²¹

3.3K 196 122
                                    

Daha gün aymadan çalan alarmıma söylenerek yataktan kalktım. Erken kalkmamın nedeni biraz sonra Serabın uçaktan inecek olmasıydı. Banyoda işlerimi halledip üstüme lacivert bol bir sweat, altıma gri bir eşofman giyerek saçımı serbest bırakmıştım. Hafif bir makyaj yapıp mutfağa kahve yapmaya gittim. Kahvenin olmasını beklerken kalçamı tezgaha yasladım. Gözüm salonda olan koltuğa kaydı. Ancak Barış yoktu. Hatırladığım şeyle derin bir nefes verdim. Dün Kerem'e gitmişti. Uykumu alamamamdan dolayı başım felaket ağrıyordu. Gözlerimi kapatıp şakaklarıma ufak ufak masaj yapmaya başladım. Kahve hazır olduktan sonra telefonumu da alıp koltuğa oturdum. Gelen bildirimlerde sadece Serap vardı. Evden çıktığını, havalimanına geldiğini, uçağa bindiğini adım adım yazmıştı. Yazdığı saatlere baktığımda inmesine çok az kaldığını gördüm. Hızla kahvemi bitirip evden çıktım. Apartmandan çıkarken bi yandan da taksi çağırıyordum. En yakın zamanda bir araba almam bana şart olmuştu. Serap'a indiğinde bana haber vermesini istediğimi mesaj atıp taksinin gelmesini bekledim.

"Günaydın." Gelen sesle arkamı döndüm. Ne yazık ki gene Özgür. Bu herifin bu saatte dışarıda ne işi olabilir ki?

"Günaydın." dedim soğuk sesimle. Fazla muhattap olmak istemiyordum. Durmadan Barış ve benim hakkımda saçma sapan imalar yapıyordu.

"Nereye bu saatte?" diye sordu.

Sanane. Ne yapacaksın benim nereye gittiğimi.

"Kardeşimi alacağım havalimanından." dedim. Taksici abi nolur hızlı ol.

"Ben bırakayım istersen." Dediği ile şaşkınlıkla ona baktım. Amacı neydi bunun?

"Yok taksi çağırdım bile sağol. Bu saatte dışarıda olduğuna göre bi işin vardır zaten senin." dedim.

"Tamam ara tekrar gelmesin. Koşuya çıkmıştım sadece bi işim yok." dedi.

Kardeşim senden beni götürmeni isteyen mi oldu. Evliyim ben git.

"İyi iyi git koş o zaman at enerjini. Gelir şimdi taksi sağol." dedim.

"Tamam bu seferlik öyle olsun bari." dedi ve göz kırptı.

"Bu seferlik derken?" Sinirlenmeye başlıyordum.

"Bir daha bir yere gideceğin zaman haber verirsin bana ben bırakırım seni. Uğraşma taksiyle." dedi.

"Ne? Gerek yok sağol. Barış yanlış anlar ayrıca. O varken neden sen götüresin ki?" dedim.

"Hani nerede göremiyorum sanki?" dedi muzip bir gülümseme ile.

"Şuan burada değil. Sana daha fazla hesap vermeyeceğim. İyi günler." diyerek önüme döndüm. Eğer biraz daha konuşmaya devam etseydik kendimi çok zor tutardım.

Gülerek kulaklığını taktı ve koşarak yanımdan uzaklaştı.

"Çattık ya." dedim.

Çalan kornayla kendime geldim.

"Abla sen mi çağırdın?" dedi taksici.

"Evet abi evet. Kusura bakma dalmışım." dedim ve hızla arabaya bindim.

Nereye gideceğimi söyleyerek camdan dışarı izlemeye başladım. Havalimanına geldiğimizde parayı verdim ve teşekkür ederek taksiden indim. Telefonumun çalmasıyla arayan kişiye baktım. Serap arıyordu.

"Alo, indin mi ablacım?" diye sordum.

"İndim abla indim. Valizi bekliyorum şimdi sen neredesin?"

"Şimdi geldim bende."

"Bi dakika abla valizim geldi." dedi ve bir kaç saniye sonra tekrar konuştu. "Sen çıkışta bekle ben yanına geleceğim." dedi.

"Tamam canım." diyerek telefonu kapattım.

Ev Arkadaşım | Barış Alper Yılmaz Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin