so we went on our way

636 100 122
                                    

kaos yok🤚🏻 just hanzeh var🤚🏻 eglenwcegiz biraz biraz da duygusallasabiliriz 🤏🏻 şu kadarcik







"Getirdin koydun bizi buraya da ne oldu İlkin? İçeride uyudu muhtemelen. Bende burada televizyon izliyorum." Hande, telefonda İlkin'e kızıyordu. Zehra içeri gideli on beş dakika olmuştu. Uyuduğunu düşünüyordu.

"Git yanına yat o zaman Hande!"

"Bunu isteseydi ayrılmazdı zaten İlkin! Saçma sapan işler peşinde koşuyorsunuz ya. Yıllar önce yaptığınızda kızmıyordum ama büyüdünüz artık yeter."

"Tamam hatalı olabiliriz, emrivaki yaptık ama siz de duygu ve düşüncelerinizi birbirine aktarmaktan aciz iki kişisiniz. Birbirinizin aklını okuma gücünüz yok. Bundan haberiniz var mı acaba?"

İlkin yükselen sesiyle tüm okları Hande'ye yöneltip işin içinden kolayca sıyrıldı. Ama amacı bu değildi, Hande'yi kendine getirmekti. Eğer bu aşkı istiyorsa peşinden koşacaktı gerekirse yapacaktı bunu aşkta gurur olmazdı. Eğer bunu istemiyorsa da tamamen unutacaktı onu. Belirsizlikle olmazdı.

"Kaçıyor benden. Gözlerime bile bakmaya çekiniyor. İstemiyor işte."

İlkin derin bir nefes aldı. İşler düşündüğünden daha da kötü ilerliyordu demek ki.

"Üzgünüm Hande. İyi olacağını düşünmüştüm." Hande gülümseyip parmaklarına bakarken mırıldandı.

"Böylesi daha iyi demek ki onun için..."

"Bilemeyiz ki."

"Kapatıyorum, sabah ne kadar erken gelebilirseniz o kadar erken gelin. Görüşürüz."

"Görüşürüz. İyi geceler."

Konuşmaları bittiğinde Hande televizyonu kapattı ve koltuğa uzandı. Gözlerini tavana dikmiş düşünceleriyle boğuşurken Zehra odadan çıkıp lavaboya girmişti. Hande konuşulanları duyduğuna emindi çünkü ev sessizdi. Uyumadıysa eğer duymuştu. Uyuyup uyandıysa duymamış demekti ki kısa süre içinde uyuyup hemen uyanması saçma olurdu. Oflayıp gözlerini kapattı. Bir anda bastıran yağmurun sesiyle ayaklandı. Nereden de çıktı yağmur diye söylenecekken mevsimin sonbahar olduğunu hatırlayıp kendi aptallığına sinirlendi. Yağmur şiddettini gitgide arttırırken şimşekler çakıyordu. Camdan dışarı baktı perdeyi kenara çekerek.

"Ödüm koptu ya!" Zehra söylenerek çıktığında ona bakıp gülümsedi.

"Sen korkmazsın ki bundan."

"Vahşi sayılabilecek hayvanlardan korkarım ama." Hande gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı. Bu yüzden mi uyuyamamıştı?

"Şaka mısın? Hayvanseverler derneği açmanı beklerdim voleybolu bıraktığında."

"Bırakacağımı kim söylemiş?"

"Yeni neslin Giovanni'si olup psikoloji bozacaksın yani, o da iyiymiş."

Zehra göz devirip camdan dışarıya baktı tıpkı Hande gibi. "Ben tatlı bir antrenör olurdum."

"Onun tatsız biri olduğunu kabullendin tam şu an." dedi Hande sırıtarak. Tuzağa böyle düşürürdü işte.

"Hayır ya." dedi Zehra sahte bir üzüntüyle.

Yağmurun dinmesini bekliyordu Hande, Zehra neyi bekliyordu bilmiyordu. Hah, bulmuştu! Vahşi hayvanlar...

"Ayı falan yok burada tabi ki Zehra saçmalama. Yat uyu."

"Sen niye uyumuyorsun? Sende korkuyorsun işte! Ayrıca sana güvenmiyorum, İlkin'den duymam lazım. Ara İlkin'i ve sor."

wonderland,, hanzehHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin