacele toparlayabildiği kıyafetlerini üstüne geçirip Alaz'ın açılan üstünü de örterek odayı terk etti.

Hırsla koşarak çıktığı annesiyle babasının odasında sadece hala uyumakta olan Neslihan'ı bulduğunda içinden saydırdığı küfürlerle sessizce dışarı çıkmıştı. Kendi odasına dönerek etrafta panikle yalpalarken ne yapacağını düşündüğü belirsiz bir süre sonunda Deniz'in numarasını çevirdi.

"Ne zaman çektin bunu?"

"Dün gece işte Asi, çeker çekmez attım sana da."

"O... biliyor mu peki onları gördüğünü?"

"Evet ama sana söylediğimden haberi yok."

"Rüya?"

"Ona söyleyemedim daha. Nasıl tepki verir bilmiyorum, olay çıkaracak kesin."

"Haklı değil mi? Annesi en yakın arkadaşının kocasıyla-" Asi derin bir of çekip tek eliyle gözlerini ovuşturmaya başladı. "Ne dedi sana?"

"Çok üzgünmüş, pişmanmış, bitirecekmiş güya... yeminler falan etti işte. Ama Neslihan Teyze'den saklayamayız böyle bir şeyi."

"Saklamayacağız tabi ki. O babam olacak şerefsiz de defolup gidecek bu evden."

"Sadece o değil ki Asi, hastane ne olacak?"

"Umrumda bile değil, ne halleri varsa görsünler."

Asi şu an ne dese haklı olduğu için Deniz annesini korumaya yeltenmiyordu bile.

"Nasıl söyleyeceksin peki annene?"


"Asi?"

Alaz'ın hafifçe kapıyı tıklatmasıyla Asi "Bir saniye!" diye bağırarak Deniz'e de fısıltı şeklinde "Sonra konuşuruz, kapatmam lazım." deyip telefonu yatağa fırlatıvermişti. Gelebilirsin demek yerine de gidip kapıyı açtığında Alaz duştan yeni çıktığını belli eden nemli saçları ve elinde saklayarak getirdiği Asi'nin sütyeniyle ona bakıyordu.

"Günaydın."

Asi nedense tek eliyle de pervazdan tutunduğundan Alaz niye kapının önünde durduklarına anlam veremeyerek gözlerini sağa sola çevirmişti.

"Alaz..." Tedirginliğini üzerinden atmaya çalışarak içeri girmesi için geri çekildi. "Günaydın."

"Bunu unutmuşsun."

Elindekini uzattığında Asi de "Ah! Sağ ol." diyerek alıp kenara koydu. Sonra da neden sabahın köründe kalkıp gittiğiyle ilgili bir açıklama yapması gerektiğine karar verdi.

"Çağla odada bulamayınca nerdesin diye aramış da sabah... sonra da uyuyamadım tekrar, geç kalkarsın diye uyandırmadım seni de."

Alaz hafifçe tebessüm ederek başıyla onaylamıştı. "Nasılsın?"

Dünya Yalan SöylüyorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin