cause nothing's as it seems

679 89 187
                                    

selam BEN geldim🥳🥳🥳🥳


Tüm gün Hande'ye yine zehir olmuştu. Zehra'yı Melissa'nın yanında görmeye tahammülü bile yoktu. Sinirleri zıplıyordu adeta. O konuşmanın ardından üç gün geçmişti. Antalya'da son maçlarını da bugün oynamışlardı. Yarın yolculuk yapılacaktı. Kızlar bu akşam biraz gezelim dese de Hande katılmak istememişti, onları şaşırtarak. Zehra ve Melissa'yı izlemeye gelmemişti hayata. Odasında dinlenmek daha mantıklı geliyordu ona. Fakat Simge onu resmen sürükleye sürükleye getirmişti. Hande onları gördükçe gaza gelip Zehra ile konuşur, belki bu defa düzeltirler diye ümit ediyordu. Kahve içiyorlardı şimdi birlikte. Hande, Elif ve İlkin'in arasına oturmuş karşısındaki Melissa ve Zehra'nın mutluluğunu sinirli bir şekilde izliyordu.

Dakikalar geçmek bilmiyordu sanki. "Ya rujum yok olmuş resmen. Gidip süreyim şunu yine." Zehra söylene söylene masadan kalktığında Melissa ona eşlik etmek istedi ama Simge kolundan tutup oturttu onu.

"Baklavayı yesene sen, buranın baklavası meşhurdur. Merak ediyorum tepkini."

Hande'ye doğru bakıp göz kırptı Simge. Hande gülümsedi arkadaşına. Simge ona doğru eğilip fısıldadı.

"Herhalde boşuna yapmadım bu hareketi. Bir daha yalnız bulamazsın. Koş çabuk."

"Bulmasam daha iyi belkide."

"Hande git. Bir kere olsun beni dinle. Batırmadan geri gel ama."

"Zehra'ya bakayım." Melissa kalkacakken Eda araya girdi. "Hande gider şimdi. Zaten o gittiği yerde aynada kendine bakmazsa olmaz."

Hande ayağa kalkarken gülümsedi Eda'ya. "Çok doğru söyledin kaptanım." Hande lavaboya girdiğinde Zehra'nın saçlarını düzelttiğini gördü. Hande'yi gören Zehra lavabodan çıkmak için yanından geçmek istedi ama Hande elini tuttuğunda olduğu yerde kalmıştı.

"3 gündür ben senin şovunu izledim. Şimdi sen de beni dinleyeceksin." Zehra elini kurtarıp kollarını göğsünde bağladı. "Dinliyorum."

"Onu seviyor musun?"

"Mm... Bir düşüneyim, sanki üç gün önce söylemiştim sevdiğimi."

Hande derin bir nefes aldı. Neden her konuşmaları zor olmak zorundaydı?

"Ben de inanmamıştım. Hala da inanmıyorum zaten orası ayrı..." Mırıldanmasıyla Zehra gülümsedi. "Ne yapayım Hande sen inan diye gözünün önünde öpüşeyim mi onunla?" Hande'nin vereceği tepkiyi keyifle beklercesine gülümsüyordu.

"Hoşuna gidiyor. Kasıtlı yapıyorsun. Beni sinir etmek hoşuna gidiyor senin. Ama şöyle bir gerçek var, o kadar sahte duruyorsunuz ki... İnandırıcı değil maalesef. Sınıfta kaldın. Kıskandıramadın."

Zehra dudaklarını birbirine bastırdı ve gözlerini tavana dikti. "Ondan dolayı mı peşimden gelip hesap sordun?"

"Kızla oynama diyecektim. Yazık ona da, günün sonunda kimin kapısına ağlayarak geldiğin belli."

Zehra dişlerini sıkıp Hande'ye doğru bir adım attı. "Geçmişi konuşacaksak sen zararlı çıkarsın."

"Emin misin?"

Hande yakınlıklarını takip ederken Zehra buna dikkat etmemiş, gözlerini onun gözlerinde gezdiriyordu.

"Gözlerime bakıyorsun, beni izliyorsun ve sonra size baktığımdan emin olup ona yaklaşıyorsun. Flörtleşiyorsun. Ne yapmaya çalıştığın basbaya belli."

Zehra kabullenmeyecekti. Şu an afallayan o olmamalıydı. Durumu kendi lehine çevirmesi gerekiyordu.

"Bir şey yapmaya çalışmıyorum. Hayatımda kimse yok. Bende yeni birini alıyorum. Bu kadar basit aslında."

wonderland,, hanzehHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin