wonderland,, hanzeh

i felt your arms twisting around me

Yoğun bir antrenmandan çıkan Hande, en son bir hafta önce kızları ektiği için bunu telafi etmeyi planlıyordu. Zehra ile olan kavgalarının ardından Zehra bir kere Hande'yi aramıştı ve Hande açmamıştı. Önemli bir şey olup olmadığını öğrenmek içinde Cansu'ya genel bir hal hatır sorma mesajı atmıştı. Cansu ile konuştuğunda her şeyin yolunda olduğunu öğrendiği için de rahatlayıp Zehra'ya geri dönüş yapma gereği duymamıştı. Çok kırgındı. Fazlasıyla.

Elif ile birlikte oturuyorlardı şimdi de. Suyunu bitiren Elif, sonunda kafasında toparladığı sözcükleri sarf edebilmişti.

"Hande bugün İlkin ile biraz gezelim dedik, gelsene sende." Hande tebessüm etti.

"Yok güzelim gidin siz, baş başa kalabileceğiniz vakit çok kısıtlı zaten." Hande'nin ince düşüncesine başka zaman eriyebilirdi Elif. Şimdi sırası değildi.

"Ablam da gelecek ya, birlikte takılırız işte."

"Kızları ektim ya geçen. Onlarla giderim diyordum." Elif elini havada salladı. "Ay ektiğin de yabancı sanki alınmaz onlar. Sen onlarla hep takılıyorsun zaten bir ara telafi edersin. Bizimle gel bu sefer."

Hande için güzel bir etkinlik olabilirdi aslında. Saliha ile vakit geçirmeyi seviyordu. İlkin ve Elif eğlenceliydi, kafası dağılırdı. Onayı verdiğinde Elif sırıttı. Umarım planladığı gibi giderdi...

-

"Şaka mısın Elif ya?" Zehra'yı gören Hande'nin yüzü düşmüştü anında. Elif ona kocaman gözleriyle masummuş gibi baksa da yumuşamayacaktı. Hayır, kesinlikle.

"Cansu!" Saliha, Cansu'ya doğru koşarken Elif, Hande'nin koluna girdi. "Ne var arkadaşlarımı özlediysem?"

"Umarım öyledir."

Hande ona ters bir bakış atıp kolunu kurtardı ve masaya doğru ilerledi. Cansu ve İlkin'e sarıldıktan sonra Zehra'ya sarılmayı pas geçerek sadece 'merhaba' dedi.

"Neden aradığımda açmadın?" diye sordu Zehra. Hande bir bahane üretti. "Antrenmandaydım."

"Sonrasında arayabilirdin."

"Vaktim olmadı."

Elif ve İlkin'in kahkahalarla konuşmasından ötürü masada onları duyan yoktu. Zaten yüzleri asık olan tek onlardı. Diğerleri gülüyordu.

"Peki." Zehra daha fazla üstelemeyip yanındaki Cansu'ya kısa bir bakış attı. Cansu tebessüm edip kolunu eliyle okşamıştı. Hande sohbetlere dahil olmazken Zehra arada katılıyordu.

"Niye astın suratını yine?" Saliha, Hande'ye doğru eğilip sorduğunda Hande gözlerini devirmemek için zor durdu.

"Sence?"

Saliha dudağını büzdü, "Konuşmanız gerek."

"Sanmıyorum."

Hande bu konuşmadan sonra masadaki sohbete dahil olmaya başlamıştı. Biraz olsun yüzü gülmeye başladığında Zehra'nın da yüzü gülüyordu artık. Elif'in beklediğinin aksine ikisi de konuşmak adına bir çaba göstermemişti. Zehra aldığı ters cevaplarla suspus olmuş, Hande ise zaten çoktan aralarına o duvarı örmüştü. Gece ikisi adına hüsranla sonuçlanmıştı. Zehra, Hande'yi düşündüğünden daha da çok kırdığını yeni fark ediyordu.

-

"Naber lan?" Elif'in kolunu omzunda hisseden Zehra tebessüm etti. Isınmada rakip takımdan yanına gelen ilk kişiydi.

"İyiyim senden naber Elo?"

"İyi misin, emin misin? Birazdan herkesi parçalayacak kadar gergin duruyorsun."
Zehra güldü hemen.