3.0

94 20 89
                                    

medyaya sözleri çok hoşuma giden,
eğer buraya bir şey olmazsa
geriye döndüğümde gelip bakabileceğim
bir şarkı bırakmak istedim

iyi okumalarr!!

∆∆∆∆∆∆∆

Biz vaktimizin nasıl geçtiğini bile anlamadan Riki'nin gitmesine iki gün kalmış, bizim ise dönemimizin son günü ve dönemin son yayın günü gelmişti. Bazen zamanın bu kadar hızlı akıp gidiyor olması karşısında dehşete düşsem de geriye dönüp baktığımda pişman olmayacağım bir hayat yaşamak için çabalıyordum. Evet, mottom buydu.

Son gün, son yayını yapmadan önce meşhur radyo odamızda bir şeyler yiyip vakit geçirelim demiştik. Hatta Riki'yi de misafir öğrenci diye okula sokmuş, onu da davet etmiştik. Onlar yemekleri almaya gitmişken ben ve Jay de radyo odasına geçmiştik.

"Bir dönemin sonuna geldiğimize inanamıyorum." dedim etrafta gezinirken. "Neler neler yaşandı burada."

"Cidden. Yanlış okunan mesajlar sonucu aldığımız cezalar mı dersin, zehirlenmeler mi... Çok şey yaşadık." dedi Jay de yanımda yürürken. "Hatırlıyor musun raftaki kafana düşmesin diye girdiğim hâlleri? Bir yandan da sana çok yaklaşmamak için çabalıyordum. Zordu açıkçası. Beni kendine çekip duran bir havan vardı ve ben ne zaman yanında olsam kendimi seninle büyülenmiş hâlde buluyordum." dedi Jay, o zamanki gibi rafın altından geçerken.

Birden beni döndürüp sırtımın duvara değmesini sağladı sonra da. "Artık kendimi tutmak zorunda olmadığım için şanslıyım."

"Tutmak zorunda olmadığını kim söyledi?" dedim gülerek.

"Zorunda mıyım yani?"

"Düşüneyim..." dedim ve gülümsedim. "Değilsin sanırım." ve dudağına küçük bir öpücük kondurdum. Ancak Jay, geri çekilmeme izin vermeden dudağını daha çok bastırıp sırtımın duvarla bütünleşmesine izin vermişti.

Jay'in öpüşü derinleşirken kollarım istemsizce boynuna çıktı ve saç dipleri ile oynamaya başladım. Yakınlaşırken rahatsız hissetmediğim bir sevgilimin olması şu yaşıma kadar yaşamadığım bir şeydi. Jay bana şimdiye kadar içinde bulunduğum tüm ilişkilerin ne kadar yanlış olduğunu göstermişti resmen. Onunlayken hiçbir "Acaba?" şüphesi yoktu içimde. Hiçbir huzursuzluk duymuyordum yaptığı herhangi bir harekette.

Ben nereden geldiğini bilmediğim cesaretim ile Jay'in dudağını ısırınca Jay hafifçe inlemiş, bu da kıkırdamama sebep olmuştu. "Sen sanki biraz aştın kendini?"

"Öyle mi olmuş?" dedim Jay hâlâ üstüme eğilmiş bir şekilde dururken.

Tam o sırada kapı güm diye açılıp "BAKIINNN BURASI DA RADYO.... Oda... sı..." diye sesi yavaş yavaş solan Riki'yi ben beklemiyordum şahsen. Ama daha da beklemediğim şey, Riki'nin görüntülü konuşmada olup şu anki halimizi 4K biçimde millete sunuyor olmasıydı.

Hemen Jay'i iterek "Öyle dan diye dalınır mı?" diye çemkirdim Riki'ye. O ise cevap olarak sadece "Öyle her yerde insan yenir mi??" demişti. Sonra da kamerayı kendine çevirip "Kusura bakmayın ablişlerim ve diğerleri. Ben de bunu beklemiyordum. Bilsem +18 uyarısı verirdim girmeden önce odaya."

"Oğlum diyorum sana, radar var lan sende! Soobin ile beni kaç yüz kere bastın saymadım bile." Bu bir kız sesiydi.

"Valla Iseul ile olanlardan sonra artık bizi basamıyor, eve öyle bir sistem yaptık ki kafamız rahat." Bu da bir erkek sesiydi.

Jay birden "YOORA? SUNGHOON? LAN?" diye Riki'ye atıldı. Ben ne olduğunu anlamazcasına bakarken Jay telefonu görünce "Oha! Beomgyu ve Soobin de orada! Kuzenim.. kuzenim nerede?" diye telefondakilere bir soru yöneltti.

in all seasons | park jongseong {✓}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin