Alaz, bu aşırı hazırlıksız yakalandığı soru karşısında sessizce yutkunduğunda Asi'yle göz göze gelmemek için kılını bile kıpırdatmadan önüne bakmaya devam etmişti.
Aşık olduğunu nasıl anlardı ki insan?
"Bilmem... Hiç düşünmedim bu konuda galiba."
"O zaman olmamış oluyorsun."
Cümlesi biter bitmez işine geri döndüğünde Alaz da merhemin soğukluğuyla irkilerek biraz sırtını dikleştirmişti.
"Niye?"
"Çünkü olsan fark ederdin herhalde..." Sırtıyla işi bitmişti ama önüne dönmesini söylemeden önce Alaz'ı izlemeye dalmıştı fark etmeden. Ense tıraşının hattını incelerken de sesi biraz kısılmıştı. "...Düşünerek anlaşılan bir şey olduğunu sanmıyorum."
"Bence öyle değil." Alaz heyecanından biraz sıyrıldığı için başını hafifçe yana çevirerek konuşmaya başlamıştı artık. "İlk defa aşık olan birini düşün mesela. Hiç tanımadığı, bilmediği bir şey... Anlamayabilir."
"Ama mantığı o değil mi zaten? Yani aşkın ne olduğunu anladığı noktada aşık olmuş sayılmıyor mu?"
Alaz kısa bir nefes verip biraz düşündükten sonra tamamen Asi'ye doğru dönerek derdini anlatmaya çalışırcasına çok hafif kaşlarını büzmüştü. Boynu da hafifçe büküldüğünde sesi biraz boğuk çıkmıştı.
"Açıkçası... bir mantığı olduğunu sanmıyorum Asi."
O da doğru söze ne denir der gibi başını sallayarak kremden biraz daha alıp karnına doğru eğildi ve sanki içi eziliyormuş gibi yüzünü buruşturarak morlukların üzerinden geçmeye başladı.
Asi büyük bir dikkatle işine, Alaz'sa Asi'nin karnında gezen parmaklarını düşünmemeye çalışarak sadece yüzüne odaklanmıştı.
"Sen peki? Hiç aşık oldun mu?"
"Bilmem, ben de hiç düşünmedim bu konuda galiba." Asi mimik bile oynatmadan hızlıca cevabını verip elindekini kenara bıraktığında Alaz da belli belirsiz tebessüm etmişti.
"Hadi şu filmi bitirelim mi?"
Alaz başını yukarı aşağı sallayıp üzerini giydi ve tekrar yerlerine yerleştiler.
Filmi tekrar başlattıktan bir müddet sonra çıkan şarkı sahnesinde Asi Alaz'a yan bir bakış atıp tepkisini kontrol etmişti. Doğum gününde onun için kaydettiği şarkılardan biri de bu şarkıydı ama sadece önüne bakıp filmi izlemeye devam ediyordu.
"Sen daha güzel söylemişsin."
Alaz mahcup bir gülümsemeyle Asi'ye dönerek tek kaşını kaldırmıştı.
"Ryan Gosling'ten mi daha güzel söylemişim?"
"Evet." Başını Alaz'ın omzuna koyup iyice yatağa yayılarak tekrar bilgisayara döndü. "Bir zahmet zaten... Adam oyuncu, şarkıcı olan sensin."
"Vay..." Alaz ağzını hayret eder gibi açıp yüzünü Asi'ye doğru çevirmişti. "Şimdi öyle mi olduk?"
O da sessizce kıkırdamaya başlayınca Alaz sabah keşfettiği silahını kullanmaya karar verip filmi durdurdu. Tek elini Asi'nin omzuna atıp kaçamasın diye tutarken diğer eliyle de tüm karnını hunharca gıdıklayınca Asi nefessiz bir şekilde kıvranarak gülmeye başlamıştı.
"AA-lazz yapma. Tamam lütfen!" Kollarının arasından kurtulmaya çalışırken suratı da kıpkırmızı olmuştu.
"Hayır maalesef."
![](https://img.wattpad.com/cover/372999412-288-k16999.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dünya Yalan Söylüyor
FanfictionAlaz'la Asi yer değiştirmiş olsa nasıl bir dinamikleri olurdu çok merak ettim. Yaman, Alaz ve Cesur'un birlikte büyüdüğü; Asi'nin Soysalanlar'ın kızı Yaman'ın ikizi olduğu bir evren.