"içimde dolaşan alkol gibi
sana gitgide sarhoş oluyorum."
"çok heyecanlıyım..." dedi güneş. sarışının kapıyı açmasıyla arabaya binmiş ve kemerini bağlamaya başlarken konuşmuştu. hoşuna gidiyordu, inkâr edemezdi. sarışın, kızın uygun olduğu günlere ayarlıyordu kendisini. sporuna gitmiyor, ayrıldıktan sonra ne kadar geç olursa olsun devam ettiriyordu rutinlerini.
güneş, hayatında ilk defa birilerinin merkezinde hissediyordu kendisini. bunun barış alper ile olması güzeldi, çok güzeldi.
sarışın, arabayı çalıştırmadan önce kıza döndü. birkaç saniye izledi yüzündeki tebessümü. "eğer gittiğimizde yüzündeki tebessüm devam etmezse en çok kendimi suçlayacağım."
gözlerini kaçırdı, güneş. başını utançla cama doğru çevirip dışarıya bakmaya başladığında sarışın arabayı çalıştırdı. erken buluşmamışlardı; günbatımına yetiştirmek istemişti sarışın. uzun süredir sadece kerem'i bir kere götürdüğü kayalıklar vardı.
güneş'i oraya götürmek istemişti. birlikte günbatımını izlemek, hava karardığında denizin sesini dinlemenin güzel olacağını düşünmüştü. instagram'da kızın takip ettiği sayfalara bakınca anlamıştı doğayla vakit geçirmekten hoşlandığını.
eğer ilişkimiz ilerlerse, diyerek düşündü içinden. birlikte kampa da gidebiliriz. ben o'nun yanan kamp ateşi olurum.
"ilk gördüğünde biraz basit gibi gelebilir sana gideceğimiz yer," diyerek açıklamada bulunmaya başlamıştı sarışın. "kerem'i bile bir kere götürdüm, özel bir yer benim için." dudaklarını birbirine bastırıp bir süre sustu. kelimelerini toparlamaya çalışmıştı. konuştuğunda güneş kadar güzel cümle kurabildiğini düşünmüyordu.
ışık saçıyordu kızın kelimeleri; kalbini aydınlatıyordu.
"çıkmazda hissettiğimde, geçmişi hatırladığımda, yalnız kalmak istediğimde..." sokaktan sola saptı ve yollar biraz darlaşmaya başladı. "gidip kafamı dinliyorum."
güneş anlayışla gülümsedi. öte yandan, barış alper yılmaz için özel olan o yere gidebilen kişi olmak kalbini hızlandırmıştı. çekinerek, "barış olarak gitmiyorsun oraya sanırım," dedi. "alper'in ait olduğu yer."
sarışın, kıza döndü. nasıl oluyordu da hakkında pek bilgi sahibi olmayan birisi bu kadar kolay çözebiliyordu onu?
başını evet anlamında salladı. "bana alper olarak hitap ettiğin gece de gitmiştim."
sarışın arabayı durdurana kadar sessizlik hâkim oldu aralarına. güneş, arabadan inip etrafa baktığında kayalıklarda olduğunu anladı. güzeldi burası, biraz daha serindi ve denizin dalgalarının kayalıklara çarpan sesini duyabiliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kelebekler, barış alper yılmaz.
Fanfictionbarış alper yılmaz, dm kutusunu sorunlarını anlatıp bir dert defteri gibi kullanan fanının mesajlarını okur.