▪️16

959 121 46
                                    

Arkadaşlar lütfen hatalarımı yüzüme vurmayın herkes yazım yanlışı yapar 😔

İyi okumalar

-

"Bırak ben yıkarım, yara bandın ıslanır"

"Gerek yok sadece bir yanık zaten bırak"

Çok garip hissediyordum. Onun bu kadar düşünceli biri olduğunu düşünmüyordum. Jaemin az önce gitmişti ve gider gitmez bana parmağımı sormuştu. Ağzından yanlışlıkla ecza dolabını odaya kendisinin eklediğini bile söylemişti. Yemek yaparken bana ettiği iltifat sonrası bir samimilik oluşmuştu aramızda. Bu benim, hayır kurdumun çok hoşuna gitmişti. Hele ki şuanda ettiğimiz küçük kavgada onun galip gelmesi, evli bir çift gibi hissettiriyordu.

"İyi olduğunda konuşalım demiştim"

Ellerini kurularken söylediği ile ellerimle oynayarak hayal kurmayı bırakıp ona dönmüştüm. Üzgün yüz ifademle ona bakıyordum. Ne diyeceğimi bilememiştim ama böyle bakışmanın sonu kötü bitiyordu...

"Kafam... Çok karışıktı"

Göz temasını kestiğimde direkt cevabımı vermişti.

"Şuan karışık değil mi?"

Sorusuna ne cevap vermeye gücüm yoktu. Çünkü bunun cevabını bende bilmiyordum. Hayatımda bir kere ruh eşim oluyor sonuçta. Bu durum benim hayatımı, ikimizin hayatını belirliyordu ama o çok aceleci davranıyordu. Oturduğum sandalyeden ayaklanmıştım. Tezgaha yaslanmış şekilde beni izlerken mutfaktan çıkmak için adımlamıştım. Elimi kalbimin üstüne koyarak derin nefesler aldım. Arkamda duyduğum ayak sesleri ve ardından kolumun tutulup arkaya çevrilmesi ile şaşırdım.

"Kaçma benden"

Cevap vermemek için, konuşmamak için kendimi zor tutuyordum. Şuan düşündüğüm şey saçma olabilirdi ama, o bu kadar kibarken onu sözlerimle kırmaktan korkuyordum.

Gözlerine ısırdığım dudaklarımla bakarken gözleri aşağı kaydı. Korkarak geriye doğru birkaç adım attığımda adımlarıma basarak üstüme gelmişti. Arkamda duvarı hissettiğimde yutkundum. Kurdunun kontrolünde olmadığını hem gözlerinden hem de kendi kurdumdan anlayabiliyordum.

Onun kokusunun bu kadar yakınımda olması mükemmel hissettiriyordu. Bir kolunu başımın yanından duvara yaslayışı beni daha da heyecanlandırıyordu. Birbirimizden çok hoşlanmadığımız açıktı ama ruh eşi durumunda, gizlice birbirimize aşık gibi davranıyorduk.

"Ben sabırlı bir insanım, ama bu sabah fark ettiğim şeyle gelmek zorunda kaldım"

Kaşlarımı çatarak ona baktığımda elini havaya kaldırdı. Kot ceketi gösterdi bana gözüyle. Merak ettiğim için hiç düşünmeden düğmeleri açarak kolunu sıyırdım. Ruh eşi çiçeklerindeki bulanıklık ile şok olmuştum.

"Ne oldu?"

"Sebebi birlikte olmamamız"

Üzgün bir yüz ifadesiyle oraya bakarken elim tekrar gitmişti. Çiçeği yavaşça okşarken kendi çiçeklerimde minik sızlamalar hissediyordum. Evet çiçeklerim hala bantlıydı. Hala onlara adam akıllı bakmamıştım. Karşımda solmaya yakın çiçeği görünce git gide daha da üzülüyordum bu halimize. Kurdum sürekli, çiçekleri daha çok okşamam hatta öpmem için zorluyordu. Bir düşününce bu hiç de saçma gelmemişti.

Sürekli ısırdığım için şişmiş ve ıslak dudaklarımı ona yaklaştırdım. Çiçeklerin tamamını kapattığı dudaklarımı bastırdım. Dudaklarımın nemi yüzünden karnımda garip bir his oluştu. Bu hisle dudaklarımı hemen çekmiştim. Gözlerimi gözlerine çıkardığımda bana hayranlıkla baktığını gördüm. Biraz da şaşkın bir bakıştı.

"Seungmin bunları yapabildiğini göre beni kabul etmek bu kadar zor olmamalı?"

'beni kabul etmek' mi? O beni kabul mü etmişti? En son onun beni kabul etmeyeceği için üzülüyorken buralara gelmiştik. Artık aklımdakileri söylemezsem onu red ettiğimi düşünürdü.

Olduğumuz konumdan yüzlerimiz zaten yeterince yakınken parmak ucuna çıkışım ile daha da yaklaştık. Nefeslerini biraz hissediyordum.

"Hiçbir zaman reddetmedim seni. Tek sorunun kafamın karışık olması. Bu benim hayatımı belirliyor. Sana hiç o gözle bakamadım anlıyor musun?"

"Zor olduğunun farkındayım. Evet anladığım üzere hızlı gidiyoruz demek istiyorsun ama..."

Çiçeklerini tekrar göstererek.

"...bu alışma durumunu birbirimizden ayrı geçirmeyelim. Çiçekleri izle zarar gelirse iyi şeyler olmaz"

Benim çiçeklerimde de varmı diye düşünürken bunu dışa vurmuştum.

"Bende de varmı bulanıklık?"

Gözleri hemen boynuma gitmişti. Elini oraya götürecekti ki durdu. Bana baktığında onun az önce bana işaret ettiği gibi gözümle gösterdim boynumu. Sırıtarak elini banda götürdü. Çiçeklerin hassas olduğunu ruh eşin dokunduğunda sana olan etkilerini biraz biliyordum bu yüzen az da olsa korkuyordum. Bandı yavaşça boynumdan ayırdı ve yere attı. Gözlerini kırpmadan inceliyordu. Bende onu gözlerimi kırpmadan izleyecek bir fırsat bulmuştum.

"Bu bandı bir daha takma"

"Ne?"

Yüzüme baktı sonunda. Yüzüme yaklaştığında nefeslerini daha net alabiliyordum.

"Bandı takma. Yemin ederim sana çok yakışıyor çiçekler. Boynunun eksik parçası, ten rengine yapılan bir süsleme gibi. Takarsan bu güzelliği her an göremem"

-

Merak ettiğiniz bir şey varsa söyleyin lütfen

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Merak ettiğiniz bir şey varsa söyleyin lütfen

Bu bölümü ne zaman atarım bilmiyorum ama pazartesi dershanem başlayacak, bu yüzden günlük bölüm gelmeyebilir ama emin değilim bir bakarsınız günde 3 bölüm atmışım dgsksbskba

Diğer bölümde görüşelim

💜💜💜

Twilight - Chanmin / Omegaverse Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin