0.6

206 32 52
                                    


Medyada Heeseung var

İyi okumalarr!!

∆∆∆∆∆∆∆

Bugün kararlıydım. Luke ile konuşacaktım ve neler olduğunu anlatmasını, yoksa bu işin yürümeyeceğini söyleyecektim. Sırf bunun için boş günümde okul gelmiştim. Yoksa genelde meşgul olduğundan kendisiyle başka bir yerde görüşmek zaten zordu.

"Çok beklettim mi?" diyerek karşıma oturdu Luke. Konuşmak için okulun içindeki bir kafeye çağırmıştım Luke'u.

"Yok, hayır." dedim ve gergince gülümsedim.

"Yüzünü özlemişim resmen. Ne zamandır göremiyordum." dedi ve elini masanın üstündeki ellerimin üstüne koydu. Yavaşça ellerimi geri çektim, "İstesen görebilirdin ama." diye mırıldandım.

"İkimiz de yoğunuz bebeğim, biliyorsun."

"Evet ama..." Kafamı kaldırıp Luke'a baktım. Uzatmaya hiç niyetim yoktu. "Neden geçen gün bana dersin olduğu yalanını söyledin? Neden mesajlara çok geç cevap veriyorsun? Neden..." Sesim titremesin diye bir süre durdum. "Neden beni artık istemiyor da bahane arıyormuş gibi davranıyorsun?"

"Ne? Yoreum neler diyorsun sen?"

"Neler dediğimi duydun."

"Sen bunları ne ara düşündün de kurdun kafanda bebeğim benim? Böyle bir şey olmuyor ki. Niye boşu boşuna yordun kendini?"

"Ne demek olmuyor? Kafamda mı kurdum? Dediklerimin hepsini yaşıyoruz son birkaç aydır." dedim sesimi biraz daha yükselterek.

"İki aydır..." dedi Luke birden.

"Ne?"

"Birkaç ay değil. İki aydır yaşıyoruz." dedi ve telefonunu eline aldı.

"Ne demek istiyorsun sen?" dediğimde ise telefonunu bana çevirdi. Bir fotoğraf gösteriyordu.

"İki ay olduğunu biliyorum çünkü iki aydır bununla uğraşıyorum. Hâlâ daha bitmedi ama olaylar bu noktaya geldi diye beni buna mecbur bıraktın." diyip telefonu önüme koydu Luke.

Açtığı fotoğrafta neredeyse bir insanın yarısı boyunda, kocaman tahtadan bir maket vardı. Bu, Rapunzel'in saçlarını sarkıttığı ve tam da prensin saçları tutarak tırmanmaya başlayacağı sahnenin bir maketiydi.

"Bu ne şimdi?" dedim fotoğrafı incelerken.

"İlk yıl dönümümüz için sana sürpriz hazırlıyordum. Seninle beni temsil ediyor bu maket. Ne olursa olsun seninle olmak için tüm zorlukları aşacağımı ve de hep yanında olacağımı söylemek için. Bu kadarını anca 2 ayda yapabildim, o yüzden hep yoğun ve doluydum çünkü yetiştirmek istiyordum. Gördüğün üzere hâlâ bitmedi. Yıl dönümümüze kadar küçük detayları ekleyip boyamayı planlamıştım ama..."

Resmen dilim tutulmuştu. Gerçekten kafamda neler kurmuştum ben öyle? Luke bizim için gecesini gündüzüne katarken ona hiç güvenmeyip gelip hesap mı sormuştum bir de? O kadar kötü hissediyordum ki kendimi, mideme kramplar girmeye başlamıştı birden.

"Luke... Ben çok özür dilerim. Gerçekten çok özür dilerim, hiç haberim yoktu. Tamamen kurmuşum gerçekten... Beni affedebilecek misin?"

"Sen de haklısın, olanlar kafanı karıştırmış. Sürpriz de bozuldu ama... Olsun, biz bozulmayalım da."

Akmaya yeltenen burnumu içeri doğru çekerek tekrar "Çok özür dilerim..." dedim. O sırada Luke'un telefonu çalmaya başlamıştı. "Profesör Jawaar arıyor." dedim hâlâ fotoğrafa bakarken.

in all seasons | park jongseong {✓}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin