2.6

157 27 106
                                    

Medyada
Bu sefer de
Heeseung olsun diyerek
Heeseung'ı koydum
Ehe

İyi okumalarrr!!

∆∆∆∆∆∆∆

Yarışma sonrası son birkaç gündür her şey iyi gidiyor gibiydi. Sabrina benden korkup parayı çekerek bize vermişti, ki kendisinin kulübü için her türlü malzemeyi zaten okul yönetiminden kulüp desteği adı altında alabildiğini düşünürsek ödülü yarışmayı bileğinin hakkıyla kazanmış olan bize vermek hiç de mantıksız değildi.

Jay'e zar zor ikna ettirmiştik parayı kabul etmesi gerektiğini. Kendi cebimizden bile çıkmadığını, arkadaşı olarak ona yardım etmemize izin vermesi gerektiğini söylemiştik. Yalan değildi, sevdiğim insanlara yardım edemiyor olmak en çok dokunan şeylerden biriydi. Elimde imkan varken her şeyi yapmak isterdim.

Gaeul en son "Al şu parayı yoksa seni okulun çatısından aşağı sallandırırım." demişti de Jay kabul etmişti. Çünkü Gaeul yapardı. Cidden yapardı.

Borcundan geriye çok az bir miktar kalıyordu ödülün hepsini verince. Onu da birkaç ay çalışarak halledebileceğini söyledi Jay. Daha fazla üstelemek istemeden onayladık biz de onu. O yüzden son zamanlarda Jay sürekli "İşe gitmeliyim." diyerek yanımızdan ayrılmıyordu, sadece tek işte çalışmaya başlamıştı. Bu sayede onunla daha çok vakit geçirebiliyorduk.

Daha yeni sinemadan çıkmış, evlere dağılacaktık. Sinemadayken Jay yanıma oturmuştu ve övünmek gibi de olmasın ama, tamamen green flag özelliklerinden oluşmuş bir sevgilim olduğundan sinemada aklınıza gelebilecek en "çift" şeyleri de yapmıştık.

Durun, bir saniye, hayır öpüşmedik? Aklınıza hemen öyle şeyler getirmeyin siz de.

Sevgili koltuğuna oturmuş ve aynı mısırı paylaşmıştık, Jay filmi izlerken kolunu omzuma atarak beni kendine çekmişti ve filmi ben onun omzuna yatarken, o da bana sarılırken izlemiştik. Hatta bir ara Jay bir şey dedi sanıp kafamı kaldırarak ona baktığımda sadece gülümseyip burnumun ucundan öperek kalbimi maraton koşturmuştu.

Bu sırada Heeseung ve Gaeul "Çek şu kolunu!" "Farkındaysan orası benim alanım. Sen çek asıl kolunu??" "SEN BENİM İÇECEĞİMİ Mİ İÇTİN?" "IYYY NEEE, AY MİDEMİ YIKATMAK ZORUNDAYIM, İMDAATTT!!" şeklinde bir sürü konuşma geçirmişlerdi.

"Siz neyle döneceksiniz eve?" diye sordu Heeseung elleri cebinde bir biçimde. Gaeul da ben de aynı anda "Otobüs." dedik. Heeseung "Hava karardı ama, otobüs çok sakinse binmeyin, daha dolu olanı bekleyin olur mu? Ne olur ne olmaz." diye devam etti cevabımızdan sonra.

"Ooo sen bizi de mi düşünürdün Heeseung Bey?" diyerek güldü Gaeul.

"E yani, arkadaşlarıma bir şey olsun istemem." diye gülerek cevap verdi Heeseung da. "Gerçi Gaeul varken diğerlerinin can sağlığını düşünmek daha mantıklı bir karar olur."

Biz bunları konuşurken tam da filmin afişinin yanında dikildiğimizi fark etmiştim. Ama bundan daha da ilgi çekici olan şey Gaeul'dı. "Aaa, Gaeul! Afiş ile aynı renk tonlarında giyinmişsin!"

Gaeul önce üstüne, sonra afişe bakıp "Oha! Cidden denk gelmiş." demişti.

"Dur dur, poz ver de fotoğraf çekeyim." dedim telefonumu çıkarırken. Gaeul "Yok gerçekten, hiç gerek yok, Yoreum boşver." derken ben çoktan yerimi almıştım bile.

Heeseung, "Poz versene Gaeul!" diyince Gaeul oflayarak elini V yaptı ve yüz ifadesi dümdüz biçimde elini kaldırdı.

"Poz ver dedik, mahkeme duvarı ol değil." dedi Heeseung. "Neyse ki güzel kızsın da dümdüz dursan da harika çıkıyor fotoğrafların."

in all seasons | park jongseong {✓}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin