17. bölüm

6.6K 140 220
                                    

"Ablacım bunun neresi alkol, en başa mı dönelim şimdi?"

"Ee -OH var işte."

Ece'nin organik kimyaya girişe bile kafası bir türlü basmadığı için Asi artık pes etmenin eşiğine gelmişti.

"Çift bağ var ya aşkım orada..." Ece boş boş bakmaya devam edince Asi oflayarak ellerini saçlarının arasına daldırmıştı. "Okulda işlemediniz mi siz bunları?"

"Ne bileyim ya of... çok yoruldum ben, kafam almıyor artık."

Asi saati kontrol ettiğinde ne ara Ece'nin yattığı saatleri çoktan geçtiklerine şaşırmıştı.

"Tamam hadi uyu sen. Sonra devam ederiz." diyerek çalışma masasından kalktı ve kardeşini yanağından öperek iyi geceler diledi.

Kapıya doğru yöneldiğindeyse Ece'nin arkasından seslenmesiyle durmuştu.

"Abla birlikte yatalım mı biraz? Eski günlerdeki gibi..."

Ece'ye malum sebepten ötürü ara ara gelen duygusallık ve bunun bilinciyle onlara ekstra yakın davranması Asi'nin kalbini her seferinde paramparça ediyordu.

Ne düşündüğünü belli etmemeye çalışarak başını tamam der gibi salladığında Ece de hemen yatağına atlayıvermişti.

Işığı kapatırken "Sen uyuyunca giderim ona göre." diyerek hafifçe kıkırdadı ve Ece'nin yanına uzanıp başlığa sırtını dayadı, tek koluyla da arkadan omzuna sarıldı.

"Küçükken de üçümüz böyle uyurduk hatırlıyor musun?"

Ece sanki o günleri hayal etmiş gibi kıkırdayarak nevresimin desenlerine dalıp gitmiş olan Asi'ye doğru bakmıştı.

"Sen de Çağla ablamla çene çalmayı bırakıp uyuyalım diye şarkı söylerdin bize."

"Başka türlü susmuyordunuz ki."

"Söyler misin şimdi de?"

Ece ona yavru kedi gibi bakarken Asi'nin pek hayır deme şansı yoktu zaten.

"Lütfen..."

"Ne söyleyeyim?"

"Bilmem, sen seç işte. Bana fark etmez."

Ece yastığına biraz daha gömülürken Asi de dudaklarını büzerek düşünmeye koyuldu. Çok geçmeden de hafifçe boğazını temizleyerek mırıldanmaya başladı.

Sen bilmezsin benim gözlerim nasıl büyütür
Olmayan işaretleri nasıl net görür

Gözlerini yumduğunu fark ettiği Ece'nin kafasına kokulu bir öpücük kondurmuştu.

Bir duvar üzerinden kaçak izlerken
Utanır, sıkılır, kapanır, gömülür

Bu arada biraz önce eve dönmüş ve Asi'yi odasında bulamamış olan Alaz hala ders mi çalıştıklarına bakmak için Ece'nin odasına gitmeye karar vermişti. Koridorda ilerledikçe kulaklarını dolduran sese hafifçe kaşlarını çatarak aralık olan kapının önünde meraklı gözlerle dikilip kaldı.

Gözün değse kanatlanır, kaçar bakışlar
Dağılır zihin, toz bulutu, üflesen uçar

Asi de gözlerini kapatıp öyle devam ettiği için sessizce onu izleyen Alaz'ı fark etmemişti bile.

Güldürür müyüm seni, bıktırır mıyım bilmem
Baktırır mıyım yüzüme-

Asi, çoktan uykuya dalmış olan Ece'nin kolunu beline sarmasıyla şarkıyı yarıda bırakıp onu kontrol ederek alnının köşesinden yavaşça öptüğünde Alaz da yakalanmamak için yavaşça oradan uzaklaşmıştı.

Dünya Yalan SöylüyorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin