²²

3.8K 208 190
                                    

"Ya abla uyansana artık!"

Serabın bağırışı ve beni dürtmesi ile yerimden sıçradım.

"Ne oluyor ya!" dedim.

"Şükür uyandın ya! Şakasız 10 dakikadır seni uyandırmaya çalışıyorum. Bir de İstanbul'u gezdirecektin bana." dedi.

"Uykum ağır kızım ne yapayım? Hazırlan da kahvaltıya gidelim. Ordan da gezeriz." dedim.

"Ayy tamam." diyerek odaya koştu.

Bende iyice kendime gelip yattığım yerden kalktım. Banyoya gidip işlerimi hallettikten sonra odaya, Serabın yanına gittim.

"Daha hazır değil misin sen?" diye sordum. Çünkü yatağa yatmış telefonla uğraşıyordu.

"Benim hazırlanmam 5 dakika abla dert etme sen." dedi.

Kesinlikle 5 dakika falan değildi. Üstüme krem rengi bol kazak, altıma açık mavi bir jean giydim. Makyaj yapmaya başlayacakken Serabın hâlâ yattığını gördüm.

"Serap kalk artık!" diye bağırdım.

"Of kalktım tamam." dedi ve sonunda kalktı.

Kendine kıyafet bakarken o sırada bende makyaj yapmaya başladım. Fazla olmayan ancak güzel ve belirgin bir makyaj yaptıktan sonra saçlarıma dalga vermeye başladım. Tamamen hazırdım.

"Serap! Hazır mısın?" diye seslendim.

"Hayır tabi ki!" dedi.

Biliyordum. 5 dakikanın aslında 2 saat olduğunu çok iyi biliyordum.

"Ben dedim sana kalk diye anca telefona bak sen! Çabuk ol hazırım ben." dedim.

"Tamam 5 dakikaya hazırım abla." dedi.

Evet yaklaşık yarım saattir 5 dakikanın dolmasını bekliyordum.

"Hazırım çıkabiliriz." dedi yanıma gelerek.

"Sonunda!" dedim ve ayaklandım.

"Konuşacak mevzular var abla. Kahvaltıda her şeyi konuşacağız." dedi sinsice.

"Konuşuruz konuşuruz hadi artık." dedim.

Deniz kıyısında açık havada güzel bir kahvaltı mekanına geldik. Hava kapalıydı ancak aşırı soğuk yoktu. Mavi deniz ve griye kaçan gökyüzü çok güzel gözüküyordu. Siparişleri verdikten sonra Serap beklediğim o soruyu sordu.

"Abla bana baştan anlat şimdi aklım almıyor gerçekten, nasıl oldu?"

"Biliyorsun ev sahibim çık diye darlıyordu beni durmadan. Bi şekilde hallettim her seferinde ancak bu sefer uzatamadım süreyi. Tutturdu çıkacaksın diye. Gitmediğim emlakçı, araştırmadığım yer kalmadı. Hiç bir yerde kiralık ev yok. En son bir tane buldum, bu evi işte." derken Serap lafımı böldü.

"E bulmuşsun işte. Ne alaka bu ev arkadaşı muhabbeti?" diye sordu.

"Sus da dinle, anlatıyorum ya. Bu bulduğum evin sahibi de evli çift istiyormuş sadece. Bi önceki kiracı sorunluymuş. Ben bu evi bulduğumda dükkanda da Barış vardı. O da atladı hemen abi bana ver evi ben ikna ederim ev sahibini falan dedi. Allah'tan kabul etmedi emlakçı. Ev sahibi kararlıymış çift bulmakta."

"Abla bölüyorum kusura bakma ama bu adam futbolcu ve oldukça zengin bi adam. Ne yapsın kiralık evi?" dedi.

"Sorduğumda satılık ev bulamadığını söyledi. Gerçekten var mıydı yok muydu bilmiyorum satılık bakmadığım için. Ama yok diyorsa yoktur adam neden bi evde 2 kişi kalmaya razı olsun ki? Neyse sonra ben dükkandan çıktım bu seslendi bana bi anda dedi ki evlen benimle. Tabi ben şok oldum kendime gelemedim bir kaç dakika."

Ev Arkadaşım | Barış Alper Yılmaz Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin