İyi okumalar
-
Hayatınıza birden giren biriyle nasıl baş edersiniz?
Hele ki bu kişi sizin ileride ölüp ölmeyeceğinizi belirleyen biriyse. Ya da şöyle sorayım günün birinde karşınıza birisi çıkıyor. Uzaktan gerçekten harika görünüyor. Yakışıklı, karizmatik ve kaslı. Bu kadar da övmeyeyim aramızda 4 yaş var, her neyse. Bu kişi ilk yakından görmenizde size patronluk tasladı. Ardından altından kalkamayacak bir işle sizi strese soktu. Onu korumak için kaçırıldınız.
Çok çileler çekerek geldiniz yani buralara. Peki o senin için ne yaptı? Düşün bir. Mahkeme salonunda savcıya bile kafa tutarak bağırırken, o ne yaptı. Ha unutmadan söyleyeyim. Seni kurtardı. Kaçırıldığın yerden kurtardı. Ama maalesef o kurtarışın sonu daha da acı verici bir sonla bitti. Çiçekler... Bedeninin herhangi bir yerinde oluşan bu 'lekeler' yani çiçekler yüzünden hayatın mahvoldu.
Hayatını birlikte geçirebilecek şekilde hiç bakmadığın birisiyle aynı çatı altında kalmak zorundasın. Ama bir gariplik var. Sen bundan çok memnunsun. Hep o ne olduğu belirsiz şahısla aynı ortamda kalmak istiyorsun, o sana temas etsin istiyorsun, senin adını dudaklarından hiç ayırmasın istiyorsun. Ruh eşi... Tek sebebin ruh eşin olmalı, ona sakın aşık olma.
Demiştim ya o senin için ne yaptı? Yapacak. Valizini taşıyarak yapacak. Kendi evinde bir oda hazırlayarak yapacak. Belki biz ortaya çıkmadan olduğu sevgililerinin kaldığı bir odayı sana verecek ama insalcıl, yani ondan asla beklemediğim hareketlerden birini yapacak.
"Unuttuğun bir şey varsa varınca bir adam yollar aldırırız"
Oturduğum araba koltuğundan kafamı hafif ona çevirdiğimde saniyelik bana dönmüş ardından tekrar yola bakmıştı. Kurumuş dudaklarımı ıslatarak konuştum.
"Şuanlık bir eksiğim yok, olursa kendim alırım"
"Hayır bir eksiğin var araban?"
Söylediği ile gülmeden edememiştim. Ardından elimi birkaç bakım ürünümü koyduğum çantama atıp anahtarını çıkardım.
"Anahtarını unutmamışım o da bir şey?"
Benim gibi gülmeye başladığında gamzelerine bakarak sırıtmıştım. Yakışıyordu cidden ona gamze. Dudaklarına çok yakışan bir gülümsemesi vardı. Hafif -çok hafif- etli yanakları sayesinde, güldüğünde kapanan gözleriyle çok tatlı görünüyordu. Deltalar korkutucu değilmiş tekrar anladım bunu. Onu böyle sırıtarak izlediğimi fark etmemi sağlayacak şeyi o yapmıştı, bana saniyelik bakıp konuşarak.
"Araç kullanırken beni böyle izleme, hem benim seni izleme şansın olmuyor hem de yan profilime o kadar güvenmiyorum"
(O sırada chanın yan profilin mükemmelliği...)
Kendine haksızlık ediyordu. Büyük bir haksızlık! Kaşlarımı çatarak yola dönmüştüm.
"Kendine haksızlık ediyorsun"
"İyi göründüğümü mü düşünüyorsun?"
Yanaklarım hafif kırmızılaştığında kekeleyerek konuşmuştum. Utangaç verici...
"H-Hayır, yani evet yani o a-anlamda değil"
Bana güldüğünde dudaklarımı birbirine bastırdım. Aklına bir şey gelmiş gibi söze girince az da olsa utancım geçti.
"Oh aklıma ne geldi. Sen o gün bana takım elbise ile iyi görünmediğimi söylemiştin?"
"Hayır öyle bir şey söylemedim. Sana çok yakışıyor"
Sırıtarak yine bana baktığında tabikide kızarmıştım. Arabanın durduğunun farkında değildim. Gözlerimi onun sırıtışından alamamıştım. Başımı aniden önüme çevirdiğimde arabanın durduğunu görmüştüm ve hemen kemerimi çözmüştüm. Kapımı açtığım zaman konuştum ona bakmadan.
"Tek bir kelime etme sakın"
Gülüşü kulağıma dolarken kapıyı kapatmıştım. Bagajdan valizini aldığımda o da yanıma gelmişti. Valizi benden alarak önden yürümeye başladı.
Şuan cidden onun evine girdiğime inanamıyordum. Bunu kabul etmiştim evet. Ama bir sebebim vardı. İkimiz içinde iyi olan buydu. Eğer biraz daha 3 günde bir birbirimizi görürsek ikimiz için de kötü sonuçları olurdu. Kurtlarımız her an yan yana olmamızı, aşık olmamızı isterken aynı evde kalmak sorun olmamalıydı.
Aynı evde kalma fikrini bana o önermişti, aynı şu şekilde: O gün çiçeklerimizde oluşan hasarı düşünüp yanıma sonraki gün gelmişti. Çok uzatmadan "saçma bulabilirsin belki, belki de bana hızlı davranmamaya çalışıyoruz sen de diyorsun diyebilirsin ama ileride pişman olmamak için bunu yapmalıyız" heyecanlı ve endişeli şekilde konuşuyordu "birlikte kalalım, aynı çatı altında. Birbirimizin feromonlarını duyabileceğim uzaklıkta uyuyalım, istersen benim evimde kalırız, istersen hemen yanındaki odaya taşınırım ama tek çaremiz bu gibi görünüyor birlikte kalmak"
Ben tav olmuştum sanırım. Git gide daha çok etkiliyordu beni...
"Buyurun bakalım, hoşgeldin evine"
"Burası senin evin?"
"Sus çaktırma-"
Onun sözünü kesen şey, daha çok sözünü kesen kişi hiç beklendik değildi. Evine girer girmez salondaki koltuklar görünüyordu. Koltuktan ayaklanarak siyah gece elbisesini düzleyerek yanımıza gelen Lia ile şok olmuştum. Anlamayarak yanımdakine baktığımda yüzünde bir korku sezmiştim...
-
+Aşk mı?
-Aşk.
+Lia ile beni aldatıyorken mi?Bölüme bayıldınız demi özellikle son kısım sgsksgsksh
18. Bölümde biraz takıldım "mal her zaman maldır" spoiler da vereyim bilmem ne zaman gelir sgsjsgsksb
Diğer bölümde görüşelim
💜💜💜
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Twilight - Chanmin / Omegaverse
ФанфикHukuk fakültesi mezunu omega Kim Seungmin, yüzyılın deltası Bang Christopher'ın bürosunda işe başlar ve ikili ruh eşi çıkarlar... Chanmin Hyunlix Minsung Jeonbin [Tamamlandı.]