2.3

176 30 126
                                    

Medyada
Yeni konsept fotolarından
Jay var!!

Çok harika bir
Teen romance konsept
Alıyoruz gibi bir his
1D what makes you beautiful
veya live while we're young
havaları alıyorum
jsmxhsjhxs

Hadi umarım olur

Neyse

İyi okumalarr!!

∆∆∆∆∆∆∆

Jay'den aldığımız itirafın üstünden birkaç gün geçmişti. Hiçbirimiz ona kendini kötü veya huzursuz hissettirmemek adına eski davranışlarımızı hiç değiştirmemiştik. Bu da demek oluyordu ki Heeseung hâlâ Jay'e kahve ısmarlaması için yalvarıyor, Gaeul abur cubur otomatının başında aldığı şeyleri ona kilitliyordu.

Ben ise yine eskisi gibi, Jay bana cappuccino aldığı zaman ikiletmeden teşekkür edip kabul ediyordum. Birden 'zaten maddi sıkıntı içindeymişsin.' düşüncesiyle aldığı şeyi geri çevirmenin ne kadar kaba ve gurur kırıcı bir şey olacağını anlatmama gerek bile yoktu.

Bana kalırsa hepimiz iyi gidiyorduk. Çünkü hiçbir şey değişmemişti. Sadece Jay yanımızda daha rahat davranıyordu artık. Ki bunun olmasına o kadar çok sevinmiştim ki... O gün artık son raddesine gelip odada terör estiren Heeseung olmasa bu kadar birbirimize karşı açık olamayacağımız gerçeği karşısında Heeseung'a binlerce kez teşekkür etmek istiyordum.

Ben evimin salonunda oturmuş slayt okuyup bir yandan da kavram haritası çıkarmak veya önemli noktaları not alarak altını çizerek çalışmak yerine tüm slaytın aynısını kağıda geçirip ders çalıştığımı sanarken Yochan içeriye "EN SEVDİĞİM ABLAM DA BURADAYMIŞ!" diye dalmıştı.

"Kaç tane ablan var acaba?" dedim ona göz devirirken.

"İşte.. en sevdiğim sensin yine de. Eşin benzerin yok. Öyle düşün." dedi Yochan. Sevimli mi olmaya çalışıyordu bu çocuk?

"Hayır Yochan, sana verecek param yok." dedim dümdüz, net bir ifadeyle.

"YA AMA YOREUM YA!"

Yanımda aldığım yastığı son hızla ona atarken "İşine gelince Yoreum, işine gelince ablacım canım cicim!" diye bağırdım. Zaten sınav stresi üzerimdeydi, bir de bu çocuğun ne yaptığını asla anlamadığım para sevdası ile uğraşamayacaktım. Bu kadar parayı alıp alıp bitcoine mi yatırıyordu acaba? Ya da altın hesabı falan mı vardı? Ulan bu çocuk Elon Musk mı olmaya çalışıyordu ne yapıyordu anlamamıştım ki!

"Param olsa başta kendim harcarım beyinsiz denyo. Ayrıca Yowon'dan da dilenme sakın. Minicik çocuk sana para mı verecek? Minicik çocuk! 8-9 yaşında daha!"

"Of tamam be." diyip kapıya yönlendi Yochan. O sırada çalan telefonunu cebinden çıkarıp açmış, konuşmaya başlamıştı bile. Koridordan gelen "Ne? Bir saniye, ne demek istiyorsun sen? Karen, Karen kapatma! Nasıl yani? Onca hediye... Karen!" diye Yochan'ın serzenişlerini duymuştum.

Karen?

Yochan birden salona koşup önümde dikildi. "ABLAAA!" sesi ağlamaklı çıkıyordu. "ABLA KANDIRILMIŞIM BEN!"

"Ne?" diyip tabletimi ve kağıtları bir kenara atarak koltukta bağdaş kurup oturdum. "Ne demek kandırıldın?" O sırada Yowon da salona giriş yapmıştı.

"Ben... Karen'ı... Seviyordum...." her kelimesinde burnunu çekiyordu.

"Karını mı seviyordun? Karın kim?" ağlamaklı konuştuğu için Karen dediğini anlamadığımı hemen sonra fark etmiştim. "Ay yani, Karen kim?"

in all seasons | park jongseong {✓}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin