wonderland,, hanzeh

but darling, we found wonderland

Hande, elini uzatan Cansu'nun eline çakıp yanına oturdu ve sinirle bacağını sallayarak baktı sahaya. Berbat oynayıp kenara alınması sonrası vücudunda yine kontrol edemediği öfkesi hakimdi.

"İyi misin?" Cansu'nun mesafeli tavrı gitmişti. Zehra ile konuştuklarını tahmin ediyordu Hande zaten. Cansu'dan bir şey saklamazdı Zehra.

"Değilim. Bok gibiyim."

"Olur öyle arada. Robot değiliz biz. Sakin ol, bir dahakine toparlarsın." Cansu elini dizine koyup destek olmak isterken elinin altındaki bacağın titrediğini fark etti. Hande'nin gözleri sahadayken Zehra blok sonrası Melissa'nın uzattığı eline çakıp onun kolunun altına girmişti gülümseyerek. Tebrikleri kabul ediyordu.

"Hande, elinden geleni yaptın. Büyütülecek bir maç değil bu. Kendine gel."

Cansu elini çekip ensesine havlu yerleştirmişti. Zehra arka turundaydı, servisi kullanmıştı. Servis kaçtığında kenara gelmişti, Gizem yeniden oyundaydı. Zehra, Cansu ve Ebrar'ın ellerine çakıp onlara gülümsedikten sonra Hande'nin önünde durmuştu. Hande'nin yanına oturup onun uzattığı elinin içine elini bırakmıştı.

"Odaklanamadın pek." diye mırıldandı su şişesine uzanırken.

"Kafam yerinde değil."

"Biliyorum."

Hande tebessüm edip önüne döndü. Zehra'nın elini omzunda hissedince bakışları ona döndü hemen. Zehra'nın gözleri, eskisi gibi suçlayıcı bakmıyordu. Kırgın bakıyordu sadece.

Hande'yi yavaşça kendine doğru çekmişti. Hande'nin başı omzundaydı şimdi. Gözlerini kapattı Hande. Zehra'nın yakınlığını hissetmeyi özlemişti. Zehra sahaya dönene kadar öyle kalmışlardı. Hande ise kararını vermişti. Toparlanacaktı artık. Değişemiyorum diye bir şey yoktu ve olamazdı. Değişecekti. Yapacaktı. Ve Zehra'yı geri kazanacaktı.

-

Odaya gelmişti Hande ve Zehra ikilisi. İkisi de yorgun olduklarından hemen kendilerini yataklarına atmışlardı. Zehra kahve bardağını eline almış telefonuna bakarken kahvesini içerken Hande tavanı izliyordu.

"20 dakikadır boş tavana bakarak ne düşünüyorsun?" Zehra'nın dikkati kendisinde değildi. Telefonuna bakarak sormuştu. Hande de ona bakmadan cevap verdi.

"Performansımı, kendimi ve seni."

Zehra gülümsedi, "Performansın düzelir, ikimizde biliyoruz."

"Biz düzelir miyiz?"

Hande doğrulup ona bakarak sormuştu. Zehra telefonunu bırakıp ona verdi dikkatini. "Sence düzelir miyiz Hande?"

Hande derin bir nefes alıp sırtını yatağa bıraktı yeniden.

"Yaptıklarının tek bir mantıklı açıklaması yok."

"Biliyorum Zehra. Ama işe yaradı."

Zehra gülerken söylendi, "Ya hala inatla doğru şeyi yapmış gibi konuşuyorsun..."

"Bu öyle küçümseyeceğin bir şey değil. Melissa'ya ne yaptım gördün, Saliha'yla çok büyük kavgalar ettik biz."

Zehra duraksarken Hande alt dudağını ısırdı. Pot kırmıştı.

"Biliyor muydu Saliha?"

"Sadece o."

"Saliha bile biliyordu, ben bilmiyordum yani. Sen zor gününde beni yanında istemiyorsan hiçbir anlamı kalmamış ki bu ilişkinin."

"Yanlış anlamaya devam ediyorsun. Sana bir şey yaparsam ben ölürdüm Zehra."

"Ölseydin o zaman! Ölürmüş ya. Sen bana acı çektirdin Hande. Aldattım dedin, Rosa ile olan o sahte ilişkini gözüme soktun. Daha önce yaptığın gibi! Sen, korkaktan başka bir şey değilsin."