▪️33

697 110 37
                                    

Merhaba 🖐🏻

-


Güneşin yavaşça kaybolmaya başladığı saatlerdi. Odamın penceresinin önünde öylece oturuyor, yaşadıklarımı düşünüyordum. Annem bana bir keresinde 'ben ölürsem yasımı aylarca tutma, birkaç gün üzül sonra hayatına devam et, eğer daha fazla üzgün görürsem seni hiç rahat uyumam'...

Onun sözünden çıkmak istemiyordum. O yüzden üstünden iki hafta geçen olayın yasını tutmamaya çalışıyordum. Akraba aramaları da en sonunda son bulmuştu.

İşten aldığım bir haftalık izin bitmiş, birkaç gündür ile gitmeye başlamıştım. Yoğunduk biraz şu zamanlar. Chan da çok yoğundu. Evde bile bazen çalışmak zorunda kalıyordu, sabahlara kadar. Benim işim ona göre hafif olduğundan ona destek çıkıyordum. Bana sürekli 'sen yokken daha çok çalışıyordum, gerek yok' dese de ben ona sürekli yiyecek bir şeyler hazırlıyordum. Tabii saçma yardımlarım da vardı. Mesela 'dik otur', ya gözünün önüne gelen saçları bulduğum bir tokayla bağlıyor ya da gözlüğünü alıp temizleyip tekrar gözüne takıyordum.

Artık telefon kullanmıyorduk ikimiz, haberleşmek için. Çiçeklerimiz parlatarak haberleşiyorduk. Komik olabilir ama onun ne hissettiğini az çok anlarken çiçeklerine temasıyla tamamen hissettiğim özlem duygusuyla anlıyordum 'seni özledim' mesajını.

Tam şuan olduğu gibi... Boynumdaki karıncalanma ve bedenime sarılan hisle dudağımın kenarı kıvrıldı. Oturduğum sandalyeden kalkarak odamdan çıktım. Dağınık olabileceğini düşündüğüm saçlarımı elimle düzlüyor, aynı zamanda üzerimdeki günlük çamaşırlarımı inceliyordum.

Onun aksine evde giyiniyordum... Onun tercihi genelde ısıtıcıyı sonuna kadar açıp ince kıyafetlerle gezmekti. Fakat benim kazak giymeyi sevdiğimi fark ettiğinde bana uymaya çalışmıştı.

Evin sonradan öğrendiğim, merdiveni başka bir odada olan eksi birinci kata doğru iniyordum. Burası onun çalışma odasıydı. Aynı zamanda alt yola açılmış küçük bir terası vardı. Bu yeri neden bana bu kadar geç söylediğini bilmiyordum. İlk öğrendiğimde ona çok kızmıştım çünkü bu teras akşamları çok güzel oluyordu. Şehir manzarası gece büyüleyiciydi...

En onunda merdivenler bitince karşımdaki geniş masada bir şeylerle uğraştığını görmüştüm. Beni fark edince gözündeki gözlüğü çıkarıp gözlerini kırpıştırdı, ardından gülümsedi.

"Hoş geldin"

"Hoş buldum"

Bu geniş çalışma masasında bana ayrılan bölüm , yani hemen yanındaki sandalyeye oturmuştum. İşten dönünce zamanımızı burada geçirdiğimizden bana özel bir yer seçmişti masada.

"Yorulmadın mı?"

"Yorulduğum için çağırdım seni"

Söylediğine gülmüştüm. Ardından alaycı bir ses tonuyla konuştum.

"Yalnız o masaj bir kerelikti, yapmam başka"

Tek kaşını havaya kaldırarak sırıttığında yutkundum. Bu tarz hareketleri fazla havalı görünüyordu. Alışmam gerekirken benim daha çok hoşuma gidiyordu. Keskin yüz hatlarına her bir mimiği çok yakışıyorken alışmak gerçekten zordu.

"Masaj yerine başka bir şey olsa?"

"M-Mesela"

Tekerlekli koltuğunu bana doğru yaklaştırıp elimi tuttuğunda dudaklarımı ısırdım. Bazen ne istediğini gerçekten anlayamıyordum. Anlamadığım için de aklıma kötü şeyler geliyordu. Şuan da olduğu gibi onu çözmeye çalışmak çok zordu. Kurdum bile bazen onun duygularını hissetmekte zorlanıyordu. Sanırım delta olduğu için hissettirmek istemediği şeyleri gizleyebiliyordu.

"Mesela bu?"

Tuttuğu elimi sıkıp beni birden kendine çekimde oturduğum sandalyeden ayaklandım. Direk olarak onun önünde durduğumda karnıma çenesini koyarak aşağıdan bana baktı. Aynı zamanda bacaklarını iki yana açıp beni bacak arasına alıyordu. Gözlerim onun bu bakışları karşısında titriyordu resmen. Ne yapacağımı bilemeyen bir halim vardı.

"Hala ne istediğini anlamadım delta?"

Kararım sonunda konuşmak olmuştu. Ondan çekindiğimi yani utandığımı belli etmek istemiyordum. Birden yüzündeki gülümseme sönükleşmişti. Ayağa kalktığında oldukça yakın olmuştuk. Bedenlerimiz her şekilde temastayken hala ellerimi tutuyordu.

"Birincisi, delta değil deltam demelisin biricik omegam"

Gülmemi engelleyememiştim. Kahkahalarım arasında komuştum.

"Peki deltam"

"İkincisi, bu gece senin odanda uyuyacağım, tabi sen istersen başka yerde uyuyabilirsin ben feromonuna doymak istiyorum sadece"

"Zaten sürekli yan yanayız, feromonlarım çok mu güçsüz?"

Çocuk gibi dudağımı büzdüğümde dudaklarıma döndü bakışları. Bu sırada belime sarılan kolları normal karşılamıştım.

"Üçüncüsü... Ben kızgınlığa giriyorum omegam."

-

Bir eksik buldum bu ficde grubun tamamı yok???

Neyse yapacak bir şey yok bundan sonraki fic daha güzel olacakkkk (evet yazıyorum)

Diğer bölümde görüşelim

💜💜💜

Twilight - Chanmin / Omegaverse Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin