14. bölüm

5.2K 135 117
                                    

Alaz Asi'nin ufak itirafı sonrasında parlayan gözleriyle rahat bir nefes alarak kaldıkları yerden devam etmek için tekrar dudaklarını sertçe buluşturduğunda ikisini beraber kendi etraflarında döndürmeye başladı.

Asi'yi geri geri yürüterek sırtını kapıya dayadığında sadece üst dudağı yetmemiş gibi ağzını sonuna kadar açarak iki dudağını birden içine aldı. Hemen arkasından da sıra artık alt dudağıyla ilgilenmeye gelmişti ama Asi'nin toplu saçlarından dolayı hareket alanı kısıtlanmış gibiydi ve onu yeterince geriye yaslayamıyordu. Bu sorunu çözmek için bacaklarındaki ellerinden birini kıvrak bir hareketle saçlarına götürdü ve atkuyruğunun altından tokasına ulaşıp yana doğru çekmeye başladı. Asi ise boynundaki kollarını indirdiği sırada, sıkı lastikten kurtuldukça bir yandan rahatlarken bir yandan da iyice kanının kaynadığını hissediyordu.

Saçları tamamen açık kaldıktan sonra Alaz tokayı hızlıca aynı elinin bileğine geçirip Asi'yi başının arkasından destekleyerek iyice kapıya doğru bastırdı. Artık yüzünü özgürce sağa sola eğerek istediği gibi hareket edebilmeyi başarmıştı.

Asi şu noktada Alaz'ın hızına yetişemiyormuş gibi kendini tamamen rahat bırakmış halde, hiçbir hamle yapmadan sadece ona ayak uyduruyordu. Vücudunda gezinen parmaklarının, ağzını dolduran dilinin ve ufak ısırıklarının tadını çıkarıyordu.

Asi normalde her ne kadar kontrolü elinde tutmayı daha çok sevse de şu an keşke o sadece dursa ve Alaz da ona ne yapmak istiyorsa yapsaydı.

"Alaz..." ağzının içine doğru konuştuğu için sesi ayarladığı tonda değil daha boğuk çıkmıştı.

Alaz kendini o kadar kaptırmıştı ki Asi'nin sesini duyunca ancak fark etti karşılık vermeyi bıraktığını.

Hemen geri çekilip derin derin nefeslenirken bir yandan da Asi'yi kontrol ediyor gibi bakmıştı.

"Hı?"

Tamamen toparlanana kadar ona biraz daha izin verdi Asi. Alaz da iki eliyle Asi'nin dağılan saçlarını düzeltmeye başladığında usulca seslendi.

"Söyle bi'tanem?"

Asi Alaz'dan ilk defa duyduğu şeyin mutluluğuyla iyice cesaretlenip istekli gözlerini yakından bakınca koyu kahveye dönmüş elalara dikti.

"Bana yapmak istediğin... bir şey var mı?"

"Ne gibi bir şey?"

"Ne istersen. Her şey olabilir."

Alaz boynunu biraz geriye atıp gözlerini kısarak Asi'yi tepeden tırnağa incelemeye başladı.

"Ne istersem mi?"

"Evet, sormana gerek yok."

"Hım..."

Alaz önce gözlerini sonra ellerini yavaşça etek uçlarına getirip elbisesini yukarı doğru sıyırırken Asi de dikkatle onu izledi.

"...anladım."

Elbise tamamen belinde toplanınca Alaz bir adım geri çekildiğinde Asi'nin dudaklarından kısık bir inilti dökülmüştü. Çamaşırı sırılsıklamdı ve Alaz da bunu fark etmiş olacak ki keyifle gülmeye başlamıştı. Tam ağzını açıp bu konuda bir yorum yapacağı sırada telefonu çalınca lafını geri yuttu. Kapatmak yerine yanıtlayınca Asi de hayal kırıklığıyla burnunda sesli bir nefes vermişti. Tam elbisesini geri indirmeye yeltendiğinde Alaz'ın kapıyı kilitlemesiyle vazgeçti.

"Evet burdakinde yokmuş başka markete geldim."

...

"Biraz yürümek istedim."

Dünya Yalan SöylüyorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin