XVII.

2.8K 292 911
                                    

Merhaba. Özlediniz mi?

900 yorum sınırı koyuyorum.

Ve lütfen bu bölümleri okurken narsist ve histeriyonik kişilik bozukluğu olan birinin ağzından okuduğunuzu unutmayınız.

///

Sadece 14 Dakika

///

Yoongi'nin beni kovalamasının ardından neredeyse bir hafta geçmişti. Eğer nasıl olduğumu soracaksınız, iyi olduğumu söylemek isterim. Sonuçta burada yaşamaya alışmıştım, her bir hasta birbirinden değişik ve tehlikeliydi. Neyse ki bir korumaya sahiptim ve o da, ben de buradaki her şeye alışmıştık.

Yine de uzun bir zamanın ardından hiç bu kadar çok korkmamıştım. İnsanların hassas yönünden vurduğunuzu fark ettiğinizde, karşıdakinin yapabileceklerinin potansiyeli sizi ürkütebiliyordu. Özellikle o Yoongi gibi bir katilse.

Şimdi yeniden bahçedeydim ve aşık olduğum adamın dışarı çıkmasını beklemekteydim. Aramızda güzel ve kuvvetli bir arkadaşlık bağının olduğunun farkındaydım. Yine de gözüm doymuyordu, her zaman daha fazlasını isteyen biriydim.

Neredeyse bir haftadır üzerinde uğraştığım ve büyük uğraşlar sonucunda bir şekilde yapabildiğim yüzüğü somurtkan bir ifade ile izledim. Çok zengindim, ona en güzel yüzüğü alabilirdim lakin belki bilgisini vermişimdir; paramı kullanamıyordum. Sıkıntıya girdiğim doğruydu ancak işte bu tür yollarla açığımı kapatmaya çalışıyordum. Namjoon'a belli bir miktar para veriliyordu ve o beni dışarı çıkardığında basitçe istediğim her şeyi alabiliyordum.

Yine de pahalı ve fiyakalı şeyler alamazdım. Ona göz alıcı olan tüm takıları almak isterdim, alamayacağımı biliyordum ve tüm aldığım şeylerin listesinin çıkacağını da biliyordum.

O yüzdendir ki yüzüğü ellerimle yapmayı tercih ettim.

Onun esmer teni görüş açımda belirirken içimdeki heyecanı bastırmaya çalıştım. Hemen bir acele ile ellerimi ceketimin içine soktum ve ceplerimde taşıdığım onlarca yıldızlı tokaya ellerimi daldırdım. Birkaç tane almış ve hızla onları saçlarıma takmıştım.

"Güzel olayım sevgilime" diye fısıldadım. Beni dünyanın en güzel insanı olarak görsün istiyordum ve içimden ona sürekli sevgilim diyordum çünkü bir şeyi yüz kez söylersem gerçekleşirdi değil mi?

Yüzüğü bozmayacak bir şekilde onu elimde saklamaya çalışırken, ona daha hızlı ulaşmak için ben de hızlı adımlar attım. "Taehyung, Taehyung!"

Sesimle gözleri bana çevrilmiş ve benden yana doğru yürümeye başlamıştı. Buluştuğumuz gibi bileklerinden tuttum.

"Selam çilli, naber?"

Tüm bu süreç içerisinde sanırım söylemeyi unuttuğum bir şey vardı. Bana yeni bir lakap takmıştı, ve bu o kadar çok hoşuma giriyordu ki onu sonsuza kadar dinleyebilirdim. Bu beni daha özel hissettiriyordu, ve sevdiğim bir özelliğimi sürekli kullanması da çok hoştu!

"İyiyim!"

Sanırım haddinden fazla bağırmıştım. İçimde durdurulamaz bir heyecan vardı. Sebebi ise tabii ki de elimde tuttuğum yüzükten kaynaklıydı.

"Ne oldu? Bakıyorum çok heyecanlısın yine." Seksi sesi ile yine sakince konuştuğunda bir iç çektim.

Ona şimdi mi vermeliydim yoksa sonra mı vermeliydim bilmiyordum. Lakin elimde tuttuğum bu şey bende kaldıkça kafayı yememe sebep olup, tüm adrenalinimi yükselttiğinden ona vermeyi daha mantıklı bulmuştum. "Şey..."

RUNAWAY | TAEKOOK ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin