Hukuk fakültesi mezunu omega Kim Seungmin, yüzyılın deltası Bang Christopher'ın bürosunda işe başlar ve ikili ruh eşi çıkarlar...
Chanmin
Hyunlix
Minsung
Jeonbin
[Tamamlandı.]
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
\"Yasemin çiçeği - Seungmin"
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
\"Lotus çiçeği"
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
\"Okyanus - Chan"
İyi okumalar
-
En kısa zamanda bir ev tutmalıydım. Zorla, para vermemi istemeyen bir pansiyonda kalacaktım. Tamam kaldığım oda güzeldi. Girer girmez sağ tarafta küçük bir ayakkabılık ve üstünde uzun bir ayna vardı. Sol tarafta ise mutfağa uzanan kapıya, düz gidince salona varıyordun. Mutfak küçük ve mütevaziydi, ihtiyacım olabilecek her şey vardı, dolap -diğer odalarınkinin boş olduğuna emindim- doldurulmuştu.
Salona geldiğimizde bir tane iki kişilik, bir tane tek kişilik koltuk ; ortada engin, kahverengi bir masa ; karşılarında da orta boy bir televizyon vardı. Yatak odası olan bölüme salondan giriliyordu. Gri duvalarla uyum sağlamış beyaz kapıyı açtığımda yatak odası çıkmıştı karşıma. Gayet yeterliydi. Bir buçuk kişilik bir yatak, makyaj aynası ve gardırop. Tabiki duvardaki tabloları söylemiyordum.
Bu kadar lüks bir yerde bedava kalmaya zorundasın deseler hemen kabul ederdim ama artık istemiyordum. Pansiyonun sahibi 'ruh eşim' olan şahıstı. Çalışanlar, benim hakkımda ne anlattıysa, bana çok ilgiliydi. Kendisi gibi 'Bay Kim' diyerek geziyorlardı. Telefon.
"Alo Jeongin"
"Alo hyung... Nasılsın iyi misin hyungum"
Bir şeylerden haberi olmuştu Jeongin in sanırım. Nasıl cevap vereceğimi bilemiyordum.
"İyiyim sen nasılsın? Tatil nasıl gidiyor?"
"Güzell, gerçekten çok eğlenceli, keşke sen de gelsen"
"Canım biliyorsun yeni başladım daha işe"
"Jisung hyung söyledi başka bir yere taşınmışsın"
"Evet zorunluluktan bir pansiyonda kalıyorum, ama kısa zamanda bir ev tutacağım. Arada bana kalmaya gelirsiniz"
"Rahat mı orası, günlüğü çok değil umarım"
"Para... Şöyle ki şirketin kendi pansiyonu ve çalışanlar para ödemeden kalabiliyor. Gayet rahat bir yer endişelenme"
"Hyung... İyi değilsin biliyorum, benden gizlemene gerek yok gerçekten. Olanları biliyorum. Gerçekten iyi misin?"
Dolan gözlerim akmaya başlamıştı. Göz yaşlarımı tutmaya çalışırken daha da akıyorlardı. Uzun süre sessizlik olunca konuşmaya çalışmıştım fakat ağlamam seslileşmeye başladığında susmuştum. Küçük hıçkırıklar, göz yaşları ve kırılmış bir kalp...
"Jeongin ben...ben çok kötüyüm. İki gündür kayıp olan bir ruh eşim var ve, ve bu canımı çok yakıyor. Hayatım mahvoldu. Kariyerim bitti. Ölmek istemiyorum, o adam ne kadar delta olsa da ölmek istemiyorum"
Jeongin bana karşı zaten duygusal birisiydi. Bu halde olduğumu, hıçkırıklar içinde ağlayarak, benden duyunca gerçekten söyleyecek söz bulamıyordu. Sesiz kalmıştık yine. Keşke söylemeseydim diyemiyordum çünkü kafamda sadece o delta vardı.
"Siktiğimin deltası, hiçbir avantajı yok! Eskiden deselerdi bana eşin bir delta diye havalara uçardım. Bu adam aptalın teki! Çok zararlı, hayatım kararacak. En kötüsü de delta olduğu için siktiğimin duygularını daha net hissediyorum! Sürekli değişen ruh hali yüzünden kendimi ölecek gibi hissediyordum"
Hıçkırıklarım çoğalmıştı. Artık konuşamıyordum. Göz yaşlarımın haddi hesabı yoktu, öyle hızlı akıyorlardı ki. Ona çok sinirliydim, neden bilmiyordum ama sinirliydim. İnsanlık yapmak varken tavrı sinirimi bozmuştu. Ve siktir şuan bu duygularımı da hissediyor.
Telefon elimden kayıp düşmesiyle kapanmıştı. Oturduğum yatağa yan şekilde uzanarak ağlıyordum. Git gite durulan hıçkırıklarımla rahatlamıştım. Gözlerim yorgunlukla kapanıyordu. Neden bilmiyorum ama elim refleksle boynuma gitti. Büyük bir yara bandıyla Jaemin tarafından kapatılan çiçeklerimin üstünde durdu. Tüy gibi bir dokunuşun ardından tekrar geri çekildi elim.
Bir süre gözlerim kapalı 'ben ne yapacağım?' diye düşünüp durmuştum. Bu düşüncelerimi bozan şey ise vücudumda oluşan histi. Çiçeklerimde hissettiğim sızlamayla nefeslerim daralmıştı. Bedenim alışık olmadığım his yüzünden irkilmişti. Aslında normal karşılasam bu moralimi yerine bile getirebilirdi. Çiçeklerinin sızlamasından bir süre sonra aklıma onun olabileceği gelmişti.
