²⁶

2.6K 218 418
                                    

"Adı Miray, fotoğrafını da yolladım sana. En ufak detayları bile istiyorum."

Duyduğum şey ile kaskatı kesilmiştim. Nefes alış verişlerim hızlanmıştı, ellerim titremeye başlamıştı. Ve ne zaman stres olsam her daim benimle olan mide bulantım, beni şuan mahvediyordu.

"Bu işi halletmeden sakın gözüme gözükme." dedi ve gittiği yönde yoluna devam etti.

Artık sadece ellerim değil, tüm vücudum titriyordu. O Miray ben miydim? Kimden ve neyden bahsediyordu? Bu Murat neyin nesiydi? Ben kime bulaşmıştım...

"Abla niye dikildin burada? Sen iyi misin?"

Duyduğum sesle hızla arkamı döndüm. Serap gelmişti. Derin bir nefes verdim.

"Abla sen iyi değilsin. Bembeyaz olmuş suratın. Haline bak, ruh gibisin." dedi.

"İyiyim." dedim sadece. Sesim titriyordu. Daha fazla konuşacak gücüm yoktu.

"Sen öyle diyorsan." dedi ve, "Ay abla biliyor musun çok güzel bir gündü. Gizemle yanyana gelince ilk başta çok çekindik ikimizde hiç konuşmadık ama sonra açıldık. Çok tatlı kız." diyerek anlatmaya devam etti. "Ay odaya gidelim de daha detaylı anlatayım." diyerek kolumdan otele doğru sürükledi.

Yürürken bi yandan Serap anlatmaya devam ediyordu ancak bende dinleyecek kafa kalmamıştı.

Murat'ın derdi neydi? Ben veya başka bir kızdan, ne istiyordu? Gerçekten kafayı yememe çok az kalmıştı. Umarım rahat durursun Murat.

"Aloo abla sana diyorum? Sen dinlemiyor musun beni?" Gözümün önünde ellerini sallayarak konuşan Serap, düşüncelerimden sıyrılmamı sağladı.

"Ha, ne? Birşey mi dedin? Serap, bebeğim çok özür dilerim kafam hiç yerinde değil dinleyemedim." dedim.

"Al işte biliyordum. Belliydi halinden. Hiç konuşmadın, soru sormadın. Zaten suratın beş karış, betin benzin atmıştı. Ne oldu anlat." dedi.

"Boşver. Çok da önemli birşey değil. Uykumu alamadım sanırım." dedim ancak inanmadığını devirdiği gözlerinden anladım.

"Yine mi başladın içine atmaya. Hani aşmıştık bunu. Birbirimizden birşey sağlamayacağımıza söz vermiştik. En son sakladığında neler olduğunu ikimiz de çok iyi hatırlıyoruz. Ha sen unuttuysan tekrar hatırlatayım. Onur piçi yüzünden içine ata ata panik atağın başladı ve kriz geçirip hastanelik oldun. Abla sen bana kafayı mı yedirteceksin? Sana birşey olacak diye ödüm kopuyor içine atma artık lütfen!" dedi sinirle.

Haklıydı. İçime attığımda kendi kendimi yemekten başka birşey olmuyordu. Ama üzgünüm Serap bu meseleyi sana anlatamam. Kendim çözeceğim. Kimseye zarar gelmeden, tek başıma.

"Yüzüme top çarptı." diyerek kestirip attım.

"Yüzüne top mu çarptı? Ne? Nasıl oldu o? Bir şey oldu mu sana?" diye ardı ardına sorular sordu.

"Odaya gidelim anlatırım." dedim ve yürümeye devam ettim.

Yolculuğun geri kalanında konuşmadan odaya vardık. Odaya girer girmez yatağa bıraktım kendimi. Topun etkisi mi, Murat'ın etkisi mi bilmem ama çok yorgun hissediyordum. Ayrıca başım felaket ağrıyordu. Kim bilir belkide Barış etkisiydi.

"Dökül abla. Sana top nereden nasıl geldi Allah aşkına. Ne alaka?" dedi Serap.

"Sabah, daha doğrusu öğlen, odaya Barış geldi. İşte biraz sohbet ettik sonra sen yalnız kalma napsak falan dedi. Antrenmana çağırdı bende gittim." Anlatmaya devam edecekken Serap araya girdi.

Ev Arkadaşım | Barış Alper Yılmaz Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin