Ruslan'ın arkadaşının yeri diye içeri girince bir ayrıcalık bekliyordum ama kapıda karşılanmayı beklediğim söylenemezdi.Kapıda bizi takım elbisesiyle bekleyen adama bakarak arabadan inerken Ruslan ona yetişmemi bekledi ve aracın anahtarlarını vale'ye verdi.Onunla hemen hemen yaşıt gibi duran uzun boylu,esmer adamın yüzünde samimi bir gülümseme vardı.Selamlaşıp birbirlerine sarıldılar.Ne kadar çok tanıdığı vardı ya!" Hoş geldin kardeşim. "
" Hoşbulduk Altay'ım. "
" Yenge,hoşgeldin sende. "
" Merhaba " dedim kısaca ve el sıkıştım.Arabada kısaca bahsetmişti bu Altay denen çocuktan,mahalleden çocukluk arkadaşıymış.Ben yanlarında onları sakince izlerken ayak üstü biraz daha konuştular,sonra da içeri geçtik.Mekan beklediğim gibi çıkmadı.Sanki portakallı ördek yemeye gelmiş gibiydik.Masalarda kadehler olan fazlasıyla modern dekorasyona sahip mekana baktım.İş insanlarının ya da çoğunlukla sanatçıların,siyaset adamlarının tercih ettiği gibi bir yerdi.
" Bak abartma yine,şişirme beni. "
" Ya olur mu öyle şey oğlum,gelmişsiniz yengemle,bırak da adabına göre donatalım masayı. "
" Bizim kadar acıya aşina değil,ayarına dikkat etsinler olur mu? "
" Merak etme sen,ayarlarız.Yanına da ellilik açtırıyorum? "
" Açtır bakalım,içelim madem. "
Mekandaki en güzel masa olan cam kenarına otururken üzerimdeki siyah takımın ceketini çıkartıp sandalyenin arkasına astım.Ruslan'ın gözleri etrafta dolanırken bu tarafa doğru genç bir kadın hayretle yürüdü.
" Aaa,Vidar ! Yüzünü gören cennetlik. "
Kızıl saçlı,beyaz tenli güzel bir kadındı.Ruslan ayağa kalkıp onunla el sıkıştı.Bir an sarılacaklar diye gerilmiştim.Kimdi ki bu kız? Gözlerimi onlara diktim.Ruslan bana dönüp eliyle kızı gösterdi.
" Efsun ; Altay'ın eşi.Zoya'da benim karım. "
Kıza öylece bakmayı kesip yüzüme hemen bir gülümseme koydum ve bana uzattığı elini sıktım.
" Çok memnun oldum canım,hoşgeldin. "
" Ben de " dedim.Efsun biraz daha Ruslan ile konuştuktan sonra masamızdan ayrıldı.Geri karşıma oturup gömleğini dirseklerine kadar katlayıp kolunu boş sandalyeye uzattı.
" Efsun iyi kızdır,numaralarınızı verin birbirinize.Gider gelirsiniz birbirinize. "
" Olur. "
Ahuzar ve Asel dışında yeni bir arkadaş bencede iyi olurdu.Ne kadar çok farklı insanla sosyalleşirsem,o kadar çabuk adapte olurdum her şeye.Garson masamıza tabakları dizerken bıraktığı içki şişesini çenemle işaret ettim.
" Bunun adı ne? "
" Rakı bu.Ağırdır ama bir kadeh içebilirsin. "
" Peki bu ne? " dedim kırmızı cam şişeyi işaret ederken.
" Şalgam. "
Bardağın yarısına su,yarısına da açık renkli içkiden doldururken sessizce onu izledim.Önüme koyduğunda önce kokladım,yüzüm istemsizce buruştu çünkü çok ağır bir kokusu vardı.Tam bir yudum alacakken bileğimi tutarak engel oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
V İ S A L
Non-FictionSığındığı her şey onu helak etmiş, tufanın içinde boğulmuştu. Kuyuya atılmış, üç kuruşa da satılmıştı. O yüzden sevgi üzerinde emanet duruyordu.