▪️12

934 140 26
                                    

İyi okumalar 💕

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İyi okumalar 💕

-

İşe gitmek ancak bu kadar zor olabilirdi. Tabiki bir zehirlendin, kaçırıldın ve patron ruh eşin çıktı diye 2 den fazla izin vermiyorlardı. Ölsen bile geleceksin...

"Seungmin hoş geldin!"

Beni görünce yanıma gelen Jaemin e gülümsemiştim zorlukla.

"Hoş buldum"

Kısık ses tonumla cevap vermiştim. Fazla konuşmadan bize verilen masalara geçtik. Yaptığımız iş sadece bilgisayara bir şeyler yazmak, bizi denemek için gönderilen diğer görevleri yapmaktı. Bu yüzden ikimiz de çarşıya alışverişe gidiyor gibi giyinip geliyorduk. O çoğu kez renkli giyinirdi, moru ve yeşili seviyordu. Ama ben genelde gömlekle geldiğim için ya bebek mavisi, ya beyaz, ya da siyah giyinirdim.

Son olanlardan sonra siyah harici bir renkte giyebileceğimi düşünmüyordum. Dikkat çekmek istediğim son şeydi. Elimden gelse yüzümü bile kaplardım.

"Seungmin, Lia hanımefendi (!) seni yanına bekliyor"

Kaşlarımı çatarak dönen sandalyemi Jaemin e çevirdim.

"Neden bana yazmak yerine sana yazıyor?"

"Bilmiyorum ulaşamadım diyor mesajda sadece"

Tabii ya telefonum... Jeongin ile konuşurken yere düşürmüştüm. Az çok çalışsa da tamirciye götürmem gerekiyordu. Bu sabah götürecektim ama aklımdan tamamen çıkmıştı.

"Anladım, ben çıkıyorum o zaman"

"Tamam, lütfen orada fazla kalmamaya çalış"

Söylediği ile yüzümde hafif oluşan gülüş de silinmişti. Böyle söylemesi Bay Bang hazretlerinin(!) odasına kapanmış olması ve artık ruh eşi olduğumuz için feromonunu uzaktan bile alabildiğimdendi. Ölmemek dileğiyle asansöre bindim. Kurdum heyecanla sağa sola koşuyordu.

Onun benden yapmamı istediği şey, Lia yı umursamadan o ahşap kapıyı açıp onun yanına gitmemi hatta dudaklarına yapışmamı istiyordu. Kurdum kontrolü ele alsa onun önünde diz çöküp 'beni kabul et' diye yalvarabilirdi. Onun kurdu da böyle hissediyordu. Kurdumla iletişim halindelerdi ve sürekli birbirlerine 'seni çok özledim' gibi şeyler söylüyorlardı. Gerçekten iğrenç!

"Pardon, telefonum bir kaza geçirdi, iyi çalışmıyor"

Lia bana oturduğu yerden küçük bir gülümseme göstermişti. Sanırım biraz morali bozuktu. Her yanına geldiğimde kocaman gülümsemesi yüzünde olurdu. Hiçbir şey anlamamıştım.

"Sorun değil, Seungmin otursana"

Koltuğa dikçe oturarak ona dönmüştüm.

"Olanları duydum. O gün davadaki avukat tarafından kaçırıldığını biliyorum. Bay Bang onun hakkında suç duyurusunda bulundu"

Onun adının geçmesiyle yutkunmuştum. Gözlerimi dolmamaları için ondan kaçırdım. Kalbimde bir hareketlilik vardı, korkmuştum.

Ruh eşimin olması ama onun yanımda olmaması, her an kalp krizi geçiriyor gibiydi. Onun kokusu burnuma geliyordu. En derinlerime kadar içime çekmek istiyordum okyanus kokusunu. Aslında bu isteklerimi gerçek bir okyanus kenarına giderek dindirebilirdim... Çok saçma. Onu deli gibi görmek istiyorum. Beni korumaya çalışıyordu. Belki de kötü birisi değildir. Fakat böyle düşününce... Kurduma aldanıp onu sevmeye başlayabilirdim. Ya ölüm ya aşk çatalındayken aşk bazen cazip geliyordu... SEUNGMİN KES SESİNİ!!

"Birkaç imzalaman gereken belge, özel bilgilerin ve sana yaşattıklarını, hatırladığın kadarıyla anlatmam gerekiyor, tekrar böyle bir şey yaşanmaması için bunları yapabilir misin?"

Lia çok anlayışla bakıyordu bana. Bu kaçırılmanın bir omega için travma yaratabileceğini, ya da bu devirde çok görülen bir vaka olan taciz gibi bir olayın olduğundan endişelenmiş olabilirdi. Neden bilmiyorum ama kağıda bunları yazmadan önce ona bir açıklama yapmak istemiştim.

"Olan bir şey yok aslında. Bir çocuk otoparkta bana meyve suyu verdi. Sonra bayıldım. Devamını pek hatırlamıyorum. Bay B-Bang ın geldiği zaman bilincim açıkta ama zehir yüzünden hiçbir şey yapamadım"

Anladığını belli eder gibi başını sallamıştı. Ardından burukça gülümsemişti.

"Yanında olacağız atlatman için"

Kaçırılma olayı bana fazla etki etmemişti. Hem travma, hem taciz, hem de atlatmakta oldukça zorluk çekeceğim asıl olay ruh eşimdi. Kurdumun hep salak olduğunu düşünürdüm ama eşinin ondan daha salak olacağını bilmiyordum.

"Teşekkür ederim"

"Belgeler için Bay Bang seni odasında bekliyor"

"Ne-"

Aniden söylediği şey ile kendimi tutamamıştım. Kaşlarını çatarak bana baktığında özür dileyerek oturduğum yerden kalktım. Zor adımlarla ahşap kapıya yürüdüm. Önünde durduğumda derin bir nefes almıştım. Burnuma dolan feromon kokusuyla kalbim hızlandı. Elimi kapıyı çalmak için kaldıracağım zaman içeriden ses duymuştum.

"İçeri gel"

Geldiğimi hissetmişti... Hayır kesin kameradan izliyordu? Korkuyla kapı kolunu açtım. Başımı öne eğerek -o benden üstün olduğu için değil iğrenç gözlerini görmek istemediğim için- odaya girip arkamdan kapıyı kapatmıştım. Birkaç adımla masası önünde durdum. Önünde -diğer iki seferki gibi doksan derecelik açıyla değil de- daha az eğilmiştim.

"Lia nın sana anlattığı-"

Sözü arasında refleksle gözlerim gözlerine çıkmıştı. Sözü kesilmişti. Sebebi göz rengiydi, göz renklerimizdi. Laciverte yakın mavi gözleri çok derindi. Karanlık ve korkutucuydu. Özellikle de tanıdıktı. Mezuniyet partisindeki gördüğüm kişi oydu, artık bundan emindim. Aynı koku, aynı gözler...

-

Sağlığınız için Mert Demir dinleyin 👍🏻

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sağlığınız için Mert Demir dinleyin 👍🏻

Diğer bölüm için aklımda çok saçma bir şey var yazsam mı yazmasam mı diye düşünüyorum sgsksgsksgskb

Diğer bölümde görüşelim

💜💜💜

Twilight - Chanmin / Omegaverse Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin