Merhabalar
İyi okumalar
-
Karşımdaki odundan yapılmış evin yine odundan kapısına vuruyordum ard arda. Kapının arkasında olduğunu biliyordum. Keskin kokusu çok yakından geliyordu. Fakat kapıyı açmıyordu.
"Chan! Aç kapıyı!"
"Gelmemeliydin Seungmin"
"Aç şu kapıyı boş boş konuşma!"
Sert çıkışmam ile kapı aralanmıştı. Küçük, mavi gözleri bana bakarken yutkunmuştum. Bu hali gerçekten muhteşemdi. Üstüne şuan giydiği belli olan beyaz tişört ve altındaki dizindeki şortu ile, sanki bir tatildeymiş gibi görünüyordu. Beni içeri davet etmeyecek gibi dururken kapıyı ayağımla itip içeri girmiştim. Mütevazı, merkezdeki evimize göre küçük olan evi süzmüştüm. Arkamdan kapının kapandığını duyunca arkama döndüm. Benimle göz temasına girmek istemeyen bedeni görünce gülmemi zor tutmuştum.
"Güzelmiş burası"
"Eh işte idare eder"
"
Yemek yedin mi?"
Ellerini cebine geçirdi ve sorumun cevabını düşünürken girişten hemen sağdaki odaya girdi. Peşinden geldiğimde buranın salon olduğunu görmüştüm. Köşedeki şöminenin ısıttığı oda çok güzel görünüyordu. Şöminenin önündeki iki tekli koltuktan birine otururken konuştu. Onu dinleyerek yanındaki koltuğa yerleştim.
"Yedim bir şeyler"
"Emin misin?"
"Aslında hayır ama yemeyeceğim"
Sanki kızgınlıkta değil de depresyonda gibiydi. Bir süre konuşmadık. Daha çok ben konuşmadığım için konuşmadık. Sadece bana cevap vermek için açıyordu ağzını. Daha fazlası yoktu. Bu sinir bozucuydu. Biraz olsun düşünen insan benim buraya neden geldiğimi bilirdi. Büyük bir ısrarla konum istemiş, ondan hoşlanmaya başladığımı söylemiş, hatta ona yardım etmem gerektiğini belli etmişken tavırları hoşuma gitmiyordu.
Yine sessizliği bozan ben olmuştum.
"Sen iyi misin?"
Başını bana çevirip mavi gözlerini, benim maviye dönüşen gözlerimle buluşturdu. Çenesini koltuğun kenasına yasladığı koluna koydu ve saniyelerce izledi beni. Bu güzel renkli irisler üstümde dolaştıkça yutkunmuştum.
"Yanımda olduğun için çok iyiyim ve çok mutluyum"
Şaşırmıştım. Fakat bunu belli etmek istemedim. Yüz ifademi bozmadan konuştum.
"Mutlu görünmüyorsun"
"Korkuyorum"
Bu sefer şaşkınlığımı gizleyememiştim. Bunu mesajda da söylemesine rağmen yüzüme doğru söylemesi garip hissettirmişti. Onu anlamak gerçekten zordu. Herkese karşı bir aslan gibi kükreyen delta bir omega için kedi gibi oluyor, korkuyordu. Bana zarar vermekten korkuyordu. Zarar vermekten kastı ikimizin ilişkiye girmesi olması çok saçmaydı. Evet o bir delta olabilirdi. Ama ben de deltanın eşiydim. Benim vücudum da kurdum da onun kızgınlığını atlatabilecek güçteydi. Bu şekilde yaratılmıştım. Onun endişesini anlıyordum ama benim sözümü dinlememesini anlamıyordum. Korkması gerektiğini, bu duruma hazır olduğumu ona ne kadar belli etsem de anlamamak için her şeyi yapıyordu...
"Chan, sen bana ne dedin?"
"Hm?"
"Ön sevişme, yani denememizi yaptık"
İrislerinin kararışı ile kalp atışlarım hızlandı.
"Bana neden güvenmiyorsun hala, ben o kadar dayanıksız birisi miyim?"
"Dayanıksız birisi değilsin, hiç ilişkiye girmemiş birisi olarak ilkinin bu kadar... Sert olmasını istemem"
Kalp atışlarım daha da hızlanmıştı. Oturduğum yerden kalkarak koltuğunun kenarına oturdum. Boynuna sarılıp sırtını okşuyordum.
"Ama benim sevgilim bir delta, demek ki sert olabilirmiş"
-
I'm loser! I'm loseeer!!!👍🏻(Herkes smut bekliyordu bu bölüm ve ben yazmadım😀)
Bölüm nasıl dhsösbsldhsl
Diğer bölümde görüşelim
💜💜💜
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Twilight - Chanmin / Omegaverse
FanfictionHukuk fakültesi mezunu omega Kim Seungmin, yüzyılın deltası Bang Christopher'ın bürosunda işe başlar ve ikili ruh eşi çıkarlar... Chanmin Hyunlix Minsung Jeonbin [Tamamlandı.]