"Ben gerçekten özür dilerim Miray. Buraya normalde gelmezler. Seni dinlemeliydim."
Magazinciler yüzünden ne kahvaltı yapabildik ne de rahat rahat konuşabildik. Ama buna alışmam gerek sonuçta ünlü futbolcuyla ev arkadaşı olmayı kabul eden bendim.
"Senlik bi durum değil özür dilemene gerek yok. Sadece aç kaldım ona üzülüyorum." dedim ortamın biraz yumuşaması için.
"Ya öyle ama şimdi her yerde boy boy fotoğraflarımız çıkacak sana karşı mahcup oldum."
Bi de fotoğraf meselesi vardı tabi. Belli etmemeye çalışsam da korkuyordum. Ailem ne tepki verecek. Tepkiden ziyade ne diyeceğim. Babam desen zaten koyu Galatasaraylı uzun sorguya çekecek. Bi yandan da sosyal medya tepkisi var. Linçleri kaldırabilecek miyim?
"Sorun değil senin bi suçun yok sonuçta. Kendini kötü hissetm-" Lafımı bölen çalan telefonum oldu. Nehir arıyordu.
"Alo Nehir."
"Miray bana neden söylemedin?" Sesinden kırgın olduğu bariz belliydi. Çok yanlış anlamıştı.
"Neyi Nehir?"
"Barışla sevgili olduğunuzu. Hem belliydi onla konuşmaya başlayınca hiç aramaz sormaz oldun. Hayır yani ben senin en yakın arkadaşın değil miyim bana neden anlatmıyorsun? Kızacak mıyım sanki. Hem dörtlü date çıkarız."
"Yuh hemen yayılmış mı? Sen yanlış anladın. Dün eve yerleştik ya saat geç olduğu için alışveriş yapamadık evde yiyecek birşey yok diye kahvaltıya gidelim dedik onda da bizi buldular. Kahvaltı da yapamadık aç kaldık."
"Ne demek sevgili değilsiniz. Gene mi gelmedi o dörtlü date... Bu arada isterseniz bize gelin Berkan'da evde."
"Yok canım biz size rahatsızlık vermeyelim."
"Saçmalama Miray ya. Hem özledim seni. Berkan'la Barış takılır bizde hasret gideririz."
"Tamam tamam çayı koy o zaman."
"Tamam canım hadi ben kahvaltıyı hazırlayayım görüşürüz."
"Görüşürüz Berkan'a söyle yardım etsin sana."
"Söylerim." diyip güldü ve telefonu kapattı.
Barış'a döndüğümde onunda telefonla konuştuğunu gördüm. Umarım kariyerine zarar gelmez. Yalan yanlış haberler yüzünden.
"Abi gerçekten öyle bi durum yok arkadaşım sadece." Sanırım o da birilerine açıklama yapıyordu.
"Tamam abi dikkatli olurum." diyip telefonu kapattı. Bana dönüp konuşmaya başladı. "Kusura bakma ya menejerim aradı. Kahvaltı da yapamadık. Napsak ki."
"Ya aslında arkadaşım aradı. Bize gelin Berkan'da evde dedi."
"Hadi hemen gidelim ondan almam gereken bi hesap var. Manita yapıyor haber vermiyor it." dediğinde çok komik gözüküyordu.
Arabaya binip evi tarif ettim. Geldikten sonra Nehir'i aradım.
"Nehir biz geldik."
"Zili çalsana gerizekalı." diyip suratıma kapattı. Ama olmaz zili çalamam. Bu arkadaşlığın bir kuralı.
Kapının açılmasını beklerken Barış çok heyecanlı gözüküyordu. Berkan'a aşık mı yoksa?
"Ne bu heyecan?"
"Berkan'ı ne tür şekillerle döveceğimi hayal ediyordum da."
Manyak ya.
Kapı açıldığında neşeli gülümsemesiyle Nehir'i görürken arkasında muhtemelen Barış'a yapacağı açıklamayı düşünen korkulu Berkan vardı. Evde top oynarken vazo kıran çocuklar gibi ellerini önünde birleştirmiş bekliyordu. Biz Nehir'le sarılırken Barış'ın içeri doğru uçuşunu gördüm. Nehir'le gülerek içeri girdikten sonra koltukta boğuşan Berkan ve Barışı görünce gülmem kat kat arttı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ev Arkadaşım | Barış Alper Yılmaz
Fanfiction"Çocuklar ikinizi de üzmek istemem ama ev sahibi sadece evli çift arıyor üzgünüm."