3

2.8K 126 50
                                    

Media: Eliz & Efken Aras Atalay

🤍

🎶Canozan / Kalbimden Tenime

3. Bölüm

Yaşlı çiftin arkasında gördüğüm 5 adam kısa çaplı bir şoka girmeme neden oldu. Aras abilerimin olduğunu söyleyince iki tane falan düşünmüştüm. Ama ergen veleti saymazsak 4 tane benden büyük görünen adam vardı.

Kuzen olma olasılığı var mı?

Umarım hepsi öz abi falan değildir.

Kadın koşarak bana doğru gelmeye başlayınca ne yapacağımı bilemedim. Karnımı hissetmemesi için dua ederken kadın hızla bana sarıldı. Boynuma sıkıca sarılan kollarla bir an duraksadım. Kollarım iki yana düşmüştü. Benden ayrılacağı sırada ben sardım kollarımı ona. Bundan güç alarak başını saçlarıma gömmüştü galiba. Bende çaktırmadan kadının saçlarından yükselen kokuyu soludum. Çok güzel bir kokuydu bu.

"Kızım... Hoş geldin!" dedi heyecan ve sevinç karışımı bir sesle. Benden ayrıldığında kocaman gülümsüyordu. Bende ona karşılık olarak hafifçe tebessüm ettim. Kadının arkasında olan yaşlı adam bana doğru gelip elini uzattı. Sarılmak istemediğine sevinmiştim. Tanımadığım bir adamla sarılmak pek de güvenilir değildi.

"Hoş geldin." dedi elini sıktığımda. Onun da yüzünde kocaman bir tebessüm vardı. Gözleri parlayarak yüzüme bakıyordu. Kadın Aras'a doğru gidip "Hoş geldiniz, oğlum." dedi. Aras da ona karşılık verirken ben elimi adamdan çekmiştim.

Biyolojik anne ve babamın adlarını bile bilmemek, kalbimde küçük bir yerin sızlamasına neden oldu.

"Hadi içeriye geçelim. Daha abilerinle tanışacaksın!" dedi kadın heyecanla. Başımı sallayıp karşımdaki erkek topluluğuna kısa süreliğine baktım. Hastanede gördüğüm adam yine gülümsüyordu. Velet yine başını eğmişti. Diğer üçünün bakışlarını anlamamıştım. İfadesiz bakıyorlardı. Küçük bir baş selamı verdiğimde beni karşılıksız bırakmayıp onlar da baş selamı verdi.

Birlikte evin içine girdik. Evin içi oldukça ferah ve sadeydi. Böyle ortamlar hep hoşuma gidiyordu. Aras ile İstanbul'daki evimiz de böyleydi. Sade ama modern. "Geçin, söyle oturun." dedi kadın bir tane odayı göstererek. Burası oturma salonu olmalıydı. Büyük bir salondu. Duvarları gri tonlarındaydı. Perdeler koltuklar gibi kremdi. Karşı duvarın orada bir L koltuk vardı. L koltuğun sağ tarafında ise normal üçlü bir koltuk. Üçlü koltuğun arkasındaki duvar camdan oluşuyordu. L koltuğun solunda ise ikili bir koltuk ile bir berjer vardı. Koltukların tam karşısındaki televizyon ise kocamandı. Salonun tam ortasında, koltukların arasında ise bir sehpa vardı.

Aras ile birlikte yan yana ikili koltuğa oturduk. Bana tepkileri nasıl olurdu bilmiyordum. Ama ben önyargı ile yaklaşmamak için çabalayacaktım. Herkes koltuklara yerleşince bir sessizlik oldu. Aras ve ben onları inceliyorduk, onlar ise bizi. Daha çok, beni. Aras'ın kocam olduğunu biliyor muydular bilmiyordum. Onu abim falan sanmazlardı umarım.

"Merhaba, kızım. Akşam yemeğine bizi kırmayıp geldiğin için teşekkür ederiz." dedi kadın. "Önce sana hepimizin ismini söyleyeyim. Malum, tanışmak fırsat olmadı." Bunu imayla değil tamamen hüzünle söylemişti. Ağlama krizine girdiğim için onlarla tanışamamıştım. Onların yanında ağladığım için utanmıştım hatta.

"Tabii..." diye mırıldandım. İster istemez utanıyordum. Onlar benim ailemdi ama bir o kadar da değildi. Ne ben onları tanıyordum ne de onlar beni. "Benim adım Özlem. Annenim..." dedi Özlem Hanım kocaman gülümseyerek. Sanki... benim annem olduğu için gurur duyuyor gibiydi. "Baban, Erdem." diye devam etti. Daha sonra yavaşça erkek topluluğunu anlatmaya başladı.

Eliz |Gerçek Ailem|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin