Bu sabah,AVM'de bir kahve içecektik ama Zoya'nın hazırlanması bitmiyordu.Ne yapıyor anlamadım ki ! Alt tarafı bir kaç poz için dışarı çıkacaktık.Bilmem kaçıncı sigaramı yakarken bir beş dakika sonra odadan çıktı.Onu baştan aşağı süzdüm,beyaz bir pantolon ve kayık yaka beyaz bir body giymişti.Üzerinde açık renk bir kaşe kaban vardı.
Güzel,görünüyordu.
Bana güzel görünmediği bir an var mıydı ki?Arabaya bindi.Kapıyı öyle bir çarptı ki ağzıma dolan tüm küfürleri yuttum.Kapıyı kır,böyle olmaz.Çantasından çıkardığı parlak ruj gibi tüpü sürmekle meşguldu.Keşke sürmeseydi.Zaten kışkırtıcı dudakları,şimdi daha parlak ve daha dolgun görünüyorlardı.Dilimle alt dudağımı yaladım.Ne zaman onu öpmek için çıldırsam bu hareketi yapıyordum.
Derin bir nefes çektim ve yola odaklandım.Bazı insanlar eski püskü bir battaniyeye de yıllarca bağlı kalabilirler,biliyorsun değil mi? Bu o eşyaya yoğun sevgilerinden ve hayranlıklarından gelmez.Artık takıntıdır.
Önüme orospu çocuğunun birisi kırdı ve az kalsın kaza yapacaktım.Emniyet kemerimi hızlıca çözdüm.
" Ruslan,yapma lütfen. "
" Sen karışma kızım. "
" Belki serserinin tekidir,bir şey yapar sana."
" Yapamaz,bekle sen burada. "
Arabadan pata küte indim ve direkt kapısını açtım.Lavuk,beni görünce bir afalladı.Elimi direksiyona koyarak eğildim ve sert bakışlarımı ona diktim.
" Dümdüz yoldasın,ne makas atıyorsun siktiğimin evladı ? "
" Kusura bakmayın,beyefendi sizi göremedim. "
Yanındaki kadın bana kaşlarını çatarak bakarken homurdandı ve başını çevirip başka tarafa bakmaya başladı.Seni de sikeyim kadın.Homurdanarak " serseri " dediğini duydum.
" Sana ehliyet vereni sikeyim.İkile koçum,haydi bas git. "
Kapıyı sertçe çarptım ve arabama geri döndüm.Arkadaki araç kornaya bastı.Aynadan bakarak elimi kaldırdım ve arkadaki araca doğru salladım.
" Ne var lan?! Gidiyoruz işte ibnenin evladı."
" Ruslan,sakin ol ! "
Zoya,korkmuşa benziyordu.Yutkunup ellerini şakaklarına bastırırken derin derin nefes aldı.Kaosa karşı direnci sıfırdı.Elimi saçlarımın arasından geçirirken gelişigüzel bir tavırla mırıldandım.
" Sakinim ben.Bunlar araba kullanmayı bilmiyorlar. "
" Olabilir,her neyse boşver günümüz mahvolmasın. "
Arabamın anahtarlarını valeye bıraktım ve haber manyaklarının flashları yüzüme patlamadan önce Zoya'nın elini tutarak AVM'ye girdim.Büyük adımlarıma yetişmeye çalışırken elini çekmek istedi.Daha sıkı tuttum.
" Bırak,içeride tutmak zorunda değilsin. "
" İyi böyle. "
Derin bir nefes verip saçlarını düzeltti ve yürüyen merdivenlere yöneldik.Gözlerim insanların üzerinde gezinirken elime hafifçe tırnaklarını geçirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
V İ S A L
Non-FictionSığındığı her şey onu helak etmiş, tufanın içinde boğulmuştu. Kuyuya atılmış, üç kuruşa da satılmıştı. O yüzden sevgi üzerinde emanet duruyordu.